?>

Büyük Sıfırlama Teorisi (Dünyada bilinen adıyla "The Big Reset")

Ali AŞILI

1 yıl önce

Uzun zamandır dünya genelinde sosyal medya paylaşım ortamlarında yaygın olarak karşımıza çıkan büyük sıfırlama adlı projeyi bazı komplo teorisyenleri, yaptıkları yayın ve paylaşımları sayesinde kitleleri etkileyerek, inandırmayı başarmışlardır. Bu teorisyenler projeyi hayata geçirebilmek için  dünya genelinde büyük elektrik kesintileri olacağını ve aynı zamanda en uzak mesafelerdeki bilgisayarların, tüm dünyadaki iletişim hatlarının, birbirine bağlı tüm bilgi ve sistem kaynaklarının biranda kapatılarak, bir müddet sonra tekrar açılması yoluyla bankalarda bulunan ekonomik varlıklarımızın ansızın sıfırlanması, yok olması anlamına geleceğini ve tek dünya hükümetini hayata geçirebilmek amacıyla liberal ekonomik sistemi yok etmeye çalıştıklarını, bunun insanları köleleştirmek için yapılacağı şeklindeki söylemleriyle korku psikolojisi yayarak bu ve benzeri teorilerin yayılmasına ve kitlelerin bu yalanlara inanmalarına neden olmuşlardır.

Ancak teorisyenlerin bu anlatımı kimin işine yaramaktadır. Bu anlatım yoluyla insanlar korunmak mı isteniyor? Yoksa toplumların zihinleri karıştırılarak insanlar, koyun sürüleri gibi bu teorinin uçsuz bucaksız uçurumundan aşağıya itilmek mi isteniyor? Bu teorisyenler kimin için çalışıyor? Teoriyi uyduranlarla aynı amaçlar doğrultusunda harekete ediyor olabilirler mi? İnsanların kafası neden bulandırılıyor? Amaçları ne? Bu ve benzeri teorilere inanmış halk kitlelerini saçma sapan davranışa doğru ivme kazandırmalarının altında yatan gerçek neden ne olabilir? Her söylenene körü körüne inanmış bir kitleye ne olacağı ortada değil mi? Bu sebeple zengin toplumların, mega zengin yöneticilerinin kurgulamış oldukları teoriler ışığında uydurdukları saçma ve boş söylemleri bir kenara bırakıp, gerçekliğin gözüyle geçmişe, olaylara ve yaşananlara bakmaya başladığımız zaman büyük sıfırlama ya da adı her ne olursa olsun uydurulmuş ve uydurmaya devam edecekleri tüm projelerin anlamsızlaştığını, işe yaramaz olduğunu hep beraber görebileceğiz. Bu zümre büyük sıfırlama adı altında bizleri kandırmak ve yönlendirebilmek için güya kendilerince tüm dünya insanlarını düşünüyormuş gibi davranmaktadır. Söylemlerinde dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olması gerektiğini, eğitimden sosyal sözleşmelere ve çalışma koşullarına kadar toplumun ve ekonomilerin aksayan tüm yönlerini yenilemek ve dönüştürebilmek için çabaladıklarını söylemektedirler. Her zamanki gibi kendi oluşturdukları ve tüm dünyayı etkisi altına alan 2008 ekonomik krizinden itibaren sanki yoksul insanları gerçekten çok önemsiyorlarmış gibi davranmaya ve çalışanların gelirlerindeki adaletsizliğe dikkat çekmeye başladılar. Bu duruma acilen bir çözüm bulmak için işçileri savunuyormuş gibi görüntüde çabalamaya başladılar. Dünyada yaşanan krizlerin devletlerin ekonomiye müdahaleleri ve ekonomiyi modernleştirme çabasını savunan politikaların artmasının neden olduğunu, bunun durumu daha da kötüleştirdiğinden şikâyet eder oldular. Bu ekonomik modelin savunucuları, kurucuları zaten kendileri değil mi? Tüm dünyaya dayattıkları bu ekonomik model sayesinde zenginleşmediler mi? Birdenbire Robin Hood'mu olmaya karar verdiler? Robin Hood İngiliz halk hikayelerinde adalet ve haksızlığa başkaldırmak için zenginden alıp fakire dağıtan cesur ve kurnaz bir haydut olarak tanımlanır. Bu projeyi gerçekleştirdiklerinde hangi zenginin parasını, hangi yoksula dağıtacaklar? Merak ediyorum doğrusu, gerçekten çok ilginç bir şekilde yoksulluğun önüne geçmeye çalıştıklarını ve bu söylemlerini bulundukları her ortamda dillendirip, söz konusu teori gereğince tüm dünya ekonomileri sil baştan şekillendirilmelidir. Sloganlarıyla birlikte büyük sıfırlama projesine hızlı bir şekilde adım atılmaya ve bu adımla birlikte dünya genelinde bu projeye dair yankıların olabilirliği teorisyenlerce sınanması üzerine insanları buna inandırdılar. Bu teorilerin olurluğunu, insanların üzerindeki etkilerini sınamaları için görevlendirdikleri teorisyenlerin analiz raporlarını sunmalarının ardından sosyal ve ekonomik teoriler üzerine çalışmalarıyla ünlü Amerikalı kent kuramcısı Richard Florida adlı yazarın 2010 yılında bu teoriye katkıda bulunmak ve çözüm geliştirmek amacıyla yazdığı kitapla birlikte bu proje popüler hale gelerek, hızla tüm ortamlarda konuşulmaya, tartışılmaya başlandı. Kitap dünya genelinde bu projeye karşı ilginin dahada artmasına neden oldu. Proje artık tüm ortamlarda bir numara olmayı başarmıştı. Klaus Schwab 2014’teki Dünya Ekonomik Forumu'nun yıllık toplantısında şu açıklamayı yapmıştı. Bu yıl Davos’ta yapmak istediğimiz en önemli şey sıfırlamayı bir an önce başlatmak için hemen düğmeye basmaktır. Ardından da Dünya Ekonomik Forumu'nun web sitesinde sıfırlamaya dair bir de grafik yayınlamıştır. (Klaus Schwab 1971 yılında kurduğu Dünya Ekonomik Forumu'nu kâr amacı gütmeyen bir kurum olarak kurduklarını ve bu kurumun esas amacının dünyanın ekonomik durumunu düzeltmek, geliştirmek olduğu iddia edilmektedir.) Aynı şekilde 2021 yılı ocak ayında yapılan Sanal Davos toplantısının da ana teması büyük sıfırlama projesi olmuştu. Büyük paralar kazanan şirketleri ve son yüz yılda kendilerince oluşturdukları büyük dünya düzenini yöneten bir grup insan bu teoriyi hemen benimseyerek, ele almakta hiç gecikmediler. Bu projeye tüm insanlığın gerçekten ihtiyacı olduğunu kabul ettirme çabası içine giriştiler. Bu teori için gizli kapılar ardında devasa hükümet programları ve hükümetlerin daha sosyalist politikaları (Sosyalist Politika: Ekonominin küçük bir aristokrat, zenginler sınıfı ya da kapitalist bir sınıf yerine geniş kitlelerin yararına işletilmesi gerektiğini savunan yönetim biçimidir.) biran önce benimsemesi gerektiğini öne sürerek, teorinin olabilirliği gizli kapılar ardında defalarca tartışılıp, ortaya atılarak içine çeşitli devşirme teoriler de eklenerek sosyal medya ortamlarında teorisyenlerce halka yutturulmaya çalışıldı. Hatta uzayda yaşanan patlamalar, uzaylı varlıkların dünyamıza karşı olası tehditleri ve son zamanlarda ozon tabakasının iyice delinmesi, fabrikaların doğayı kirletmesi ve iklim değişikliklerini, Covid-19 ve benzeri bir çok salgın hastalıkların varlığının tüm dünyayı tehdit ettiğini öne sürdükleri bir çok nedenden dolayı bu teorinin kabul edilirliği kanıtlanmaya çalıştılar. Aslında tek istedikleri kendi geleceklerini teminatını garanti altına almak için dünyayı kendi oluşturacakları tek bir yönetim altına almak istemeleridir. Sömürünün simgesi haline gelmiş bu toplumlar her nedense insanlığı çok önemsiyor ve seviyor çok ilginç öyle değil mi? Yaşanan savaşlar, yaptıkları zulümler, sömürüler, bulaşıcı hastalıklar ve insanlığa yönelik her türlü dejenerasyon çalışmaları bizleri ne kadar çok önemsediklerinin ve sevdiklerinin de en büyük ispatıdır. Birçok popüler komplo teorisinde olduğu gibi bu teoride, teoriyi oluşturan beyinler tarafından kendi geleceklerinin garantiye almak maksadıyla yeni bir dünya düzenine duydukları bir özlemle başladı. Bu teori kesinlikle bir korku filmine benziyor. Ancak, bu teorinin olmayacağını onlarda biliyor. Acaba bu teoriyi ortaya atarak neyi denediler? Yine de toplumlar korkak bir psikolojiyle bu ve benzeri teorilere inanmaya devam ettikleri sürece karşımıza çıkardıkları büyük sıfırlama teorisi gibi teoriler, bir teori olmaktan çıkarak, gerçeklik halini alması ve sonunda bu projenin mimarlarınca meyvelerini toplayıp, ballandırarak yemeleri hiç zor olmasa gerek.

Sonuç olarak İnsanlar bu komploları normalleştirmeye başladıklarında, milyonlarca insanı daha bu fikirlere maruz bırakmaya devam edeceklerdir. Bizler bu ve benzeri yalanlara inanıp, ne yapacağımızı bilmez halde olursak teorileri üreten çılgın beyinler daha karanlık, daha ürpertici türlü teorilerle karşımıza çıkmaya devam edeceklerdir. Bu sebeple, bu ve benzeri komplo teorilerine inanmayı bırakmak zorundayız. Bizler inandığımız için büyük sıfırlama teorisi de diğer komplo teorilerinde olduğu gibi komplo teorisyenleri tarafından çok güçlü ve uluslararası bir çılgınlığa dönüştürülmektedir. Hatta daha önceki çılgın teorilerde olduğu gibi bu çılgın teori içinde daha çok kitaplar makaleler yazılır. Forumlar oluşturulur. Çeşitli ortamlarda teorinin olurluğu tartışılmakla kalmaz hayata geçirilir. Bizlerde onların başrol oynadığı türlü senaryoların figüranı olmaya devam ederiz. Ancak, her ne yapılırsa yapılsın insanlar bu teorilere itibar etmedikleri ve karşı bir duruş sergiledikleri sürece bu ve benzeri hiçbir teorinin hayat bulamayacağı da kesindir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI