Doğu akdeniz'de çıkması beklenen doğalgaz ve petrol gerçekten büyük bir bizim için fırsat olabilir fakat bunu tabii ki doğru değerlendirmek gerekiyor. Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti'ne buradaki Kıbrıs Türk toplumuna maksimum fayda nasıl sağlarız? Bu bağlamda değerlendirmek gerekecek.Tabii ki uzun soluklu bir çalışma sonucunda bunun ekonomiye kazandırılması gündeme gelecektir. Bizim aslında bu süre içerisinde ne yapmalıyız? Bunların da aynı zamanda planlı çizmemiz çıkarmamız gerekiyor kanaatindeyim. Çünkü gerçekten özellikle pandemi dönemi içerisinde ufak bir ada ülke olmamızın avantajlarını maalesef istikrarsız hükümet dönemleri içerisinde değerlendiremedik ve belki de bu pandeminin getirmiş olduğu ekonomik yıkımdan en fazla zarar gören ülkelerin başını çekmiş durumdayız.Şu aşamada tabii ki burada Türkiye Cumhuriyeti'nin araştırma yapılması için geçtiğimiz hükümet dönemlerinde verilen bir izin vardı. Fakat bu petrolün ve doğal gazın çıkması durumunda uluslararası hukuka uygun bir şekilde dünyayla birlikte paydaşlarımızla birlikte ortak hareket etmenin masaya oturmanın önemi bir kez daha ön plana çıkıyor. Aslında bir bakıyoruz ki Güney Kıbrıs'ın yapmış olduğu doğalgaz araştırmalarından çıkacak olan doğalgazın Türkiye üzerinden değil de direkt olarak Avrupa'ya nakli söz konusu olacaksa çıkan doğalgazın büyük bir kısmının yapılması gereken ekstra yatırımlardan dolayı kaybedilmesi anlamı taşıyor. Dolayısıyla burada bütün tarafların aklıselim bir şekilde oturup ortak bir mutabakata buluşup buradaki doğal gazın buradaki ada insanlarına maksimum fayda sağlayacak şekilde planlanması gerektiği kanaatindeyim.
Tabii ki çok büyük bir rezerv doğalgaz çıktıktan sonra petrol çıktıktan sonra bu ülkeye katkısı çok çok büyük olacaktır. Bizim bütçemiz bakın, ek bütçe yapıldı ve ek bütçeyle birlikte bizim bütçemiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bütçesi 1 milyar dolar bile değil. Çıkacak olan doğalgazın ve petrolün ne kadar büyük bir katkı sağlayacağı ortadadır. Fakat buradaki fırsatı doğru değerlendirip,daha fazla kaosa yol açmadan Kıbrıs Türkünü bu adada daha fazla izolasyonlar altında ezdirmeyecek bir modelle olması gerekiyor.
Yani kavgayla değil barışla bu çıkacak olan doğal kaynakların piyasaya arz edilmesi bizim için önemlidir, çünkü gerçekten bu adanın kuzey tarafına uygulanan izolasyonlar bizi deyim yerindeyse nefes aldırmaz bir noktaya getirmiştir. Uluslararası hukuka uygun hareket ettiğimiz noktada gerçekten Kıbrıs Türkü'nün çok büyük kazanımları olmuştur. Bunların devam etmesidir, amacımız daha fazla izolasyonlar altında ezilmek olmamalıdır kanaatindeyim. Çünkü gerçekten buradaki fırsat çok ama çok büyüktür. Doğal gazın bulunma ihtimaline karşılık bunun ülkeye kazandırılması konusunda da bizim aslında elektrik enerjisinin piyasaya arzında çok ciddi bir fiyatlarda ucuzlama getirecektir. Bu sadece hane halkının ödeyeceği faturaların düşmesi anlamına gelmeyecektir. Yatırım alabilen bir ülke pozisyonuna getirecektir. Çünkü gerçekten dünyada özellikle bu dönemde Rusya Ukrayna krizinden sonra enerji maliyetlerindeki ciddi artış görüyoruz. .Rusya Ukrayna krizinden sonra doğalgaz sıkıntısı örneğin yıllar önce tavsiye ettiği kömürle çalışan santrallerin devre dışı bırakılmasını bugün tekrardan gündeme getirdiğini ve kömürle doğaya çok fazla aslında karbon salınımı yapan çok çevreye çok ciddi zararları olan kömür yakınıyla birlikte elektrik enerji üretilmesine kadar varan bir noktaya taşıyabiliyor dünyayı. Düşünün yıllar öncesinden belki de çeyrek asır öncesinden planlı bir şekilde kömür ile birlikte elektrik üretimi durdurmaya çalışan Avrupa bugün böyle bir krizden dolayı tekrardan bunları gündeme getirebiliyor. Kapatmaya çalıştığı belki de nükleer santraller tekrardan çalıştırma yönünde taraf değiştirebiliyor. O yüzden gerçekten çok önemlidir.
Ilk bakış açısında çok ciddi pozitif etkileri olması beklenirken, bunun gerçekten bu şekilde olabilmesi için uluslararası hukukla, dünyayla iletişimde Türkiye Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs Rum kesimiyle Yunanistan'a diğer paydaş ülkelerle birlikte burada yani söz sahibi olabilecek ülkelerle birlikte ortak bir mutabakata olması gerekiyor diyoruz.
Evet, su ve enerji konusunda şunu söylemek gerekiyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin tabii ki buraya üzerinde, belki de eşi benzeri olmayanbir projeyle yıllık 70.000.000 metreküpe yakın bir su bu ülkeye getirmiştir ve gerçekten özellikle kullanım suyu olarak belli başlı büyük şehirlerde tuzlu kullanılan kötü kaliteli suyun Türkiye'den gelen suyla değiştiğini gördük burada ve gerçekten. Fark yarattı bu proje fakat önemli olan Türkiye Cumhuriyeti'nden gelen Türkiye cumhuriyeti'nin çok büyük bedeller ödeyip de buraya getirmiş olduğu su gerçekten Kıbrıs Türkü için önemliydi. Fakat bizim burada buraya neden muhtaç kaldığımız masaya yatırmamız gerekiyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'e gelen su yani hane halkı için kullanılan su 35 -40000000 metreküptür yıllık olarak. Fakat bizim örneğin kendi bölgem olduğu için rakamsal olarak ifade edebilirim. (Güzelyurt-Lefke bölgesi için) tarım için bizim kullanmış olduğumuz su 90000000 metreküp suyun üzerinden düşünebiliyor musunuz? 90 milyon metre küplük orada bir rezerv var ve bunu zamanında koruyucu önlemler almadık. Belli başlı kaynak sularımızın olduğu yerlerde gerek fazla çekim gerekse dere yataklarında gerekli ıslah çalışmalarının yapılmaması, yeraltı göletlerinin oluşturulmaması, yeraltı havzalarını besleyecek desteklerin oluşturulmasından dolayı buna muhtaç kaldık veTürkiye cumhuriyeti'nin çok büyük bir marifetiyle getirdik. Dolayısıyla bizim burada aslında birinci olarak kendi yerel kaynaklarımızı maksimum seviyede koruyacak önlemleri almaktan geçiyordu. Geçtiğimiz yıllarda büyük 34 yıllık kuraklık dönemlerinden sonra ne olmuştu? Ciddiye hasarlar almıştı. Hatırlıyorsanız eğer yakından takip ediyorsanız, sel felaketleri bence felaket değil aslında bereket ,onların hepsi de fakat yoğun yağışların sonucunda oturduk denize akıttık yaptık. Kış içerisinde gerçekten çok ciddi yağışlar aldık. Yine seneler oldu ve burada düşünebiliyor musunuz? Türkiye cumhuriyeti'nin hane halkının kullanılması için kullanım suyu olarak düşünülen su şebekeye verilen suyun neredeyse 10 katı kadar suyu biz birkaç hafta içerisinde maalesef denize akıttık.
Kendimizi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak doğru ifade edebilirsek aslında Türkiye cumhuriyeti'nde bu ülke için yapacağı bir yardım varsa o yardımın emin olun bu rakamlarla doğru yönlere kanalize edilmesi önemli çok önemli bir proje Kıbrıs Türkü için gerçekten belki de o günlerde can suyu olan bir projenin çok çok daha düşük maliyetli isini kendi yerel kaynaklarımızı korumak yönünde.indirmiş olsaydık burada çok daha ciddi adımlar atılıyordu. Evet, şu anda şebekeye su veriliyor ve büyük şehirlerde kullanılabilir Halkımız tüketiyor, Eskiden gerçekten kötü kaliteli bir su kullanmak zorunda kalıyorduk. Lefkoşa ve Magusa bölgelerinde bugün itibariyle bu sorun çözülmüştür. Fakat şehirlerin içerisindeki şebekeleri de gerçekten bir yenilemeye ihtiyaç vardır. Belli başlı belediyelerde belediyelerde çok ciddi sıkıntımız vardır. Dolayısıyla bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Fakat tabii ki buradaki yetki nerededir? Bizim yerel yönetimlerimiz belediyelerimiz Ya şu anki mali yapısıyla bu sorunu çözebilir miyiz? Hayır. Çözebileceği kanaatim açıkçası ben taşımıyorum burada bir reform gerekiyor. Bu reformu hangi bağlamda olması gerekiyor? Belediyelerin gelirlerini artıracak yönde olması gerekiyor ki bu yatırımlar yapılanbilsin 2.cisi ayrım yapmamız gerekiyor. Belediyelerin aslında gelir elde edebileceği tahsilat kalemleri kendi yasasında mevcuttur. Fakat bu potansiyel gelir kalemleri maalesef tahsilata evrilmedi dolayısıyla ciddi bir mali sıkıntı içerisindedir. Buralara dokunmak gerekiyor fakat bu şekildeki istikrarsız hükümet döneminde ile birlikte de bu gibi reformları hayata geçiriyorsunuz. Çünkü pandemi den sonra tam anlamıyla daha fazla kaos yaratacak hükümetler kurulmuştur. Ülkemizde ve kaos üzerinden kaos yani yaranın üzerine tuz biber edecek ekecek adımlara girişmiştir. Bu dönemler içerisinde bu istikrarsızlıktan kaynaklanan sorunlardan kaynaklanıyor aslında esas olarak bizim burada yapmamız gereken ilk başta istikrarlı bir hükümet döneminde özellikle bahsettiğiniz adımlar da reform mahiyeti taşıyan yasalara uygulamalara yönelmek olmalıdır. Enerji konusundaysa gerçekten enerjiyi de yaşanan sıkıntılar sanırım Türkiye cumhuriyeti'nden de güçlü bir şekilde duyuluyor. Size bunu gündeme getirdiğiniz için büyük ihtimalle farkındasınız. Ülkemizde yaşananlardan yani bu yüzyıl içerisinde gerçekten elektrik kesintilerine. Gitmemiz kapasite yetersizliği doğru değildir. Bu bir yalandır.
Hükümet tarafından uydurulan kapasite yetersizliğinden dolayı elektrik kesintilerine gittiğimiz daha da kötüsü. yakıt yetersizliğinden yani düşünebiliyor musunuz bir ülke Fuel-oil denilen o petrol ürünlerinin belki de en kötü kısmıdır. Fuel-oil bulamadı diye elektrik kesintilerine giden bir ülke olarak anılmaktan gerçekten utanç duyuyorum. Bu hükümetin siyasi beceriksizliğinden kaynaklanıyor. Bununla ilgili gerekli soruşturmaların açılması için her türlü girişimi parti olarak da muhalefet partisi olarak da yapacağız. Önemli olan konu şudur, bizim bugün itibariyle kurulu güç olarak yani kurulu güçlerinin operasyonel güç olarak 400 megavatlık. elektrik sağlayabilen santrallerimiz varsa bizim hiçbir sıkıntımız yoktur. Enerji peki 400 megavat çok büyük mü, çok büyük bir kuruluş mu? Hayır değildir. Yani şu şekilde söyleyeyim, istanbul'un bir mahallesidir, belki de bizim toplam ihtiyacımız olan elektrik enerjisi dolayısıyla bizim burada aslında yabancı yatırımcıya pek fazla ihtiyacımız olduğu kanaatini taşımıyorum.
Şiddetle karşıyım yani elektriğin özellikle ve özellikle üretim kısmı kesinlikle Kıbrıs Türk elektrik kurumu'nun. Özerk yapısı içerisinde bu yatırımların yapılması gerektiği kanaatini taşıyorum. Neden böyle düşünüyorum şu şekilde, biz elektriğin üretim kısmında enerjinin üretim kısmında Kıbrıs Türk elektrik kurumu'na özeli sokmadık mı? Soktuk, hangi şirkettir bu aksa Teşvik edilir. Peki bizim burada aksa'nın bize yaratmış olduğu maliyetin farkında mıyız, değil miyiz? Bulunmasa yatırılması gerekiyor, teknik bilgidir. Fakat bunu sizinle gerçekten paylaşmak istiyorum. Çünkü çok ciddi bir mali yük getirmiştir. Enerjinin üretim kısmında özelden hizmet alımı ne olmuştur? Bu yani zamanında imzalanmış olan yanlış atılmış imzalanmış olan bir anlaşmayla ki ikili anlaşmadır ve bunu maalesef geriye döndürecek bir fırsat da yoktur elimizde. Şu şekilde, normalde aksa'da denilen şirket 8 tane jeneratör getirmiş oraya dizel jeneratör. Bunların toplam kurulu toplam gücü 140 megavat gibi bir rakamdır. Bunun piyasa bedeli varsa markadır çok yani bilgiye buradan ulaşmak kolaydır. Çıplak bedelleri Finlandiya'dan alınıyor sanırım bunlar, Finlandiya'daki fiyatları bunların takriben 50.000.000 dolara civarındadır belki de ülkeye getirilen makineleri yeni bile değildi, ikinci el olabilirdi. Yap işlet devret değildir. Alıp bu makineler 2024 yılında sökülüp götürülecektir. Anlaşmaya devam etmesek ve 15 yıl içerisinde 50.000000 dolarlık getirilen makineye karşılık ne kadar kira bedeli biliyor musunuz? 350.000.000 aşağı yukarı 50.000000 dolarlık makine yatırımına karşılık kira bedeli olarak 350000000 $ ı ödedik
