Almanya'da art arda yapılan Eyalet parlamentosu seçimlerinde geleneksel partiler, seçimlerde ağır yenilgiye uğradılar,
Hükümet partileri, SPD, Yeşilliler ve Hür Demokratlar hükümeti daha ne kadar dayanır bilinmiyor fakat her geçen gün durum dahada kötüleşiyor.
Muhalefet partileri olan CDU ve Sol partileri de keza çok oy kaybettiler.
Seçim sonuçları Almanya'nın geleceği açısından endişe verici olmaktan çıktı artık karamsar bir tablo ortaya çıkardı, bu karamsar ortamdan nasıl çıkılacak belirsiz, çünkü doğu eyaletlerinde aşırı sağ parti çok yüksek oranda oy almış durumda.
Geleneksel partiler iş birliği yaparak aşırı sağ partiyi hükümet ortağı yapmaktan uzak tutmaya çalışıyorlar.
AFD partisinin bu başarısını, yükselişini bir türlü durduramıyorlar, AFD partisinin göçmenler politikası ve ekonomik gidişat ile ilgili yaptığı propaganda halkta karşılık bulmuş görünüyor, alt gelir gurupları ve orta kesim AFD'nin seçmen kitlesini oluşturmuş durumda.
Hükümetin özellikle Yeşiller partisinin Amerikan taraftarı ve Ukrayna politikası Alman halkı tarafından iyi karşılanmıyor.
Birlik 90/Yeşiller partisinin genel başkanları seçim sonuçlarından sonra istifa ederek yeni yapılanmanın önünü açmaya çalışıyorlar fakat durum düşünülenden dahada vahim.
Yeşiller partisinin insan fıtratına aykırı, LGBTPiQA lobiciliğini insanlara faşizm derecesinde dayatması, eğitim politikaları, işverenlere çevre ile ilgili baskıları, bürokraside kendi adamlarını atamaları, savaş taraftarı politikaları halkta bıkkınlık yaparak farklı yollara yönelmesine sebep olmaktadır.
Özellikle Pedofili ve ensest ilişki taraftarlıkları ve bu konuda yasa çıkarılması, kişinin kendi beyanı ile erkek ve kadın olunmasının hak olarak tanınması gibi dayatmalar, Alman halkı tarafından tepki topladı.
Barış ve Çevreci partisi olan Yeşiller "Almanya Ukrayna’ya çok daha fazla silah vermeli, Rusya daha çok bombalanmalı" bile dedi.
İsrail'in Gazze’deki soykırımını eleştirmek şöyle dursun, Alman Dışişleri bakanı sürekli İsrail’e gidip Natenyahu’yu destekledi ve savaş ve katliama karşı bir duruş sergilemedi.
Ekonomik gidişat ise bir türlü rayına oturtulmadı "Fakirlik artık Almanya'nın Literatürüne" girmiş ve yardım alan insanların sayısı sürekli artmaktadır.
Tafel yardım derneklerinim önündeki uzun kuyruklar bunu gösteriyor.
Almanya'da federal seçimler 28.09 2025 tarihinde yapılacak fakat böyle giderse seçim öne alınabilir?
Birlik partileri CDU/CDU kendi başbakan adayını şimdiden ilan etti, partinin genel başkanı Friedrich Merz Başbakan adayı oldu.
Diğer taraftan sol partiden kopan BSW partisi de seçimlerde oldukça başarılı oldu.
Almanya ikinci dünya savaşından sonra ilk defa ciddi bir siyasi kriz ile karşı karşıya.
Bu krizden çıkmak için liderlik yapabilecek insanda siyasi arenada gözükmüyor.
Gözler şimdilik 70 yaşındaki Friedrich Merz'de sayın Merz liderlik sınavını Konrad Adenhauer gibi verebilecek mi?
Almanya'da sadece siyasi sıkıntı ile sorun yaşamıyor, ekonomik sıkıntında büyük sorun keza en büyük sıkıntı kanaatimce alt yapı (Infrastruktur) da.
Yollar, köprüler, eski evler, yerel yönetimler, enerji gibi alanlarda çok büyük yatırımlar yapılması gerekiyor.
Demir çelik sanayi çok zor durumda Çin ile rekabet edemiyor.
10.000 bin tane köprü elden geçirilmesi ve bunun milyarlarca paraya mal olması hükümeti kara kara düşündürüyor.
Son olarak Dresden şehrindeki köprünün çökmesi alarm zillerini çaldırdı.
Yerel yönetimler borç bataklığının içinde ve yollar berbat, delik deşik.
Kamuya ait eski binalar tamir edilmesi lazım, fakat yeterli para kaynağı olmadığı için satılıyorlar.
Enerji ise tamamen belirsiz durumda hükümet ortağı Yeşiller partisi Almanya'yı enerjiye muhtaç bir ülke yaptı.
Ekonominin bel kemiği Araba sanayi ise Almanya'dan çıkmak istiyor çünkü enerji ve işgücü pahalı ve ucuz elektrikli araba üretemiyor.
Velhasıl artık Almanya üreten değil, tüketen bir ülke.
Federal Almanya'yı çok zor günler bekliyor, bilhassa siyasi alanda, eğer gerekli önlemler alınmazsa önümüzdeki sene yapılacak federal seçim daha büyük siyasi depremlere sebep olabilir.