Biz, yıllarca anlatıyoruz, yazıyoruz ama nafile sanki kendi kendimize konuşuyoruz. Dinleyen olmadığı gibi çok daha acı olanı 13 senedir insanımız her türlü fakirliği yaşamasına rağmen aynı inatla tercihini aynı yönde deniyor. Hani derler ya “ Her Millet Layık Olduğu Şekilde Yönetilir” diye. Tam da bizi anlatan bir söz. Durumumuzun kötü olduğunu söyleyen bir tek bizde değiliz üstelik. Bakın uluslararası çerçeveden nasıl görünüyoruz?
Uluslararası Şeffaflık Örgütü diye bir kurum var mesela.1995 yılından beri her yıl bir rapor yayımlıyor. Raporun adı “Yolsuzluk Algı Endeksi”. Uzmanlar ve iş insanların görüşlerine dayanılarak kamu sektöründe algılanan ve 180 ülkeyi kapsayan bir rapor bu aslında. Toplamda 13 bağımsız veri kaynağına dayanan endekste yolsuzluk derecelendiriliyor. Raporun da özü bu aslında. Şimdi sıkı durun. Bu raporda Türkiye’de yer veriliyor. Türkiye, 180 ülke arasında 101. sırada. Şaşırdınız mı? Türkiye 2013 yılından beri tam 48 basamak geriledi. Neden acaba bir düşünün bakalım? Kolombiya, Etiyopya, Tanzanya gibi ülkelerle neredeyse aynı konuma geldi. Ben Batı olsam tabii ki de kıskanırım. Böyle ülke kıskanılmaz da ne yapılır? Sizi biraz zamanda yolculuğa çıkarayım şimdi. Han şu;” Bir tek yüzüğüm var. Yüzüğümden başka varlığım bulunursa bilin ki bu kardeşiniz çalmıştır” sözünün sahibi var ya işte yine o kişiden incilerle örneklendireyim. Tarih 9 Ekim 2022… Bol kesen atan, tüm becerisi kantinde simit satmaktan öteye geçemeyen bu kişi ne demiş bakın: “Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmadığı bir Türkiye’yi biz hallederiz” Gerçekten de dediğini yaptı ve Türkiye’yi halletti. Hayaldi gerçek oldu.
Muhalefetin yapamadığını bir kişi çıktı bir kamera ile yaptı. Başka ülkede olsa yer yerinden oynardı. Kimse kılını kıpırdatmadı. Kıymetli arazilere nasıl çöküldüğünü, rantların nasıl paylaşıldığını, iş adamlarının mallarına kamu gücü kullanılarak nasıl gasp edildiğini bir bir anlattı. İlginç bulabilirsiniz ama toplumun büyük kısmı bu anlatılanlara inandı ve onayladı. Hatta bunu anlatana siyasetçilerden daha çok güvendi. Dizi film bekler gibi açıklama yapacağı saati oturdu bekledi. Para baronlarının vatandaşlık almasından tutun kaçak teröristlerin iş yeri açmasını Bilal’e anlatır gibi anlattı. Bir de baktık hepsi doğru. Bunun gibi nice örnekleri var elbet. Bu herkes tarafından bilinen….
Unutulmamalıdır ki eğer bir ülkede yolsuzluk fazlaysa yoksulluk kaçınılmazdır. Bir ülkede ne kadar çok yasa çıkartılıyorsa o kadar yolsuzluk fazladır. Fakir, geri kalmış, tek adamla yönetilen, diktatör rejiminin olduğu ülkelerin büyük çoğunluğuna bakın. İktidar sahipleri ve çevresindekiler zenginleştikçe halk fakirleşir. Bu ülkelerin hemen hepsinde yöneticiler yolsuzluğa bulaşmışlardır. Bu kadar hukuksuzluğun olduğu bir yerde sizce ekonominin iyi olmanın ihtimali var mı? Hadi yazıyı yüzünüzü güldürecek bir haberle bitireyim. Ben yazarken gülmekten zor tamamladım yazıyı.
Malum, Türkiye yakın bir tarihte seçime girecek. Ülkenin ve ekonominin durumu ortada. Bakın bu ortamda Ekonomi ve Maliye Bakanı muhalefetin ekonomik programı ile ilgili ne dedi: ” Ekonomiyi nasıl düzelteceksiniz, enflasyonla mücadele için hangi politikayı uygulayacaksınız?” İnsan merak etmiyor da değil hani. Siz ne yaptınız acaba? Son açıklanan enflasyon rakamlarından sonra yaptığı açıklama ise ekonomiye ne kadar da hâkim olduğunun ispatı resmen. Nurettin Nebati tıpkı soyadı gibi doğal bir açıklama yaptı. ”Enflasyonun belini kırdık”. Kim kimin belini kırdı diye somadan da edemiyor insan.
YOLSUZLUĞU YAPTIRAN, YAPANDAN DAHA GÜÇLÜYSE YOLSUZLUĞUN ÜSTÜ HEMEN ÖRTÜLÜR.