Türkiye cumhuriyeti'nin buraya emeğiyle hayatta kalmaya çalışan 10 binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı vardır. . Özel'in yaratmış olduğu mali yük gerçekten çok ağırdır ve burada Türkiye cumhuriyeti'nden gelen yatırımcı da negatif şekilde etkileniyor. Türkiye Cumhuriyeti'nden bu adaya gelen emeklerimizle maalesef çok ağır şekilde bu faturalardan nasibini alıyor ve belki de bu ülkede tutunamıyor. Dolayısıyla burada enerji sorunumuz evet vardır. Fakat bu böyle çok kompleks. bir sorun böyle bilimsel araştırma yapması gereken bir sorun değildir. Bu çok ufak finansal önlemler alarak kısa bir vadede bütün enerji sorunumuzu çözebilecek bir ülkeyiz. Biz kendi kendimize yeteriz fakat bu şekilde safını belli eden bir hükümet olması gerekiyor. Maalesef şu anki hükümet bu hafta değil dediğim gibi, 3 yıllık kira bedeliyle 1 özel şirketin yapmış olduğu bütün yatırımı biz kendi kendimize yapabiliriz, hala daha ülkemiz büyür, yatırım alır, buradaki nüfus artar kurulu gücümüzün 400 megavat değilde 1000 megavat, 1.500 megavat, 2.000 megavata çıkması gerekebilir. Önümüzdeki yıllar içerisinde o zaman dışarıdan yatırımcı olur mu olmaz mı? Onları önümüzdeki dönem içerisinde masaya yatırmalıyız. Türkiye Cumhuriyetine gerçekten bir bakıyorum ben yelpazesine gerçekten çok güzel bir yelpaze oluşturmuştur. Kendi sınırları içerisinde hidroelektrik santrallerinde işte doğalgaz kombine, çevrim doğalgaz santrallerinde çalışan, güneş panellerinde, rüzgar gülleri ile üreten firmaları çağırmış, burada rekabet yaratabilir ve bu rekabeti de faturalara yansımış ki bugünlerde gerçekten çok ciddi sıkıntı var. Türkiye cumhuriyeti'nde de bunu biliyoruz. çünkü sadece hane halkı değildir. Spot piyasadaki elektrik fiyatlarının ne rakamlarda olduğunu ve halkın alım gücünün ne kadar ters yönde etkilediğinin farkındayız. Ama bu kadar güçlü bir sistem içerisinde bile maalesef özelden hizmet alımı pahalılık yaratabiliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu kadar büyük bir kurulu gücü devlet eliyle böyle bir kurum la yapması mümkün değildi.
Özel sektör tabii ki davet edilecekti fakat biz o kadar büyük bir ülke değiliz. Özel sektörü buraya çağıralım, rekabet yaratalım ve fiyatları aşağı çekelim. Bizim buradaki enerji konusundaki birincil hedefimiz Kıbrıs Türk siyasetçi olarak hane halkına, üreticimize, sanayicimize, turizmcimize göndereceğimiz elektrik faturasını minimal seviyeye çekebilmek içindir. Şu söyleyeyim, bugün itibariyle bizim kilovat saat başına üretim maliyetlerimiz… 4 TL bandındadır. Eğer özel sektör çıkarsa yatırım yapılırsa yani full kullanacaksak bile daha düşük, yakıt tüketen jeneratörleri yatırım yapmakla birlikte bizim bugün elektrik maliyetlerimizi az önce hesapladım. Sizinle bağlanmadan önce röportaja bağlama bağlamadan önce 2. 4 türk lirasına çekebiliriz ki gerçekten çok makul bir rakam olur. Dünyadaki enerji maliyetlerine nazaran dolayısıyla burada enerji konusunda açıkçası dışarıdan bir yatırım gelsin de buraya yatırım yapsın da elektrik faturalarını düşürsün. Bu doğru bir beklenti olmayacak Bilimsel çalışmalar, ekonomik çalışmalar bize bunu işaret ediyor. Dediğim gibi bu bugünün fotoğrafındaki tablo olur. Ha değişirse tekrardan tabii ki masaya atılır fakat bize burada bilimin sa. Sayısal rakamların yön vermesi gerekiyor. Atacağımız adımlara diye değerlendiriyorum.