GİRİŞ…
Bu makalede Temmuz 1919 ayı başlarında Erzurum’a gelen Mustafa Kemâl Paşa’nın, Erzurum Müstahkem Mevkî Komutanlığında “Müfettişlik Karargâhı” olarak kendisi ve heyeti için düzenlenen ve tahsis edilen binada kimi üst düzey zevât ile birlikte yaptığı gizli toplantılarda Millî Mücâdele’nin geleceği adına alınan son derece önemli kararlar ve kendisinin de Millî Mücâdele’nin lideri olarak seçilmesi hususları okuyucularla paylaşılacaktır.
MUSTAFA KEMÂL PAŞA’NIN ERZURUMA GELİŞİ…
Emrindeki heyetle birlikte 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkan Mustafa Kemâl Paşa Samsun’daki çalışmalarını tamamladıktan sonra 25 Mayıs’ta buradan ayrılarak Havza’ya geçmiş, Millî Mücâdele’ye yönelik çalışmalarını 13 Haziran’a kadar burada sürdürmüş, sonrasında Amasya’ya geçmiş, burada Millî Mücâdele’nin yol haritası ve manifestosu olarak addedilebilecek Amasya Genelgesini yayımlamış (22.06.1919), 23 Haziran’da da Rauf Bey ile beraber davetli olduğu Erzurum Kongresine katılmak üzere maiyetindekilerle birlikte Amasya’dan ayrılmıştır.
KARŞILA(N)MA VE MÜFETTİŞLİK KARARGÂHI…
Mustafa Kemâl Paşa ve beraberindeki heyet Tokat, Sivas ve Erzincan üzerinden 3 Temmuz’da Erzurum’a gelmiştir. Askerî ve mülkî erkan ile eşraf ve halk, şehrin girişinde Mustafa Kemâl Paşa ve beraberindekileri büyük bir heyecanla karşılamış; askerî birliği ve halkı selamlayan Mustafa Kemal Paşa ardından 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa tarafından “Müfettişlik Karargâhı” olarak planlanan ve hazırlatılan Müstahkem Mevkî Kumandanlığı binasına yönlendirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, askerlikten istifasına kadar bu binada Erzurum Kongresi hazırlıkları ile meşgul olmuş ve bu binanın yanı başında yer alan eşraftan Gözübüyükler’e ait bir evde de ikâmet etmiştir.
Bitlis Valisiyken 25 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul Hükûmeti tarafından görevinden alınan Mazhar Müfit (Kansu) Bey de Mustafa Kemal Paşa’nın, Erzurum’da Müstahkem Mevkî Kumandanlığına ait olmakla birlikte Müfettişlik Karargâhı olarak düzenlenen bina ile ilgili olarak, Mustafa Kemâl Paşa’nın ordudan istifasına kadar gelişen olaylar için, “Millî Mücadele grubumuzun ilk toplantı ve kararları da hep Paşa’nın askerî faaliyetlerine sahne olan karargâh binasında gerçekleşmişti. Üzerinde bir Avrupa haritası yayılı bir küçük masanın başına geçiyor, uzun uzun konuşuyorduk.” ifadelerini kullanmaktadır.
KONGRE’YE İLİŞKİN HAREKET TARZI…
Mustafa Kemâl Paşa, Erzurum’a gelişinin ertesi günü Doğu İlleri Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetinin Erzurum Şubesini ziyaret ederek 23 Temmuz’ta toplanması planlanan Erzurum Kongresi hazırlıkları hakkında görüşmelerde bulunmuş, vilayet kongresinde tespit edilen esasların büyük kongrede nasıl savunulacağı ve kimlerin hangi konularda konuşacağı kararlaştırılmış, Mustafa Kemâl Paşa’nın Erzurum’a gelişi ve yaptığı ilk toplantılarla birlikte Millî Mücâdele ve kongre hazırlıkları daha da anlamlı hâle gelmiştir.
GİZLİ TOPLANTI…
Erzurum’a gelişi ile birlikte hemen çalışmalara başlayan Mustafa Kemâl Paşa 5 Temmuz akşamı, Müfettişlik karargâhı olarak kullanılmakta olan binada Kâzım Karabekir Paşa, Rauf Bey, Erzurum Eski Valisi Ahmet Münir Bey, Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanı Albay Kâzım (Dirik) Bey, Binbaşı Hüsrev (Gerede) Bey, Binbaşı Refik (Saydam) Bey, Eski İzmit Mutasarrıfı İbrahim Süreyya (Yiğit) Bey ve Eski Bitlis Valisi Mazhar Müfit Bey ile gizli ve uzun bir toplantı yapmıştır. Bahse konu toplantıda Mustafa Kemâl Paşa, genel siyasî durumu ve Türk vatanının içine düştüğü kötü durumu detaylı bir şekilde anlatarak düşüncelerini ortaya koymuş, daha sonra da ne yapılması gerektiğini ve hangi tedbirleri almak ve nasıl çalışmak zorunda olduklarını anlatmış, memleketi kurtarmak, günün felaket ve ızdırap kaydeden şartlarından kurtulmak için ne yapmaları gerektiği sorusunu da kendi düşünceleriyle cevaplandırmıştır.
Sonuçta Mustafa Kemâl Paşa nihaî hedefi şu sözleriyle özetlemiştir:
“Arkadaşlar!
Yegâne tedbir: Millî egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bir Türk Devleti kurmak ve her ne olursa olsun bu hedefe mutlaka ulaşmaktır. Hedefimiz bu olacaktır. Kolay şey değil, idealimizi gerçekleştirme yolunda şimdiden şahıs şahıs yükleneceğimiz vazifeler ağır, zorlu hatta tehlikeli olacaktır.
Millî Mücadele’de topyekûn mücadele esastır. Büyük mukâvemetlerle, ihânet ve hıyânetlerle karşılaşacağımız muhakkaktır. Millî Mücadele’yi milletin büyük çoğunluğuna dayanarak süratle hızlandırmak ve organize etmek zorundayız. Yürüyeceğimiz yol tehlikelerle, çetinliklerle hatta ölmek ve öldürülmek ihtimâlleriyle doludur.
Memlekette ve elimizde tek tepe ve tek kurşun kalıncaya kadar mücadele etmek azmimiz daima saklı kalacaktır ve kalmak mecburiyetindedir. Bu tehlikelere göğüs germeye kendisinde iktidar, azim, imkân ve cesaret görmeyen arkadaşlarımız varsa şimdiden aramızdan ayrılabilirler. Vaktimiz var, hemen karar almak mecburiyetimiz yoktur. Ancak bu saydığım tehlikeleri, ihtimâl ve yorgunlukları göze alabilenler benimle birlikte çalışmayı etmeyi kabul etmiş olurlar.
Büyük bir vatan ve millet davasına atılıyoruz. Bütün bir milletin maddî ve manevî seferberliği, mücadelesi, savaşması ve muzaffer olması lazımdır.
Böyle muazzam bir dava gizlice görülemez ve yürütülemez. Millet davası ancak millet huzurunda görülüp yürütülebilir. Bunun için de ortaya çıkmak, meydana atılmak, bir millet ferdi olarak çalışmak gerekecektir.”
Mazhar Müfit Bey, Mustafa Kemal Paşa’nın bu sözleriyle de gerekirse askerlikten istifa edeceğinin sinyallerini verdiğini belirtmektedir.
“Müfettişlik Karargâhı” olarak kullanılan Erzurum’daki bu binada yapılan ilk gece toplantısında, sabah olmak üzereyken son olarak: “Böyle bir büyük davayı başarmak teşebbüsünü ele alacak organizasyonun ve millî vazifenin başına geçecek zâtın kim olacağı hakkında da kat'i bir fikrim yoktur. Bu tayin hakkı bu anlarda sizlerin, ondan öteye safha safha milletindir.” ifadelerini kullanan Mustafa Kemâl Paşa, vaktin bir hayli geç olduğunu ve arkadaşlarının uzun uzun düşünmek ve karar almalarına fırsat vermek için bu geceki görüşmelerin yeterli olduğunu söyleyerek ayağa kalkmıştır.
Mazhar Müfit Bey: “Mustafa Kemâl Paşa’nın millî tarih huzurunda Türk Milleti’nin kurtuluşu için başkanlık ettiği ilk özel komite toplantısı bu şekilde sona ermiş bulunuyordu.” ifadelerini kullanarak Müfettişlik Karargâhında yapılan bu önemli toplantıyı detaylıca aktarmıştır.
BİR SONRAKİ GİZLİ TOPLANTI…
Mustafa Kemâl Paşa da Nutuk’ta, bu toplantıdan kısaca bahsetmekte ve toplantının sonrasıyla ilgili olarak: “Tekrar toplandığımızda, işin başında benim devam etmemi ve kendilerinin bana yardımcı ve destek olacaklarını bildirdiler.” ifadelerini kullanmaktadır
Mazhar Müfit Bey de Millî Mücâdele’ye girişmek ve katılmak yolunda arkadaşlarının karar alma safhasının uzamadığını belirterek; hemen ikinci toplantıyı yaptıklarını ve bu toplantıda alınan kararı Mustafa Kemâl Paşa’ya: “Paşam! Arkadaşlar, hep birlikte düşündük. Kararımızı verdik. Gaye uğrunda ölmeye hazır olarak vazifeye hazırız.” sözleriyle açıkladıklarını aktarmaktadır. Mazhar Müfit Bey ayrıca, genel eğilimin Mustafa Kemâl Paşa’yı “lider tanımak” şeklinde tecellî ettiğini ifade ederek; “Bunun içindir ki, onun başa geçmesini de karara bağlamış bulunuyorduk.” ifadelerini kullanmaktadır.
