Bir ben geçtim dünyanızdan
Adım bile bana ait değildi
Ben seçmedim yazgılarımı
Ve ben değiştirmedim çağın akışını
Parmak uçlarımda yürüdüm
Toprak incinsin istemedim
Tırtılı sevdim sırf kelebek olacak diye
Nedir içimdeki dinmeyen bu öfke
Rüzgar kırdı dalımızı
Bir fırtına uzaklara götürdü umutlarımızı
Bir çocuk ruhuydu ömrüm
Öyle yalın öyle çıplak
Gözlerim büyürdü dolaşırdım alın ayak
Korkaktı düşüncelerim
Bu yüzden mağluptu öfkelerim
Uykularıma karabasanlar pusu kurardı
Şehre durmadan yağmur yağardı
Dağlar ki halden anlamaz taş bağırlı.
Ben geçtim yorgun halimle
Geceler boyu yürüdüm şehrin caddelerinde
Sevgi taşırdım değirmene
Öğütülüp aşk olsun diye
Nehir küserdi akmazdı Babil ülkesine
Mecnun ne gezersin çöllerde
Turnalar uçar göllerde
Kimi zaman güçlüydüm amansız savaşlarda
Kimi zaman esirdim zindanlarda
Bende çocuktum oynadım sokaklarda
Bilemedim büyüdüm hangi ara
Aşklarım vardı birde acılarım
Çoşardım deli bir tay gibi ufukları yırtardım
Dünyanın acılarına tepeden bakardım
Anlamsız dünyanızda kendimi HİÇ’e sayardım.
Beton yığını çağa altın çağı diyorlar
Her taraftan ölüm kusuyorlar
Kalabalıklar içinde yapayalnızlar
Acınacak hallerine gülüyorlar
Sevgiyi bilmiyor sevgi dileniyorlar
Şımarık ve lünpenliği sevgi sanıyorlar
Maskeli yüzleriyle aşka ihanet ediyorlar
Ben geçtim dünyanızdan
Sesimi bile duymadınız
Dokunmadınız ellerinizle yüreğime
Ne vardım ne yoktum şu evrende
Yürüdüm yollar aşındı
Sevdim bir yürekte adım kaldı
Öylece bırakıp gittim dünyanızı.