Geçtiğimiz hafta Federal Anayasa Mahkemesi, 2021 bütçesindeki 60 milyarlık euroluk Corona için ayrılmış parayı iklim ve ekonominin modernleşmesi için kullanılmasını veto ederek hükümeti çok zorda bıraktı.
60 milyarlık öngörülmüş parayı yeniden tahsisin geçersiz olduğunu ilan etti.
Para, Corona kredisi olarak onaylamamıştı ancak daha sonra iklimin korunması ve ekonominin modernizasyonu için kullanılması amaçlanmıştı.
Aynı zamanda hakimler, devletin daha sonraki yıllar için acil kredi ayırmasına izin verilmediğine karar verdi.
Sonuç olarak milyonlarca kişi daha gelecekteki projeler için risk altında.
Bunun olağan bütçeye etkisi henüz netlik kazanmadığı için Maliye Bakanlığı, tedbir amaçlı olarak tüm bakanlıkların bütçedeki bazı taahhütlerinin gelecek yıllar için bloke edilmesine karar verdi.
Anayasa mahkemesi bütçe kararının, devlet kalkınma bankası KfW'nin finansman programları açısından çok feci sonuçları olabilir.
KfW bankası konut ve inşaat sektöründeki dört programa yönelik başvuru ve taahhütleri geçici olarak dondurdu.
Kalkınma bankası ana sayfasından, Federal İnşaat Bakanlığı ile koordineli olarak, derhal geçerli olmak üzere artık başvuru yapılamayacağını ve mevcut tüm başvuruların artık kabul edilemeyeceğini duyurdu.
KfW bankası "Başvuru ve taahhütlerin dondurulmasının diğer programlara da uygulanıp uygulanmayacağı konusunda görüşme halindeyiz" dedi.
Federal hükümet kendi içerisinde sorun yaşarken üstüne, üstelik birde Anayasa mahkemesinin böyle bir karar alması işleri iyice zora soktu.
Bu hükümetin süresini tamamlaması iyice zorlaşmış gözüküyor, erken seçim sesleri yükselmeye başlamış durumda.
Almanya'nın ulusal borcu, 2022 yılı itibarıyla Avrupa Birliği sınırları içerisinde 2.570 milyar Euro'yu buluyor. Bu çok büyük bir para ama Almanya aynı zamanda yıllık 3.000 milyar avroyu aşan ekonomik çıktısıyla çok zengin bir ülke.
Borçların genellikle ekonomik performansa göre ölçülmesinin nedeni budur. Ekonomik açıdan güçlü bir ülke, ekonomik açıdan zayıf bir ülkeye göre daha yüksek borçlarla başa çıkabilir fakat siyasi iklim güven veremiyor.
Avrupa’nın güçlü ülkesi Almanya bir türlü kendi politikasını belirleyemiyor, sürekli savruluyor.
Gerek siyasi gerekse ekonomik olarak sorunların çözümü noktasında başarılı olamıyor.
Hükümetin yeşil ortağı çevre ve iklim diyerek birçok vaatte bulunmuştu fakat gerçekleşmesi artık iyice hayal oluyor.
Muhalefette bol bol konuşmak çok iyi ama iktidar öyle değil.
Federal Almanya’nın sorunları gittikçe ağırlaşıyor: Aşırı bürokrasi, yavaş modernleşme, ekonomik durgunluk ve siyasi istikrarsızlık.
Alman ekonomisi durma noktasında, araba sanayi elektrikli araba konusunda pazar payını kaybetmek üzere.
Amerikan Tesla, Güney Kore ve Japonya araba sanayi çok büyük bir atılım içerisindeler.
Demir çelik sanayi ise endüstriyel dönüşümün tehlikede olduğunu düşünüyor.
Sanayinin çarklarının dönmesin gerekiyor fakat şimdiden bütçede 100 milyar euro eksik ve federal bütçe görüşmelerinin ocak ayına ertelenmesi söz konusu.
Federal Almanya’nın en büyük sorunlarından başlıcası yetişmiş insan sıkıntısıdır, nüfus artışının olmaması ve göçmenlerin yeterli eğitime tabi tutulmadan iş hayatına atılması maalesef kaliteyi ve verimliliği düşürüyor.
Hükümetin bu sorunların çözümü konusunda başarılı olması çok zor gözüküyor çünkü üçlü bir koalisyon hükümeti var ve kendi içerisinde anlaşamıyor.
Çözüm olarak erken seçim kararı alabilirler fakat böylesi bir erken seçim olursa SPD partisi hezimet yaşar ve ırkçı AfD partisi tarihi bir başarı kazanabilir.