Mustafa Kemâl Paşa, arkadaşlarını tebrik edip şahsı hakkında ortaya konan güvene teşekkür ettikten sonra; üstlendiği sorumluluğu bir şarta bağlamak istemiş ve istisnasız, tıpkı şimdiye kadar olduğu gibi, üst komutanmış gibi, emirlerinin yerine getirilmesini, başarı için şart olduğunu belirtmiştir. Bu nokta tamamen uygun görülüp, tasdik edildikten sonra toplantıya son verilmiş; Mustafa Kemâl Paşa’nın şeklen vazife ve askerlikten istifa etmiş olsa bile Millî Mücâdele’nin lideri olacağı bu binada yapılan toplantılarda kararlaştırılmıştır.
Aynı toplantıda ayrıca doğu illerinin Millî Mücâdele’ye katılma kararı ortaya konulmuş, bunun üzerine Mustafa Kemâl Paşa, kullanmakta olduğu yetkiyle bütün komutanlara bir genelge göndererek önemli haberleşme merkezlerini kontrol altında tutmak için gerekli önlemleri almıştır.
İSTİFA VE SİNE-İ MİLLETE DÖNÜŞ…
Mustafa Kemâl Paşa 7-8 Temmuz gecesi bizzat Padişah Vahidettin tarafından telgraf başına çağrılmış ve derhal İstanbul’a dönmesi istenmiştir. Mustafa Kemâl Paşa ise Padişahın bu isteğini reddedince Ordu Müfettişliğinden alınmış, bu göreve 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın vekâlet edeceğini bildirmiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemâl Paşa aynı akşam 22.50’de Harbiye Nezâreti’ne (Savaş Bakanlığına) ve 23.00’da ise Padişah’a bir telgraf çekerek Müfettişlik görevinin yanı sıra çok sevdiği askerlik mesleğinden de istifa ettiğini ve sine-i millete döndüğünü bildirmiştir. Mustafa Kemâl Paşa bu önemli kararını bir beyannâme hâlinde askerî ve mülkî amirler vâsıtasıyla millete de duyurulmuştur. Bu tarihten sonra Mustafa Kemâl Paşa her türlü resmî sıfat ve yetkilerinden âzâde olarak milletinin arasında Millî Mücâdele’yi sürdürmüştür.
DİĞER İSTİFALAR…
Mustafa Kemâl Paşa’nın istifasını takiben Dr. Binbaşı Refik (Saydam), Binbaşı Hüsrev (Gerede), Müfettişlik Kalem Amiri Hayati, Yâver Cevat Abbas ve Muzaffer Beyler de kendiliklerinden ordu ve askerlikle ilişiklerini kesmişlerdir. Aynı şekilde Erzurum’da bulunan Rauf Bey de illere çektiği bir telgrafla, İstanbul’dan ayrılarak Mustafa Kemâl Paşa ve arkadaşlarının açtığı millî cihada katıldığını bildirmiş ve onunla beraber çalışmaya karar verdiğini sonuna kadar ayrılmayacağına dair de söz vermiştir. Müfettişlik heyetinden sadece Albay Kâzım Bey Erzurum Kale Kumandanlığına atandığı için askerlikle ilişkisini kesmemiştir.
ANLAMLI ZİYARET…
Kâzım Karabekir Paşa, artık hiçbir resmî yetki ve sıfatı kalmamış olan Mustafa Kemâl Paşa’yı ziyaret ederek, (5 Ağustos’ta yapılan toplantıda Mustafa Kemâl Paşa’nın Millî Mücadele’nin lideri olarak kabul edilmiş olmasına istinâden) kolordusuyla birlikte emirlerine hazır olduğunu söylemiştir. Mustafa Kemâl Paşa bu hareketten son derece duygulanmış kendisini tutamayarak, Kâzım Karabekir Paşa’yı sıkıca kucaklamış ve teşekkür etmiştir.
SONUÇ…
“9. Ordu Müfettişi” olarak Anadolu’ya gönderilen Mustafa Kemâl Paşa, İstanbul’dan gelen baskılar sonucu 8-9 Temmuz gecesi görevden alınmasının ardından kendisi de milletin bağımsızlığı için milletin arasında bir “ferd-i mücâhit” (çaba gösteren bir fert) olarak çalışmak üzere müfettişlik görevinden ve askerlik mesleğinden istifâ etmiş, bu tarihten itibaren bu ulvî gaye için her türlü resmî yetki ve sıfatlarından ârî (âzade) olarak çalışmalarını sürdürmeye devam etmiştir.
Beraberindeki heyetle birlikte 3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemâl Paşa, 15. Kolordu Komutanlığı tarafından kendisi ve heyeti için “Müfettişlik Karargâhı” olarak kullanılmak üzere Erzurum Müstahkem Mevkî Kumandanlığı binası düzenlenmiş ve tahsis edilmiş, burada askerî ve mülkî üst düzey zevat ile yapılan 5 Temmuz ve hemen sonrasında yapılan toplam iki gizli toplantıda dünya ve ülkedeki genel siyasî durum ile ülke dahilindeki genel durum, Millî Mücâdele’nin gerekliliği ve zorlukları görüşülmüş, ikinci toplantıda da Mustafa Kemâl Paşa’nın askerlik mesleğinde ayrılmış olsa bile Millî Mücâdele’ye liderlik etmesi hususu kararlaştırılmıştır. Bu husus, kısa bir süre Mustafa Kemâl Paşa müfettişlik görevi ve askerlik mesleğinden istifa etmek zorunda kalmış olsa da herhangi bir resmî sıfat ve yetkisi olmamasına rağmen Millî Mücâdele’nin liderliğini sürdürmesi bakımından çok önemli bir işlev görmüştür. Mustafa Kemâl Paşa bu gizli toplantılardan kısa bir süre sonra toplanan Erzurum Kongresine de başkanlık etmiş, iki ay sonra yapılan ulusal nitelikli Sivas Kongresi’nde de kurulan Temsil Heyetine de yine başkan olarak seçilmiştir.
Millî Mücâdele’de Mustafa Kemâl Paşa’nın şahsında somutlaşan politik ve askerî liderlik bu kutlu mücâdelenin sonuna dek düzenli bir şekilde ve meşrû zeminlerde yapılan seçim ve görevlendirmelerle devam etmiş, bu istikrarlı ve dirayetli politik ve askerî liderlik Millî Mücâdele’nin müstesnâ bir zaferle sonuçlanmasında hayatî bir işlev görmüştür. Bu mücâdeleye tersinden bakılacak olunursa Yunan cenahı, Millî Mücâdele boyunca politik ve askerî istikrardan yoksun olduğundan bu durum Yunanların Anadolu seferinin büyük bir hezimetle sonuçlanmasında hayli etkili olmuştur.
© 2024. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
KAYNAKLAR
Altuncuoğlu, Neslihan ve Erdoğan Abdullah; “Arşiv Belgeleri Işığında Mustafa Kemal Paşa’nın Askerlikten İstifa Süreci”, Journal of Universal History Studies, Sayı: 2(1), Temmuz 2019, https://dergipark.org.tr/tr/download/ article-file/741194, Erişim Tarihi: 10.07.2024.
Berber, Alican; “Korunamayan Bir Kültür Varlığı: Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’daki İlk Karargâhının Mevcut Durumu ve Korunması Üzerine Bir Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi Çevrebilimleri Dergisi, Sayı: 9(2), Yıl: 2022, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2776714, Erişim Tarihi: 10.07.2024.
Dayı, Esin; “Erzurum Kongresi'nin Türk Tarihindeki Yeri ve Önemi”, https://dergipark.org. tr/tr/download/article-file/ 26091, Erişim Tarihi: 10.07.2024.
Dirik, Kâzım Doğan; Vali Paşa Kâzım Dirik, Gürer Yay., İstanbul 2016
Dursunoğlu, Cevat; Millî Mücadele’de Erzurum, İstanbul 1998.
Kansu, Mazhar Müfit; Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, I, TTK Yayınları, Ankara 1997.
Karabekir, Kâzım; Günlükler (1906-1948), I, YKY Yay., İstanbul 2009.
Kırzıoğlu, M. Fahrettin; Bütünüyle Erzurum Kongresi (Cumhuriyetimizin 70. Yıldönümüne Armağan), Ankara 1993
Sarıhan, Zeki; Kurtuluş Savaşı Günlüğü, II, TTK Yay., Ankara 1994.
Selek, Sabahattin; Anadolu İhtilali, I, Kastaş Yayınevi, İstanbul 2010.
Selvi, Haluk; Milli Mücadele’de Erzurum, ATAM Yayınları, Ankara 2000.
Tansel, Selâhattin; Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, II, MEB Yay., İstanbul 1991.
Toksoy, Nurcan; Erzurum Kongresi, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/erzurum-kongresi/, Erişim Tarihi: 10. 07.2023.