2021'in başında Almanya'da yaşayan 83,2 milyon insanın 10,7 milyonunu 13 yaşına kadar olan çocuklar oluşturuyor. Federal İstatistik Dairesinin verilerine göre 13 yaşına kadar olan çocuklar Almanya'da nüfusun %12,9'unu oluşturuyor.
Ülkede 2,8 milyondan fazla çocuk iyi beslenemiyor çünkü Almanya'da yaklaşık her beş çocuktan biri yoksulluktan etkileniyor.
Enflasyon en çok dar gelirli aileleri etkiliyor, hükümet iki seneden sonra pandemiden etkilenen çocuklu ailelere çocuk başına 100 Euro haziran ayında destek sağladı, bu destek beklentilerin çok altında kaldı.
Yine Federal Hükümet bu ayda Eylül’de her vergi mükellefine 300 Euro destek verecek fakat bu vereceği mali destekten vergi kesecek.
Hayat pahalılığı ve enflasyon halkın canını çok acıtıyor ve hükümetin önlemleri çok yetersiz.
Almanya'da enflasyon hız kesmiyor…
Almanya'da Ağustos ayında yıllık enflasyon, üç ay geçerli olan toplu taşıma ve akaryakıt teşviklerinin sona ermesiyle yüzde 7,9 düzeyine çıktı.
Ifo Enstitüsü'ne göre Enflasyon rakamlarının 2023 yılında çift rakamlara ulaşacağı öngörülüyor eğer enflasyon rakamları böyle seyrederse çok tehlikeli gelişmeler yaşanmasından endişe ediliyor.
Enerji maliyeti Ağustos 2021'e göre yüzde 35,6 daha pahalandı. Ev için kulanılan Enerji fiyatları yüzde 46,4 oranında artış gösterdi. Hafif kalorifer yakıtı fiyatları bir yıl içinde yüzde 111,5 oranında, iki kattan fazla arttı. Fiyat artışı doğal gaz için yüzde 83,8 olarak gerçekleşti.
Bütün bu gelişmeler toplumda gerginliğe yol açıyor, bilhassa aşırı sağ partiler ve örgütler hayat pahalılığını kulanmaya çalışıyorlar. Aşırı sağ daha önce hükümetin mülteci politikasını daha sonrada koronavirüs salgınından dolayı eleştirerek sokaklara çıkmışlardı.
Şimdi ise daha tehlikeli olarak hayat pahalılığını kullanarak halkın öfkesini kışkırtmak istiyor.
Aşırı sağ AfD partisi “halk ayaklanması” için bütün argümanları kullanmak için protestolar yapmaya çalışıyor.
“Önce ülkemiz” adı altında protestolar her geçen gün halk tabanında karşılık bulunmakta ve tehlikeli bir hal almak üzere.
AfD partisi 8 Ekim'de Berlin'de büyük bir protesto mitingi düzenleyeceğini açıkladı.
Daha önce AfD partisinin mitinglerine az sayıda katılım oluyordu fakat son günlerde iflas eden şirket ve işletmelerin sayısı hızla artmış durumda. Tüm bunlar, samimi kaygıları olan insanların, artan masraflara karşı sokaklara dökülmesi için yeterli sebep olabilir.
Özellikle kış aylarında milyonlarca soğuktan üşüyen insanların korktuğu olursa yani enerji krizi çok ciddi bir tehlike demektir.
Cumhurbaşkanı Fran-Walter Steinmeier’in açıklamalarıda buna işaret ediyor. Evinin masraflarını ödeyemeyen borç bataklığındaki milyonlarca insan konutlarını kaybedebilirler.
Eski Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ise "Özgürlük için bir kerecik de soğuktan donsak ne olur" demişti. Belki de Gauck şimdi bu sözünden pişmanlık duyuyordur, zira Alman toplumundaki genel hava gerçekten de donma noktasına yaklaşıyor.