Para verseniz, bana öyle bir söz söyletebilir misiniz? Ne mümkün!
Kaldı ki daha tehlikeli ve buram buram şirk kokan nice şarkı sözleri, nice türkü dizeleri, ağıtlar, ilahiler var literatürümüzde!..
Hemen birkaç örnek vereyim:
Sevdim seni Rabbim kadar! “M. Kırmızıgül”
Sen gördüğüm en son İlahsın! “N. Duru”
Sana taptım be yahu! “H. Bulut”
Allah’ına, Kitabına sövüp saydım! “A. Kaya”
Yaradanın boş vaktine gelmiş! “Grup AF”
Kaderin böylesine yazıklar olsun! “O. Gencebay”
Dertlerin kalkınca şaha, bir sitem yolla Allah’a! “E. Akbayram”
Seninle cehennem ödül, sensiz cennet sürgündür bana! “M. Abacı”
Bir Allah’a taptım, bir de sana! “İ. Tatlıses”
.
.
.
Sözlerine hiç dikkat etmediğimiz, dinî kisveye büründürülmüş, abdestli şirk metinleri Mevlid, sela, ilahiler de cabası…
Sıcak gündemle takımı zinde tutma, taraftarın saflarını sıkılaştırma operasyonları ile sosyal medya üzerinden Sezen Aksu’ya linç girişimi gündemde malumunuz! Oysa o Sezen aksu bugün trolleri aracılığıyla derin linçe tutulurken. Akil adamlar, Açılım süreçleri ve Referandum kampanyalarında yere göğe sığdırılamayan sanatçılar arasındaydı hatırlarsanız! Bu ufacık detay bile amacın farklı olduğunu gün yüzüne çıkarıyor hemencecik…
Ne zaman tarikat ve cemaat yapılaşmaları yüksek sesle tartışılıyor olduysa ülkemde! Bir kurtarıcı manipülasyon anında devreye giriyor ne hikmetse...
Öncesinden övgüde yarışa giren onların ikiz kardeşleri, 15 Temmuz'dan sonra, Fetö’ye saydırarak ardından "Biz öyle değiliz!" güzellemesi yarışına girmişti.
IŞİD ve Taliban'ı görüp ayıkan ve dinî yapılaşmalara mesafeli yaklaşan halkımıza, "Onlar Selefî, biz Ehl-i Sünnet'iz!" mesajında yarışa tutuştulardı anlı şanlı TV ekranlarında!
12 yaşında kız çocuğuna cinsel tacizde bulunan kıllı za(r)t ile ayyuka çıkan tarikat ve şeyh sapkınlıkları, Erol Mütercimler'in saçma sapan açıklaması ve İHL'lileri suçlayan çıkışı ile makas değiştirip atlatılmıştı hatırlayın!
Son olarak, Enes Kara infialinden sonra yeniden tartışılan cemaat yapılaşmaları, sanki dün yazılmış ve yeni söylenmiş bir şarkı gibi, 2017'deki Sezen Aksu şarkısıyla can suyu bulacak ve yine sessiz sedasız sıyrılacaklar işin içinden de ona yanarım!
Neymiş efendim? Adem babamız ve Havva anamıza cahil diyerek hakaret etmiş! “Kutsalımıza hakaret eden bu sanatçı müsveddesi özür dileyecek ve kendisine ekranlarda yer bulamayacak!” söylemleri ile hedef tahtasına oturtulan Sezen Aksu için Diyanet dahi bildiri yayınlamış! Allah aşkına Kur'an'da "Allah'ım ben âsi oldum, ben zalim oldum, beni affet!" diye nadim olan yalvarıp yakaran ve af dileyen bir Adem yok mu karşımızda?
Üstelik Adem, insan türü için de kullanılan bir ifade olarak yer almıyor mu Kur’an’da? Bu ne sığlık ve basitlik? Adem’i erkek için Havva’yı kadın için sembol seçip her insanın cehalete düşeceğine dair mecaz bir anlam olarak niye göremiyorsunuz? Adem orada, her türlü veciz ve edebi anlatımların şah eseri olarak karşımızda duran Kur’an’da, bize "İnsanın cehalete düşebileceğini, haddini bilmesi gerektiğini ve af dilemesini öğreterek, yol göstermiyor mu?”
Ama yok öyle olamaz! İlle de biz hamaset nutukları eşliğinde yine din ile siyaseti birbirine boca edeceğiz ve işleri Arap saçına döndüreceğiz!
Ben de safımı belirledim, kendi ürettiğim Tanrımın jandarmalığına soyundum. Sezen Aksu'ya lanet okudum. Dinimi savundum arkadaşlar....
Ne dersiniz cennete giderim artık değil mi?
Hayati YAMAN