?>
Bütçe Bir Açıldı Tam Açıldı
Bütçe açığı, devletin bütçe giderlerinin, gelirlerinden fazla olması durumunda ortaya çıkan açığı gösterir. Bütçe açığı, bütçe dönemi içinde ortaya çıkan beklenmedik harcama artışlarından kaynaklanabileceği gibi bütçeler dönem başında da açık vererek başlamış olabilir. Bu durumda bütçe açığı, borçlanma ya da para basma yoluyla karşılanır. Ocak-Ekim 2022 döneminde bütçe açığı 45,5 milyar TL. Bütçe açığı, geçen yılın aynı döneminde 78,5 milyar TL iken, 2022'de yüzde 64 arttı.
Bu tanımlamalardan sonra eminim herkesin akıllarında şu soru var: Bizdeki açığın sebebi ne, neden bir türlü kapatamıyoruz? Bu sebepleri de şöyle sıralayalım:
- Kamu Harcamalarının Kamu Gelirlerinden Daha Yüksek Artması
- Malî Disiplinsizlik
- Kayıt Dışı Ekonomi
- Savurganlık ve Yolsuzluklar
Bu listeye daha birçok madde ekleyebiliriz ama bence bunlar bizdekinin tam nedenlerini çok iyi anlatıyor. Bunları iyileştiremediğimiz zaman çok fazla şansımız yok. Hadi kritik bir soru daha soralım. Bütçe açığı artarsa ne olur? Vereceğim cevabı ve sonucu eminim tanıyacaksınız. Günümüzde bütçe açığı durumunun para basılarak karşılanması olayı, piyasada para arzlarının artmasına bu durum da borç verilebilir olan fon arzının artmasına ve de dolayısı ile faizlerin düşmesine de yol açmaktadır. Peki ama hala cevabını tam olarak veremediğimiz soru akıllarda. Bütçe açığı nasıl oluşur? Bunu elbette farklı yorumlarla, farklı nedenlerle açıklayabiliriz ama herkesin anlayacağı şekilde nasıl anlatılmalı? İşte en basit cevabı: Bütçe açıklarının başlıca nedeni olarak kamu harcamalarında kaynak tahsisinde etkinliğin sağlanamaması, kamu gelirlerinde özellikle vergiler açısından istenen tahsilatın sağlanamaması sayılabilir. Peki; Türkiye’de bütçe açığı nasıl kapatılmaya çalışıldı yada hangi yöntemler izlendi derseniz bunu da en basit 3 madde ile anlatabiliriz.
1-Hükümetler, yeni vergiler koyarak ya da vergi oranlarını artırarak bütçe gelirlerini artırır ve açığı kapatabilir.
2-Bütçe giderlerini düşürmek. Hükümet, bazı yatırımları erteleyerek ya da eleman azaltmaya giderek bütçe giderlerini düşürerek bütçe açığını kapatabilir.
3- Para basmak
Yukarıda değindiğim ilk iki seçenek genellikle tercih edilmez. Açığın belirli bir bölümü bu yolla düşürülebilir aslında. Bu iki yolun kullanılmamasının nedeni bu tür girişimlerin siyasi iktidara oy kaybettireceği düşüncesidir. Vergilerin artırılmasını ya da kamu hizmetlerinin azaltılmasını destekleyen insan sayısı azdır. Eğer bu kaygılardan dolayı ilk iki seçeneği kullanmıyorsanız bütçe açığını çözmek için geriye elinizde iki seçenek daha vardır. Para basmak ve borçlanmak. Genel düşünce, bütçe açığının para basılarak karşılanması halinde bu uygulamanın enflasyon yaratacağı. Buna karşılık bütçe açığının borçlanılarak finanse edilmesi halinde bu uygulamanın enflasyon yaratmayacağı, hatta piyasadan para çekilmesine yol açtığı için enflasyonu düşüreceği şeklindedir. Hadi biraz güncel konulara yönelim. Bütçe açığı faiz oranını nasıl etkiler? Merkez bankası düzenlemelerinin olmadığı bir ekonomide bütçe açıklarındaki herhangi bir artış faiz oranlarını yükseltecektir. Ama bizde Merkez Bankası paranın son kaynağıdır. Faiz oranlarını direk belirler. Bu teori olmadı gibi. Şimdi, Merkez Bankası faizi düşürmesine rağmen neden faizlerin düşmediği anlaşılmıştır umarım. Hani duyuyoruz ya ekonomi yorumlarında; faiz düştü ama bankaların uyguladı faizler düşmedi diye. Daha net anlatayım. Çünkü; kamu kesiminin kredi talebi artacak buna karşılık bankaların kredi arzı değişmeyecektir. Diğer bir deyişle, kamu borçlanmalarındaki artış para arzını değil, faiz oranlarını etkileyecektir.
Bütçe açıklarının enflasyonla ilgisi olabilir mi dersiniz peki? Hadi sizi biraz düşünmeye yönlendireyim. Ülkemizde, yüksek enflasyon olduğu için mi bütçe açığı var yoksa bütçe açığını para basıldığı varsayımı altında mı enflasyon bu kadar fazla?
Yazının son bölümünde bunu da şöyle net anlatmaya çalışayım. Sürekli mali açıkların olduğu bir ekonomide gerek para politikası gerekse maliye politikası baskısı altındadır. Çünkü açıklar ya borçlanarak ya da parasal genişleme ile kapatılmak zorundadır. Mali açıklar, parasal genişlemeyi ve enflasyonu önlemek için borçlanma ile kapatılabilir. Ancak, borçlanma sürdükçe reel faiz yükselir ve giderek faiz ödemesi bile yeni borçlanma ile yapılır. Sonunda, faiz ödemeleri ve borç stoku öyle büyür ki, hükümet, borcunu ödeyebilmek için para basmak zorunda kalır ve yüksek bir enflasyon ortaya çıkar. Sonuç olarak, borçlanmanın tıkandığı noktada basılan para ve ortaya çıkan enflasyon, açıkların baştan para genişlemesi ile kapatıldığı enflasyona göre çok daha yüksek olacaktır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI