?>

Çaresiz İslam Dünyası?

Ramazan ÖZDEMİR

1 yıl önce

50 ülke, bir buçuk milyar nüfus ve İslam ülkelerini temsil ettiğini söyleyen sayısız kuruluşlar. 

Trilyonlarca ve Milyarlarca paraya hükmeden devletler ve şirketler…

Kurumlar, kuruluşlar, organizasyonlar, vakıflar, dernekler, cemaatler, tarikatlar, üniversiteler, fakülteler, ilahiyatçılar, zengin insanlar, fakir insanlar ve sayısını bilemediğimiz Müslümanlarla ilgili çalışmalar yapan bir sürü insan.

Özgürlük veya bireysel özgürlük adına yukarıdaki bütün kurumlara, onların temsil ettikleri değerlere, onların kutsallarına, onların inançlarına hakaret edebilirsiniz. 

Çaresiz, zavallı ve içler acısı bir durum. 

Bu hakareti ne adına yapıyorsunuz, demokratik bir hak ve demokrasi adına yapıyorsunuz, yani demokrasinin bireye verdiği haktan faydalanıyorsunuz?

Peki bir buçuk milyar insanın hakkını hukukunu nereye koyacaksınız. 

İslam dünyası ve Müslümanlar eğer öyle bir İslam dünyası varsa, gözlerimiz, kulaklarımız duyduklarımız, dünya tarihinde ilkler yaşıyoruz, inançlarımıza öyle hakaretler ediliyor ki, biz neden varız diyerek kendimizi sorgulamaktan kendimizi alamıyoruz. 

Geçmişte de böylesi hakaretler yapılmıştı fakat bugünkü kadar cüretkâr ve planlı bir saygısızlık yapılmamıştı.

Allah’ım bu ne rezillik, bu ne biçim melanet, bu ne büyük zulüm…

İslam ülkeleri ve Müslümanlar bu kadar mı çaresiz. 

Allah’ a hakaret edebilirsin, İslam peygamberine hakaret edebilirsin, Kuran-ı Kerime hakaret edebilirsin. 

Fakat tepki veremeyeceksin, veremezsin daha doğrusu o Psikopat daha değerli onun özgürlüğü sınırsız. 

İslam ve Müslüman olan bütün kutsallar Batı ülkelerinde değersiz ve önemsiz. 

Bütün bunlar yetmez üstelik Kuran-ı Kerimi İslam ülkelerinin büyükelçiliklerinin ve konsolosluklarının önünde yakabilirsin. 

Hiçbir İslam ülkesinin, hiçbir Müslümanın veya onları temsil ettiklerini söyleyen kurumların batının yanında kıymeti harbiyesi değeri yok. 

Bir deli ve bir psikopat yukarıda saydığım bütün ülke ve kurumlardan daha kıymetli batılı ülkelerinin yanında. 

Ne bir diplomatik dil ne herhangi bir baskı, batının İslam’a ve Müslümanlara ve onların değerlerine hakaretten vazgeçirebiliyor. 

Acaba neden?

İslam ülkelerinin hiçbir yaptırım gücü yok mu veya diplomasi dili yok mu. 

Efendim seviyesiz polemiklere girmeyin, sesinizi çıkarmayın, bunları yapanlara karşı tepki vermeyin veyahut da onların seviyesine inmeyin.

Tamam eyvallah bütün bunları kabul edelim sonra ne olacak. 

Şiddete kesinlikle karşıyım peki biz demokratik tepki vermeyelim mi, bütün bu olanlara sessiz mi kalalım, sineye mi çekelim?

İslam ülkelerinin zavallı durumları, diplomatik çaresizlikleri, içler acısı. 

Ben şu soruyu da sormadan edemiyorum bütün bu ülkeler ne kadar İslam’ı ve Müslümanları temsil ediyor. 

Hiç birisi gerçek manada Müslümanları temsil etmiyor. 

İslam’ı kendi otoriteleri ve siyasi amaçları için kullanıyorlar. 

Bir delinin yaptığı saygısızlığı ve hakareti önleyemeyen 50 üzerinde güya İslam ülkeleri.   

Bu ülkeler Müslümanları ve onun kutsal değerlerini savunacak konumda değiller zaten onlara da nasip olmuyor. 

Müslümanlarda Allah’ a bakarak bu densizliği yapanlara ceza vermesini Allah’tan bekliyorlar. 

Avrupa ile ilgili ise söyleyecek söz bulamıyorum, varlıklarını Avrupa’ da yaşayan Müslümanlara borçlu olan İslami teşkilatlar eğer gerçekten Müslümanları temsil ediyorlarsa en azından bir tepki verirlerdi.

Maalesef demokratik bir tepki bile vermekten çok uzaklar…

Avrupa’daki bütün İslami kuruluşları zaten kontrol altına almışlar, onları pasifize etmişler ve onları uysal bir hale getirmişler ve en acısı onlar ufacıkta olsa bir basın bildirisi açıklayamıyorlar.

Demokrasinin beşiği Avrupa’da, demokratik bir tepki bile veremiyorlar.

İslam dünyası diye, bir dünya yok, İslami kuruluşlarda yok?

Sadece kendi otoriter ve totaliter güçlerini dahada güçlendirmek için İslam’dan faydalanıyorlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI