?>
Kuşanın Bastonları
Dün cuma namazını kılıp Allah'a dua ve yakarıştan sonra Ruslara destek veren Çeçen askerlerini de gördü gözlerimiz değil mi? Hem de Rusya'da ellerinde "savaşa hayır" dövizleri eşliğinde Putin'in savaş politikalarını protesto eden Ruslara rağmen...
Elbette Rus yanlısı kukla ve güdümlü liderlerle onların yönettiği ülkelerdeki halkları ve kardeşlerimizi bir tutma basiretsizliği göstermiyoruz! Tıpkı ırkçı ve siyonist zihniyetli yönetici Yahudilerle, masum İsrailoğulları Yahudi halklarını bir tutmadığımız gibi! Tıpkı kendileri dünya zenginleri sıralamasında listeye giren Batı ve ABD piyonu İslam coğrafyasındaki sözde müslüman yöneticilerle; masum, sefil, gariban ve fakir müslüman halkları bir tutmadığımız gibi...
Halk ve yönetici kıyaslaması dışında, yöneticiler arasındaki farkı da, tereyağından kıl çeker gibi hassas ayrımlara tâbi tutarak, hakkı teslim edecek ferasete de sahibiz evelallah...
Dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmış, halklarının özgürlüğü için mücadele vermiş, Rus mezalimi karşısında şehit düşmüş Çeçen komutan ve devlet başkanlarıyla bugün Çeçenistan'ı yöneten devlet başkanı Putin kuklası Ramazan Kadirov'u bir tutmadığımız gibi...
Kadirov'un askerleri, pardon müritleri, Rus birlikleri yanında savaşmak için Ukrayna'ya gidiyor! Allah'ı da iğrenç emellerine alet etmek için Cuma namazını, duayı, dini siyasete boca ederek!..
Kadirov kim? Çeçenistan devlet başkanı sıfatı yanıda aynı zamanda Kadirî tarikatı şeyhi! Cevher Dudayev, Şamil Basayev, Aslan Maşadov ve daha niceleri gibi efsane liderlerin kemiklerini sızlatan uygulamaları ile şanlı Çeçen direnişinin üzerine tüy dikmiş bir kukla!
O Aslan Maşadov ki, savaş sonrasında antlaşma görüşmelerini başlatmak için Kremlin Sarayı'nda tepeden bakan ve buyurgan edalı yuvarlak masa toplantısında Boris Yeltsin'e mütekabiliyet esaslı görüşmeyi kabul ettirmiş bir yiğit idi. Ardından başa getirilen Kadirov ise şimdi Putin'e -emret komutanım- diyor!
Tarikat ve şeyh-mürit kültürü ile askeriyeyi ve doğal olarak ülkeleri dize getirmek böyle bir şey işte.
Ülkemizde 15 Temmuz kalkışması da öyle olmadı mı? "Namaz kılanları orduya almıyorlar, müslümanlar ordudan ihraç ediliyor." yaygaraları ile ordu düşmanlığı üretilip, etkin bir şekilde fetö kadrolarının orduda görev alması sağlandı. Sonuçta kendi milletine, kardeşine kurşun sıkan caniler 250 kişinin hayatını kaybettiği kanlı darbe girişimini vizyona soktu!
Halen devam eden hatalı uygulamalarla diğer tarikatların ordu içinde kadrolaşmasına göz yumulmaktadır. Umarım Kadirov'un müritleri örneği, bu yapılaşmaların ne denli sakıncalı olduğunu gösterme açısından yetkililerin dikkatini bir kez daha çekmiştir.
Geçmişte benzer durum, Saddam'ın Irak'ında da yaşanmıştı! "Saddam'ın Devrim muhafızları var ki, ABD askerlerine kök söktürürler. ABD, Vietnam'daki gibi Bağdat'ta da bataklığa saplanacak." diye propaganda yapılırken, Kesnizanî tarikatı tarafından kuşatılmış Irak ordusu, 2003 yılındaki ABD'nin Irak'ı işgali sırasında, bırakın mücadele etmeyi tek bir mermi bile sıkmadı. Çünkü şeyhleri öyle emretmişti ve ABD askerleri elini kolunu sallayarak Bağdat'a girmeliydi, öyle de olmuştu...
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama sizleri sıkmak istemiyorum. Meselenin ne olduğunu anlamak önemli. Savaşa karşı olmak, barışı koşulsuz desteklemek, barışı korumak için bütün diplomatik yolları sonuna kadar kullanmak birinci önceliğimiz olmalı! Ama savunma amaçlı güçlü ve caydırıcı bir ordu da muhakkak konuşlandırılmalıdır. Yurdumuzu savunmak için savaşmak zorunda kalındığında eli silah tutan herkes topyekûn mücadele içinde olmalıdır. Suriye ve Afganistan'dan gelen sığınmacıların ibretlik pozisyonu karşısında, bugün Ukraynalı genç kadınların kızların silahlı mücadelesine şapka çıkarmamak ne mümkün!
Eli silah tutması gereken askerlerin beyni, bastonuyla uçak düşüren psikomanyaklarca kuşatılmışsa eğer vay o ordunun, devletin ve milletin hâline...
YAZARIN DİĞER YAZILARI