Yo yo! Aklınıza geldiği anlamıyla para birimimiz karşısında dövizin değer kazanmasından bahsetmeyeceğim. Daha doğru bir ifadeyle, döviz artışı diye dillendirilerek yerinde duran döviz olgusu karşısında paramızın değer kaybetmesinden söz etmeyeceğim. Kavram kargaşasıyla meselenin maniple edilerek kötü ekonomik gidişattan dış mihrakları sorumlu tutma hamasetine dört elle sarılmayacağım! Bizlere o hususları detaylı bir şekilde anlatmak, ekonomistlerin işi. Biz onların verilerini ve değerlendirmelerini kullanarak eğitim rotamıza akış sağlayabiliriz ancak…
Biraz elverişsiz sebeplerden ötürü, biraz da yükseköğretim ayağıyla eğitim sorunları dosyasını tamamlama güdülenmemin önüne başka mevzuları geçirmeme dürtüsünden dolayı sizlerden çok uzak kaldığımın farkındayım değerli okurlarım. Hem de bariz bir şekilde önümüze malzeme yığan ülke gündeminde o kadar konu birikmesine rağmen, o kadar falso ve açıkların verilmesine rağmen ayrı düştüm sizlerden… Bağışlayın lütfen!
Dün iptal edilen 2022- KPSS’nin telafisi ülke genelinde yapıldı. İstanbul’da LGBTİ karşıtı gösteri ve miting karması eylem vardı. İlçemiz Zile’de ise ilk etapta ulusal bir organizasyon olma yolunda ilerleyen daha sonra uluslararası organizasyona dönüşmeyi hedefleyen Engelliler Olimpiyatının 2.si düzenlendi. Çok şenlikli ve eğlenceli bir organizasyon ile hem izleyicileri, hem ailelerini, hem de kendilerini eğlendiren özel kardeşlerimizi ve Dernek Başkanı Halil İçcan Beyi bir kez de buradan tebrik ediyorum. Dün yine Almanya’dan yayın yapan Kanal Avrupa televizyonunda Genel Yayın Yönetmenimiz ve UGEP Genel Sekreteri Oğuzhan KUL konuk idi! Linkini buraya bırakıyorum ki; bu son derece bilgi, görgü, kültür, amaç ve hedeflerle dolu programı izlemeyenler mutlaka izlesin istiyorum.
Yerel, ulusal ve uluslararası bunca yoğun gündem içerisinde ben bugün sizlere kur davranışlarından söz edeceğim! Bilmiyorum kaç kişinin aklına başlıktaki kurdan böylesi bir konu düşürebildim! Bilenlere bingo diyelim, ya da olayın sonunu nereye bağlayacağımı heyecanla bekleyenlere de tombalanın birinci çinkosunu yaptıklarını müjdeleyeyim.
Dünkü LGBTİ karşıtı eylemin organizatör akillerinden birisi kimdi biliyor musunuz? Tuğçe Kazaz! Amma da yaptın hocam ne var ki bunda? Olamaz mı? Dediğinizi duyar gibiyim… Elbette olabilir ben ona itiraz etmiyorum ki! Daha doğrusu itirazım da yok! Anayasal hak ve ödevler çerçevesinde vatandaş olarak her birimizin bireysel ya da toplu gösteri ve yürüyüş yapma hakkı var. Yine bireysel olarak ya da komite kurarak veya kurumsal organizasyon şeklinde eylem ve miting yapma hakkımız da vardır. Hem de izin alma zorunluluğu ve şartı olmaksızın… Anayasa’nın 34. Maddesi bu hakkı bize vermektedir. Haklarımızın ve özgürlüklerimizin kıymetini bilmek adına önemli bir maddedir…
Demokratik ve insan haklarına saygılı ülkemde ne güzel bir eylem olmuş dünkü miting!.. İnsanın gözleri yaşarıyor; öğrenciden, manavdan, çiftçiden, marketçiden dahi korkarak eylemlerini engelleyen onları hain diye damgalayan emniyet ve içişleri bu defa müthiş bir hoşgörü göstererek güvenlik tedbirleri alıp vatandaşlarını korudu ve devletin şefkatli yüzünü göstermiş. Polis ne göz yaşartıcı bomba atmış, ne biber gazı sıkmış, ne eylemcileri coplamış, ne yaka paça derdest edip ters kelepçe takmış, ne plastik mermi sıkmış, ne de TOMA’lardan tazyikli su sıkmış…
Hatta o kadar sakin geçmiş ki miting, bir ara eylemciler birbirlerine düşmüş! Sakallı, sarıklı, şalvarlı taife “Biz buraya çalgı çengi dinlemeye mi geldik? Kesin şu müzikleri kardeşim!” diye protesto içinde protesto yaparak olaya level atlatmış!
-Demek oluyor ki onlar sürtük değil.
-Demek oluyor ki onlar çapulcu değil.
-Demek oluyor ki onlar hain değil.
-Demek oluyor ki onlar terörist değil.
-Demek oluyor ki asi ve dış güçlerin piyonu değil.
-Demek oluyor ki onlar cici ve bizden!.. Ve demek oluyor ki bizim gibi düşünmüyorsan sana festival, konser bile yasak!
“Kılavuzu karga olanın…” diye başlayan atasözümüzü hatırlatarak hiç aşağılamadan, toplum üzerinden birbirlerine kur yapıyor görüntüsü veren internet fenomeni güncel mücahit Tuğrul Selmanoğlu ve mücahidesi Tuğçe Kazaz, o ki LGBTİ eylemlerine karşı çıkıyor ve neslimizin bitirilmesine yönelik bir proje olarak görüyorlar; şunları baş göz edin de kurtulalım bunların elinden, dilinden! Hatta bunca üstün performansa göre “en az üç çocuk” öğütleriyle aile cüzdanlarını bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın elinden almalılar diye düşünüyorum.
Ne dersiniz, bu önerimle tombala yapabilir miyiz?