Hattingen küçük şirin bir şehir NRW eyaletinin, Ennepe Ruhr kreis bölgesi içerisinde 3000 civarında Türkü yaşıyor.
Bu şehirde herkes birbirini tanır, vatanına, devletine samimiyetle bağlı insanlardır bu şehirde yaşayan Türkler.
Etrafındaki ve uzak bölgelerdeki şehirler Hattingen camisinde sergi veya bağış toplamak için yarışırlar çünkü Hattingen camisi çok bereketlidir.
Hattingen şehrinde son aylarda olağanüstü olaylar yaşanıyor, insanlarımızın huzurunu, birlik ve beraberliğini bozmak için birileri düğmeye basmış durumda.
Her şehirde her camide sorunlar yaşanır bu normal bir durumdur.
Eğer cemaat bu sorunların üstesinden gelemezse gerek merkez gerekse yetkili merciler olaylara müdahale eder ve barışı ve huzuru sağlar.
Eğer bir yerde huzur bozulursa bunun önüne geçmek, barışı, birlik ve beraberliği sağlamak için bütün Müslümanlar gayret ve çaba gösterirler.
Yoksa daha çok huzursuzluk ve kargaşa yaşanır.
Yani fitnenin önüne geçilir.
Fakat bizim şehrimizde olayları yatıştırması gereken kurum ve kuruluşlar olaylara müdahale etmeyerek seyirci durumunda kalıyorlar.
Yönetim sorunu olabilir veya hocayla ilgili sorunlar olabilir, bunlar çözülebilir.
Bir kamu görevlisi çözmesi gereken sorunu çözmez ise kargaşa kaçınılmaz hale gelir.
Bilhassa bir kamu görevlisi olan din ateşesi şehrimizin etrafındaki camileri ve hocaları tehdit ederek Hattingen şehrindeki insanları cezalandırma telkininde bulunuyorsa bu kabul edilemez.
Hattingen’de imamlık ve namaz kıldıracak insanları bizzat arayarak bu şehirde namaz kıldırmayacaksınız diyerek tehdit eden nasıl bir ruh dünyası olduğunu anlamak mümkün değil.
WhatsApp ve sosyal medya paylaşımları onun ruh dünyasını ele veriyor.
Devlet görevlisine yakışmayan bu davranış kime hizmet eder?
Devlet ile vatandaşı karşı karşıya getirmek kimin işine gelir.
Yani din ateşesi çözümsüzlüğü seçmiş ise vay halimize.
Allah aşkına bir ateşe bu kadar kindar ve hırçın olabilir mi?
Nedir bu tarafgirlik ve insanları tehdit etmek.
Hattingen camisinde cuma kıldıracak hoca vermemek.
Kandil gecesi hocasız bırakmak.
Ateşe aynı zamanda din gönüllüsüdür.
İslam dinin bir barış dini olduğunun farkındadır inşallah?
Devlet görevlisi bu kadar siyasi olamaz yani bir siyasi parti taraftarı gibi davranamaz.
Ateşelerin artık ikinci bir görevi de seçilmiş dernek yönetimlerinin işine karışmak ve onları idare etmek yani camileri yönetmekte bizim haberimiz mi yok?
Kendisinin arkasında Ak Parti ve UİD’in olduğunu söyleyerek neyi amaçlıyor?
AK Parti ve UİD ne kadar bu işin içinde, belki haberleri bile yok.
Ateşe kendisine telkin edilen olaylara siyasi bakamaz.
Allah rızası ve adil davranma onun asli görevidir.
Fakat görünen o ki tuz bile kokmuş durumda.
Yazık çok yazık…
Devletin bu olaylardan haberi var mı, yoksa onlarda Hattingen’de yaşayan Türklerinin cezalandırılmasını savunuyorlar veyahut da burunlarının sürtülmesini bekliyorlar.
Hattingen’de yaşayan insanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil mi?
Devletine ve vatanına bağlı bu insanları, devletine küstürmek veya devletine olan güvenini sarsmak çok büyük bir hata olur.
Devlet bir şemsiyedir herkes bu şemsiyenin altında, kendine yer bulmalıdır, yoksa birilerini dışlarsanasız tarifi imkânsız sorunlar ortaya çıkar.