Haber siteleri ve sosyal medya hesapları arasında, telefonu elimden bırakmadan zaman geçiriyorum pazartesi sabahtan beri. Bir çoğumuz da öyleyiz. Telefona bakmazsam, haber almazsam sanki onları orda yalnız bırakacakmışım gibi hissediyorum. Bu hissin çok da doğru olmadığı aşikar.
Doğru birsey yapmak, bir işe yaramak için çırpınmak... Bunun için gönlümü ferahlatıcı bir yol da yok. Çay içerken acaba çay dağıtılıyor mu diye soruyorum. Çorba içerken yardım kuruluşları ulaştı mı ki, diye düşünüyorum. Yorganı üstüme çekecekken beton çok soğuktur diyorum. Kar yağarken şimdi bu soğukta sokaktalar diyorum. Yolda yürürken şimdi bu binaların yıkılmış olduğunu düşün diyorum.
Elim kolum bir şey yapmaya varmıyor ama hayat da devam ediyor. 10 ilimizdeki acılar tüm Türkiye’nin üzerine ağdı. Ne yapmalı, ne yapmalı... Kepçe olmak istiyorum dediği gibi Haluk Levent’in; çay olup, çorba olup, battaniye olup bir işe yaramak istiyorum. Tabi olmuyor. Evimizde takip ediyorum olanı, biteni.
Ufak oğlum ilk gün; anne bina şöyle yıkılıyor dedi. Kollarını açtı, biraz yamuldu ve kendini yere attı. Evet dedim öyle yıkılır. Oyundan kurulu bir dünyada deprem de oyuna dahil oldu. Sosyal medyada bir hanımdan, çocuklar evde depremcilik oynuyor diye duydum. Uzak tutmak imkânsız, soyutlamak da gereksiz zaten. Evde iki oğlumun da oyunları, gülmeleri, ağlamaları her zamanki halinde devam etti, ediyor. Bize hayat durmuş gibi ama bize de devam ediyor, edecek. Okullar açılınca öğrencilerin gülmeleri, kavgaları, soruları, şikayetleri beni karşılayacak. Başta yadırgarım sonra bende onlara karışırım. Hayat devam ediyor, edecek.
Bu iç yangınına biraz olsun teselliyi, sükûnu namazda, duada ve Kuran’da buldum ben. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler deyip içimi döktüm O’na. Her şeyimizsin, Her şeyimiz Sen’sin dedim. Bu bir imtihan. Ülkenin tüm bireyleri için bir imtihan hem de. Depremzedeler için (onların duygularını ve yaşadıklarını anlayamayacağımız) bir imtihan.
Oturduğum yerden yapabildiğim ise kendimce maddi yardımda bulunmak. Büyük ve güvenilir yardım kuruluşlarına maddi destek olmak. Manevi olarak dua etmek. Kendim için de namaza ve Kuran’a sarılmak.
Bu yazıyı duygularımı paylaşmak için yazdım. Biliyorum ki bir çok kişi benim gibi hissediyor. Rabbim orda olanlara dayanma gücü versin, görevli gidenlere güç kuvvet versin. Ülkemizi en kısa sürede felaha erdirsin. Yardımlar konusunda milletimizin gösterdiği refleks ise yayından çıkmış okla yarışır adeta. Tüm illerde bir seferberliğe şahit olduk. İnşallah en kısa zamanda yaraların sarılmasını canı gönülden isterim. Rabbim tüm vatandaşlarımızın yardımcısı olsun.