Hasret kaldığımız sevincimiz, heyecanımız geldi.
Rabbim bize hediye etmiş, böyle bir hediyeye sevinmemek olmaz.
İnsanlık, İslam alemi, milletimiz, ailemiz bu günü sabırsızlıkla bekledi ve beklenen geldi.
Resulüllah Efendimiz ramazanın gelmesine sevinmiş ve onun gelişini müminlere müjdelemiştir. ‘Oruçta mümini sevindiren iki an vardır; iftara ulaştığı ve rabbine kavuştuğu an’ diye buyurmuştur.
Bizler ne kadar sevinsek azdır…
Ramazan bereketi ve rahmeti ile yine geldi.
Hanelerimiz ramazanın bereketi ile şenlendi.
Aylardır evlerimizde büyüyen neşe şimdi tam anlamıyla mutluluğa dönüşüyor.
Ramazan - tüm dünyayı kaplar, tüm engelleri aşar ve kalplerimizi sevindirmek, ruhlarımızı ilham vermek ve Allah'a karşı alçakgönüllü, saygımızı ifade etmek ve zenginleştirmek için yeryüzündeki her Müslümana ulaşır.
Mübarek Ramazan ayı insanları güzelleştirir ve bu güzellik bütün kainata yayılır.
Rabbimiz'e kulluk etmek ve yalnızca O'na kulluk etmek ve ibadetlerimizi mükemmelleştirmek için bulunmaz ilahi bir fırsattır!
Müslümanların sevinçlerinin kaynağı sadece oruç açmaları değil, mükâfatlarını Allah'tan almayı başarmış olmalarıdır.
Kirlenmiş dünyada temiz kalmanın adıdır oruç.
Bir Müslüman olarak Ramazan'da iyilik yapmak istiyorsak kimsenin hayatını kurcalamak zorunda değiliz.
Başkalarına biraz neşe vermemiz
veya onlara küçük şeylerle yardım etmeniz yeterlidir.
Örneğin, ev işlerine yardım edebilir veya hasta olan yaşlı bir teyzeyi veya büyükanneyi ziyaret edebilir ve onlar için yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını sorarak onlara yardım edebiliriz.
Komşularımıza dostça bir "Selam” veririrsek işte o zaman kesinlikle iyi bir iş yapmışızdır.
Bilhassa Ramazan ayı içinde yaşadığımız toplumla beraber paylaşarak yaşarsak dahada bir güzelleşir.
En çok barışa ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde Ramazan kalplerimizi ve gönüllerimizi barış içerisinde yaşamaya vesile kılar.
Avrupalı komşularımızla bir kerede olsa beraber, birlikte bir oruç açmanın yollarını bulmalıyız?
Gönülümüzü ve kalplerimizi çevremizdeki insanlara açmalı, daha hoşgörülü olmaya çalışmalıyız.
Yani bu ramazanda gönül köprüleri kurmak için yeni bir ruhla ve heyecanla imanımızı tazelemenin taşlarını döşemeliyiz.
Tüm Avrupa’da yaşayan vatandaşlar için Ramazan, inançlara ve Allah ile ilişkilerine daha fazla zaman ayırmaları için iyi bir fırsattır; ayrıca daha iyi bir insan olmaya ve ortak yaşam için daha fazla beraber olmaya çalışmalıyız.
Bizler Müslümanlar olarak Hz.İsa'yı Allah'ın “elçisi” olarak inanıyoruz.
Kur’an- Kerimde maide süresinde 82 buyrulduğu gibi:
Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin. Yine, onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da, “Biz hıristiyanız” diyenler olduğunu göreceksin.
Bu sevinci ve mutluluğu beraber yaşayalım.
Aç ve açık olanları ayrım gözetmeksizin sahip çıkalım ve sevindirelim.
Denilir ki oruç, insanlar açlığı hissetsinler, kavrasınlar diye emredildi.
Ancak bizim müşahade ettiğimiz, yılın tüm vitamin eksikliğini ramazan ayında telafi ediyor olmamalı müslümanlar.
“Ramazan “büyük bir neşe getirir; işkence değildir. "
Öyleyse bu neşe ve sevinci hep birlikte yaşayalım.
Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler.
Bakara süresi 186.
Ramazan Özdemir