?>
Bir Tavşan Hikayesi
Ormanın uzun kulaklısı tavşan, ara ara spor(!) amaçlı olarak arkadaşlarıyla koşuya çıkarmış. Birgün yine hafif tempoda koşarken bakmış ki tilki bir kenarda rakı içip demleniyor!
-Tilki kardeş hem sağlığa zararlı hem de ateş pahası. Gel takıl bana koşalım cebin de sağlığın da kazansın, demiş. Tilki bakmış ki öneri mantıklı.
-He la iyi ki dedin, geliyorum diyerek şişeyi dallayıp atmış.
İkisi koşarken bakmışlar ki, geyik de efkarlı ve güzel gözlerinden yaşlar süzülüyor. Bir yandan da koltuk altında gizlediği birayı neredeyse şişeyle yutacak gibi kafaya dikiyor.
-Geyik kardeş gel katıl bize, yaşam boyu spor yapalım. Bak gör bu defa hüzün değil mutluluk gözyaşları dökeceksin, demiş tavşan ona.
Geyik de katılmış.
Üçü birlikte koşarken bakmışlar ki, bir köpek esrar alıyor! "Şunu da kurtaralım zararlı alışkanlıklar edinmesin." demiş tilki. Tavşan onu da ekibe davet etmiş.
Hep birlikte koşarken ileride bu defa keçiye denk gelmişler. Onu da karga, "Senin sütün kara çıkıyor, sen bilmiyorsun. Bunu çekersen sütün beyaz olur!"diye eroinle kandırmış meğerse. O yavrum da yumulmuş eroine...
Tavşan sağlıklı yaşam koşusuna onu da ikna edip takıma katmış. Hep birlikte koşarken yolları ormandan savana çıkmış bir anda.
Bakmışlar ileride bir fil var. O tank gibi fil, büzülmüş iki büklüm olmuş hortumuyla pudra şekeri çekiyor! Vah zavallı demişler, acımışlar ona ve yaklaşmışlar. Bakmışlar ki çektiği şeker değil kokainmiş!
Tavşan:
-Bunu pudra şekeri diye sana kim sattı? Diye sormuş.
Fil:
-Koskoca İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile fotoğraf çektiren Kürşat Ayvatoğlu, demiş.
-Gel kardeş, seni kandırmışlar. Her ne kadar ağır cüsseli olsan da hortumunu ve kulaklarını sağa sola sallayarak ritmik koşullarınla bize eşlik et, hayatını yaşa demişler. O da katılmış kervana...
Derken Kral Aslan'a denk gelmişler. Bacak bacak üstüne atmış, kahvesini yudumlayarak keyif çatıyor. Bir yandan da sarma tütünle çıkarttığı cigarayı tabakaya vurarak, içerken ağzına gelecek tütünleri döküyor. Yanında da kedigiller ailesinin küçüklerinden olan Vaşak var. O da elinde çakmak hazır bekliyor!
Tavşan bütün cesaretini toplamış. Ve kralı da sabah sporuna davet etmiş, iyi mi?
-Efendim siz bizim kralımızsınız. Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Sigara sağlığa zararlı, erken ölmenizi istemeyiz. Atın onu elinizden de gelin bize katılın. Hatta siz en önde koşun, biz sizi takip edelim, demiş.
Aslan tavşandan yana tam dönmeden, kaşını kaldırıp bi yan bakış atmış ona! Ve ardından;
-Hadi lan ordan yavşak seni. Yıkıl karşımdan, deyip buna silleyi koyunca, beş metre uzağa fırlatıvermiş tavşanı.
Hepsi korkudan altına kaçırmış ve hızla uzaklaşmışlar oradan. Fakat vaşak dayanamayıp sormuş!
-Efendim yaptıklarınızın hikmetinden sual olunmaz ama affınıza sığınarak sormak istiyorum. Kötü bir teklifte bulunmamış olmasına rağmen tavşana yaptığınıza bir anlam veremedim. Beni bağışlar ve cehaletimi aydınlatır mısınız? diye titrek sesle Aslan'a seslenmiş.
Bir yandan da muhtar çakmağını ateşleyip aslanın cigarasını yakmış.
Aslan deriiin bir fırt çekip, içindeki dumanı üfledikten sonra;
-Lan bu lavuk uzun kulak, ne zaman bonzai çekse -spor yapıyoruz- diyerek ormandaki bütün hayvanları peşine katıp koşturuyor sabah sabah. Ne sporu, ne sağlığı! Demiş...
Sözü nereye getireceğim bilin bakalım?
Hani sanatçı taifesiyle saraydaki iftarda ağırlanan Hakan Ural var ya işte ona!
Ne demiş biliyor musunuz tescilli sahtekar? Çürük raporu alıp askere gitmeyen ama durumu anlaşılınca yargılanıp 10 ay hapse mahkum edilen ve zorunlu olarak askerlik yaptırılmış olan şimdilerin son vatanperver bükücüsü!
-Ben Devletimin yalakasıyım. Ben Tayyip Erdoğan'a sevgimi arz ettikçe ölmüş anama babama küfür ve hakaret eden siz neyin yalakasısınız?
Google'da TDK'nın sayfasına 'yalaka' nedir diye yazınca bakın neler çıkıyor?
ad · sıfat
söz götürüp getiren, söz taşıyarak arabozan, dedikoducu, boşboğaz, sırnaşık, ikiyüzlü, dalkavuk, arsız, onursuz, sürtük (kimse), yalak.
Bakın bunları ikinci veya üçüncü tekil şahıslar değil, bizzat birinci tekil şahıs olarak Hakan Ural’ın kendisi, yine kendisine demiş oluyor. Ben yalakayım diyen birisi için bize de bu kadarcık durum tespiti yapmak düşsün artık değil mi? Ayrıca “Şark kurnazlığı” yaparak yalakalığını manda yoğurtlu kestane balına bandırmasın. Zira devlet “kişi” değildir. Yemezler anam. Ve bir hatırlatmada daha bulunalım kendisine ajitasyon yaparak mazlum kalkanı oluşturmanın bir alemi yok. Çünkü babası -sağ, henüz ölmedi, hayatta- bu durumu bildirelim mi? Hatırlatalım mı kendisine?
Eğer ayıksa, "ölmedi, sağ, hayatta" diye aynı şeyleri tekrar ederek üstüne basa basa söylüyorum ki, bilsin anlasın diye. Ya da bonzai çekip bütün hayvanları peşine takan tavşan misali kafa kıyak koşuyorsa, arkasına takılıp spor yaptığını zannedenler ayıksın artık ne diyeyim...
YAZARIN DİĞER YAZILARI