NASA'nın uzayı araştırmak üzere 2013 Yılının kasım ayında uzaya gönderdiği kepler uzay teleskopundan elde edilen veriler ışığında bilim insanlarınca yapılan çalışmalar sonucunda, güneşe benzediği düşünülen yıldızlardan birinin yaşanabilir bir yörüngede olabileceğini ve yaklaşık olarak dünyamızın boyutunda bir de gezegene sahip olduğunu tahmin etmişlerdir. Yapılan bu çalışmanın ardından, kepler verilerini derinlemesine inceleyen bilim insanları Dünyaya benzeyen birçok gezegenin var olabileceğini de öne sürmüşlerdir. Dünya'ya çok benzerliğiyle bilinen Venüs gezegenini inceleyen bilim insanları, bir gezegenin zaman içinde nasıl farklılaşabileceği konusunda bizleri aydınlatan çok önemli bir örnek olduğunu da belirtmişlerdir. Bir gezegenin farklılaşması olasılığı astrobiyologların ve gökbilimcilerin özellikle ilgisini çekmektedir, çünkü bir gezegen Dünya'ya ne kadar benziyorsa, karmaşık dünya dışı yaşamı sürdürme olasılığının da o kadar yüksek olabileceği değerlendirilmektedir. Yapılan araştırmalar neticesinde dış gezegenler arasında Dünya'ya en çok benzeyen gezegenin Kepler-1649c olduğu, sıcaklığının da Dünyaya çok yakın olduğu açıklanmıştır. Dünya'nın büyüklüğünün 1,06 katı olan bu gezegenin Dünya'nın Güneş'ten aldığı ışığın yaklaşık olarak yüzde 75'i kadarını aldığı tahmin edilmektedir.
Evrende zeki yaşam formlarının olması bir ihtimal dahilindedir. Çünkü uzaylılarla henüz karşılaşmadık, her ne kadar da Youtube ve benzeri platformlarda zeki uzaylılarla iletişime girdiğini iddia eden kişilere dair bazı videolara denk gelsek de henüz gerçekliği kanıtlanmamıştır. Belki başka gezegenlerde insanlardan çok daha akıllı yaşam formları elbette olabilir. Belik de Hollywood'un beyaz perdeye aktardığı bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi uzaylılar tarafından arada bir ziyaret ediliyor da olabiliriz. Belki bir gün Uzaylılar dünyayı istila etmek isteyebilirler. Belki de çoktan istila edildik. Dünya dışı varlıklar yer küremizi ziyaret ediyorsa bu ziyaretlerin amacı ne olabilir? Amaçları bizi kendi uygarlık düzeylerindeki ileri teknolojilerle tanıştırmak olabilir mi? Yoksa bizi anlamadığımız, bilmediğimiz bir şekilde Sömürüyor olabilirler mi? Güneş sistemimizin evrenin geri kalanıyla karşılaştırıldığında daha genç bir yaşta olduğu tahmin edilmektedir. Evren'in büyük patlama teorisinin ardından 13,8 - 14 milyar yıl önce oluşmaya başladığı tezine kıyasla güneş sistemimizin kabaca 4,5 milyar yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Günümüzde dünya dışına dair varlıkların olabileceği konusu oldukça popüler bir konudur. Evren ortalama 80 Yıllık insan yaşamına kıyasla inanılmaz derecede yaşlıdır. Evrenin büyüklüne dair hesaplamalar, araştırmalar henüz kesinlik kazanmamıştır. Çeşitli teleskoplarla toplanan veriler, gözlemlenebilir evrenin yaklaşık olarak 92 milyar ışık yılı genişliğinde olduğunu ve evrenin hala büyümeye devam ettiği düşünülmektedir.
Evrenin 13.8 Milyar yaşında olduğunu düşündüğümüz zaman herhangi bir güneş sistemindeki herhangi bir gezegende çok ileri seviyede uzaylı uygarlıkların ortaya çıkarak evreni tanımak adına, araştırmalar yapmaya başlamış olması ve belki de dünyamızı ziyaret etmiş olma ihtimal dahilindedir. Ancak henüz kanıtlanmamıştır. Uzayın herhangi bir yerinde zeki varlıkların olması ihtimali ne kadar endişe verici olsa da henüz bir haber alamamış olmamız da hem endişe verici bir durum. Hem de rahatlatıcı bir durum gibi gelebilir. Belki uzaylı varlık diye bir şey yok, belki hiç olmadı. Belki birbirleriyle yaşadıkları savaşlar sebebiyle bu yolculuğa çıkacak kimse kalmadı. Dünya dışı yaşam konusunu muhtemelen Hollywood senaryoları ve bilim insanlarının yaptığı açıklamalar popüler hale getirildi. Dünya dışı varlıkların olması ihtimali her zaman heyecan vericidir. Her buluş bir merakın sonucudur. Kim bilir belki bulutsuz açık bir gecede gök yüzünü izlerken bir ufo ile karşılaşmak mümkün olabilir. Belki uzaylıları bulmak için çok uzaklara bakmaya da gerek yoktur. Belki uzaylılar her zaman bizimleydi. Bana göre hayali ve uydurulmuş varlıklar olmakla birlikte bazı kaynaklara göre Dünyamızı Çoktan İstila Ettiği söylenilen bazı uzaylı ırklar: Andromedanlar, Flatwoods Canavarı, Gri Yaratıklar, Hopkinsville Gulyabanisi, Küçük Yeşil Adamlar, Kuzeyli Sarışınlar, Sürüngenler, Sirianlar ve benzerleri, Bu ırklardan her hangi biriyle insanlık olarak karşılaştık mı? Bir temas oldu mu? Hayır, ancak Dünya dışı varlıklara dair araştırmalar her zaman bir merak konusu olarak devam edecektir. Uzayın derinliklerini, insanlığın evreni tanıması, anlaması ve varoluş sürecine dair yeni deliller bulmak için James Webb Uzay Teleskobu Aralık 2021’de fırlatılmış ve Ocak 2022'de yörüngesine girmiştir. 6,5 metrelik bu teleskop, Dünya'dan neredeyse 1,5 milyon kilometre uzaklıkta yörüngeye yerleştirilmiştir. Bu uzaklık, Dünya ile Ay arasındaki uzaklığın dört katı kadardır.
Bu arayış, bu merak evrende insan oğlu var olduğu sürece hiçbir zaman dinmeyecektir Neden varım, neden bu koskoca evren var. Neden? dediğimiz sürece bizi gerçekten tatmin edecek cevapları arayıp, bulamak için bu arayış hep sürecektir.