Yahudi halkı, yaklaşık 3 bin yıl önce Tevrat'a geçen bir ayeti referans alarak, Nil ve Fırat nehirleri arasında kalan coğrafi bölgenin kutsal topraklar olduğu ve bu toprakların Allah tarafından kendilerine vaat edildiğini iddia etmektedirler.
20. Yüzyılın başlarında, İngiltere'nin Siyonist hareketi teşvik ederek, bölgede bir Yahudi devletinin kurulmasına destek vermesi üzerine günümüze değin hala çözümlenemeyen sorunlar ile durmak dinmek bilmeyen saldırı ve savaşların da ilk fitilini ateşlemiştir. Son olarak 7 Ekim 2023 tarihinde, bir grup Hamas militanının Demir Kubbeleri aşarak İsrail, Filistin çatışmasını başlattığında, Gazze, İsrail'in acımasız saldırıları karşısında ağır yaralı ve çaresiz kalmıştır. İsrail, Amerika'nın da desteğini alarak gerçekleştirdiği ve aylardır dur durak bilmeksizin sürdürdüğü saldırı ve operasyonlarında tanklarla, topçu birlikleriyle, havadan uçaklarla desteklediği ve özel olarak eğitmiş olduğu ölüm timleriyle, bölgeyi vahşice yağmalayıp, harabeye çevirmiş ve bölgedeki tüm yerleşim yerlerini, hastaneleri, okulları ve ibadethaneleri içinde sivil halk varken yakıp, yıkmıştır. Bu saldırılar sonucunda çoğunluğu çocuk olmak üzere 20 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. İsrail'in yaptığı katliam ve bastırmacı tutum batılı yandaşları tarafında görmezden gelinmekle birlikte tüm dünya ülkeleri tarafından kabul edilen uluslararası savaş hukukuna dair kurallar ve bu kuralar çerçevesinde masum sivillere, çocuklar ile kadınlara karşı insancıl olmayı, öğütleyen tüm yasalar ve Cenevre Sözleşmesi hiçe sayarak çiğnenerek, ayaklar altına almıştır.
Amerika bu son savaşta neden İsrail'i desteklemektedir?
Amerika'da yaşayan bir gurup evanjelik Hıristiyan tarafından İsrail devletinin kuruluşunun İsa Mesih'in ikinci gelişini önceden haber verdiğine dair inançları ve İsrail'in yeniden kuruluşunun İncil'de geçen kehanetin bir parçası olduğu görüşü nedeniyle İsrail'in yayılmacı politikasını önemli ölçüde destek vermektedirler. Söz konusu gruba göre İsrail'e baskı yapmak Allah'a karşı gelmek, Allah'ın yüce yasalarına ve İncil’e karşı gelmekle eş değer olduğu düşünülmektedir. Amerika'da yaşayan zengin, politik olarak güçlü ve senatoda söz sahibi Yahudiler, Amerikan Kongresi ve Beyaz Saray'ın İsrail'e yakın durmasını beklediklerini her ortamda dile getirmektedirler. Bu sebeple Amerika İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana İsrail'e daha fazla değer vermekte ve diğer tüm ülkelerden daha fazla yardım sağlamaktadır. Bu yardımların en başında ise özellikle İsrail'in füze savunma sistemlerini geliştirme projeleri gelmektedir. Amerika tarafından bu projeler için yaklaşık olarak 158 milyar dolar fon sağlandığı bilinmektedir. Soğuk Savaş olarak adlandırılan dönemde, 1960'lı yıllardan itibaren Sovyetler Birliği'nin bazı Arap ülkelerini desteklemesi üzerine Amerika İsrail'e daha da yakınlaşmıştır. 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin çökmesinin ardından da Amerika ve İsrail ilişkileri hızlı bir şekilde gelişmeye devam etmiştir. İran İslam devrimi ve İslami terör örgütleri olarak anılan çeşitli oluşumların 11 Eylül saldırıları gibi Amerikan hedeflerine yönelik saldırıları sonucunda Amerikan halkının İsrail'in düşmanlarına karşı kin ve nefret duymasına neden olmuştur.
Sonuç olarak İsrail'in Hamas'ı kullanarak başlattığı son savaşın esas nedeninin Gazze açıklarında bulunan gaz ve petrol rezervlerine ele geçirmek için olduğu ortadadır. İsrail ve Amerika'nın enerji kaynaklarına ulaşmak için başlattığı bu acımasız katliamın artık durdurularak, iki devletli bir barış için batının desteği ile Türkiye’nin garantörlüğünde acil olarak özgür Filistin devletinin kurulması gerektiği ve kurulacak Filistin devletinin tüm dünyada tanınması en büyük temennimizdir. İnsanlık ve barış için bağımsız, insanlığa dair dramların, yaşanan zulümlerin son bulacağı, güçlü diplomasileri ve barış içinde demokratik bir ortamda yaşayan Ortadoğu tek hayalimiz olmuştur. Bu dünya Allah tarafından insanlığın kontrolünde ve dünyada yaşayan tüm hayvanlar ile canlılara armağan edilmiştir.