Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” diye başlattığı açılımlar da, saçılım’a döndü ya sonunda helal olsun! Aha bak, ben de helal olsun dedim, ne yalan söyleyeyim. Bazen freni patlamış kamyon misali cümleler dökülüyor işte insanın ağzından… 

Arkadaş bu ne hellallik almaymış böyle insan korkmuyor da değil hani! Anadolu’da yerleşik kültüre dayalı olarak başta hac ve umre yolculukları öncesinde olmak üzere, yolculuğa çıkanlar helallik alır. “Gidip de dönmemek, dönüp de görmemek var!” şu fani dünyada diye! Ardından uzun süre görüşme ihtimali olmayanlar veda sözlerinde -kim öle kim kala- diye helallik alırken; bir de öleceği içine doğmuş olanlar helallik alır! Yakınlarına ardından “Rahmetliye sanki öleceği malum olmuştu, hepimizle helalleşti de gitti!” dedirterek…

Lütfen korkutmayın bizi Sayın Kılıçdaroğlu! Allah gecinden versin yoksa seçimlere erişmeyecek mi diye aklımıza gelmiyor değil yani! 

Zira şark kültürünün bir tezahürü olarak mal alım satımı yapmak için tapu devretmeye gitseler Noter’in “Sağlık Raporu” isteyeceği, iktidarı ve muhalefeti ile yaşlı taife yönetici erk olmuş başımıza! Koltuklarına zamkla yapışmış bir türlü kalkmak bilmeyen parti genel başkanları ve zorlama liderler çöreklendi kaldılar başımıza. Ölene kadar lidere sadakat kültü yerleştirilmeye çalışıldı. En acı tarafı da bu! Profesyonel particilik, genel başkanlık ve siyasetçilik aldı başını gidiyor! Bu zihniyet çürümesinden kurtulmayı, şahsi emellerini millet ve memleket emelleri üzerinde tutmayan siyasetçiler türetmeyi başarmalıyız. Bu alanda da Batılı anlayışın atmosferi sarmalı etrafımızı! Zira biz bıktık artık! 

Bazen Almanya’dan sporcu, hoca getiriyoruz da neden yönetici getirmeyelim diyesi geliyor insanın? Yaşlıya rağbetimiz aniden geçmeyecek ve o direncimiz kırılmayacaksa geçiş dönemi için Angela Merkel önerimizdir. Gelse ve ekibini kursa da ülkeyi düzlüğe çıkarsa diye temennide mi bulunalım?

Bu nasıl bir anlayıştır! Kemal Kılıçdaroğlu kimlerle barıştırılıyor? Kim bunları organize ediyor? Danışmanları değil de kendisi doğrudan talep ederek görüşüyorsa nereye ve kime hizmet ediyor? Seçimler yaklaştıkça insanın hafsalasının almadığı olaylara tanık oluyoruz! 

İktidar daha önce muhalefeti HDP ile birlikte olmakla suçlarken, altılı masanın gizli ayağını açıklayın diye algı siyaseti üretiyordu değil mi? ‘İllet zillet’ diye Millet ittifakına son derece gayri ahlaki üslupla hitap eden Erdoğan tarafından “HDP eşittir PKK” diye beyanatlar verilmemiş miydi? Bahçeli de canhıraş bir şekilde o politikaları savunmuyor muydu? Adalet bakanı ve AKP yöneticileri HDP’ye ziyaret gerçekleştirme ikiyüzlülüğünü göstermişken, bütçeden HDP’ye seçim parası aktarılma garabeti yaşanmışken algıyı yönetmenin ne denli ayrıştırma ve tehlikeli olduğunu işleyecek ve seçmenin zihnine kazıyacak olan, CHP başta olmak üzere, muhalefet ne yapıyor? 

Sansür yasası çıkarken ABD’ye gidiyor! Daha önce -uluslararası tefeciler- diye nitelediği Londra piyasasını, bu defa -temiz para bulmaya gidiyorum-  diye İngiltere’de ziyarete gidiyor. Oh ne ala Mualla! 

Ve en acısı orada, Fetö’nün tetikçiliğini yaparak Balyoz, Ergenekon kumpas davalarına sahte ve düzmece belgeler üreten Taraf Gazetesi yazarı, tescilli PKK’lı ve sözde Ermeni soykırımı savunucusu Amberin Zaman’la görüşmesi!..

Kadını görüyorsunuz değil mi? PKK, Fetö, Ermeni Soykırımı savunucuları! Nasıl her terör grubu ile bağlantılı ve ipi dışarda! İngiltere’nin elinde… Eee, senin ne işin var orada Sayın Kılıçdaroğlu? Sen de mi bir projesin? Sen de birileri adına çalışıyorsun? Sağ seçmene bir türlü neden güven vermediğini, veremediğini anlayabiliyorsun değil mi? Bazı çıkışlarınla son derece yerinde hamleler yapsan da, son anda çuvallayacağın konusunda insanlar boşuna diken üstünde değilmiş!

Bu konudan ayrı olarak, Kılıçdaroğlu ile Süleyman Soylu arasındaki atışmanın perde gerisini fevkalade işleyen Erdem Atay’ın, aşağıda linkini verdiğim, ilgili videosunu soluk soluğa izleyeceğinizi düşünüyorum.

Son olarak Kılıçdaroğlu’nun yasal düzenleme yapalım diye Ak Parti’ye ve Erdoğan’a yaptığı “Başörtüsü” çağrısı ile ilgili açıklamalar yapacağım bir dosyayı açacağım ve orada siyasal, kültürel ve dini boyutunu inceleyeceğim müjdesini de vererek bugünkü yazımı sonlandırmak istiyorum. Mutlu hafta sonları dilerim efendim. Hayırlı cumartesiler :)