?>

Mutsuzluğun Sırrı

Harun AÇIKGÖZ

2 gün önce

Köşe yazımın başlığı sizi şaşırttı değil mi?

Hep mutluluğun sırlarından bahsedilir araştırılır hatta resmi bile vardır ama ben tam tersini yapmak istiyorum.

Hadi başlayalım!

Günlük hayatın içinde kendimizi bir labirentin içinde sıkışıp kalmış, deneylere konu olan çıkışı bulamamış bir fare gibi hissettiğimiz zamanlar olur. Peki, bu labirentin duvarlarını inşa eden, çıkışı bulmamızı zorlaştıran kim?

Çoğu zaman cevap basittir: Bizler, sen, ben, o, biz, siz, onlar.

Mutsuzluğumuzu besleyen bazı temel alışkanlıklarımız da var ve farkında olmadan kendimiz için hayatı daha zor ve çekilmez bir hale getirebiliriz. Oysa ki bazılarından vazgeçmeyi öğrenmek, yükümüzü hafifletebilir ve daha dingin bir yaşamın kapılarını aralayabilmeyi bize öğretebilir.

Hafifletmek demişken Musk’ın uyduları uzaya doğru yükselirken ağırlıkları atar ya sizde mutluluğa doğru yol alırken ağırlıklarınızı atmaktan çekinmeyin. Bunlar kimi zaman geçmişin izleri kimi zaman dost sandığınız ama sırtınızda yük olan eş dost arkadaş veya akrabalarınız olabilir.

Şimdi mutsuzluğumuzun beş temel sebebi ve onlardan nasıl vazgeçebileceğimize dair düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

1. Hayatı Fazlasıyla Karmaşık Yaşamakİnsan, basit şeyleri karmaşık hale getirme konusunda tam bir ustadır. Her şeyi kontrol etmek, her olasılığı düşünmek ve mükemmel olmaya çalışmak, zihnimizi yorar.

Oysa mutluluk, çoğu zaman sadeleşmekte saklıdır. Küçük şeylerden keyif almayı öğrenmek, her şeyi derinlemesine sorgulamak yerine akışına bırakmak, yaşamı daha hafif kılabilir. Bazen en büyük çözüm, bazı soruların peşinden gitmemeyi öğrenmektir.

2. Beklentilerle Gerçekler Arasındaki FarkBeklentilerimiz ve gerçekler arasındaki uçurum, mutsuzluğumuzun en büyük kaynaklarından biridir. Örnek iyi bir spor araba beklentiniz veya hayaliniz olabilir ama yerli bir mütevazi aracı dahi borç harç anca alabilmiş olabilirsiniz. İnsan zihni, geleceği kendi arzusuna göre şekillendirir, fakat hayat her zaman bizim istediğimiz gibi akmaz. Beklentilerimizi azaltmayı değil, onları esnetmeyi öğrenmemiz gerekir. Hayatı olduğu gibi kabul etmek, beklenmedik değişimlere karşı direnç göstermemek ve her durumdan öğrenilecek bir şeyler bulmak, mutsuzluk yerine huzuru tercih etmemizi sağlayabilir.

3. KıyasBaşkalarının hayatlarına bakarak kendi hayatımızı değerlendirmek, kendimize yaptığımız en büyük haksızlıklardan biridir. Sosyal medyanın sunduğu yapay mutluluk tabloları, yalandan aşklar, sevgi pıtırcıkları gibi gözüküp birbirinden nefret eden çiftler vb. Gerçeği yansıtmayan bir yarış ortamı ve sahte bir akvaryumda güldür güldür Show kesitleri.  Oysa herkesin kendi hikâyesi farklıdır. Kendi yolumuzda ilerlemek ve sadece kendimizi dünkü halimizle kıyaslamak, bizi daha sağlıklı bir bakış açısına götürür. Mutluluk, kıyastan değil, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmekten geçer.

4. Geçmişe Duyulan Özlem“Eskiden her şey daha güzeldi. Ah o eski bayramlar” cümleleri, gerçekte ne kadar doğru? Hafızamız geçmişi idealize etmeye meyillidir. Geçmişi düşünmek, bazen mutlu edici olabilir, ancak orada takılı kalmak, bugünü yaşamamızı engeller. Yaşlandığımızı kabul etmemek mesela. Hayat, sürekli değişen ve gelişen bir süreç bir yolculuk eski günleri özlemek yerine, bugünü nasıl daha anlamlı kılabileceğimizi mutlu anları yaşamanın değerini gerçekte neleri sorgulamamız gerektiğini düşünmek daha doğru olmaz mıydı?

5. Kendini Fazla ÖnemsemekDünyanın merkezinde olmadığımızı kabullenmek, insanlık için küçük ama kendi ruh sağlığımız için büyük bir adımdır.

Özellikle mutlu gözüken Narsistlere tavsiyem!

Hayatta her şeyin bizimle ilgili olduğu yanılgısı, mutsuzluğu artırır mutlu gibi gözükse de hepsi numaradır çoğu zaman etrafımız bunu anlar ama iyi bir narsist iyi bir oyuncu olacağından o yemez bunu ????.

Bazen olayları kişisel almamak, Instagram da okuduğumuz her yazıdan alınmamak, el alem ne deri bırakmak, başkalarının düşüncelerine gereğinden fazla anlam yüklememek ve her şeyi kontrol edemeyeceğimizi kabul etmek de iç huzurumuzu korumamıza yardımcı olur. İnsan, kendini hafiflettikçe yüklerini attıkça özgürleşir.

Hayat, bizim ona yüklediğimiz anlam kadar karmaşık ya da basittir. Mutsuzluğu doğuran birçok alışkanlıktan vazgeçmek elbette kolay değildir. Ancak farkına varmak bile büyük bir adımdır mesela bu yazıyı okumak. Belki de bugün, kendimiz için yarattığımız problemlerin en azından birinden vazgeçerek daha hafif bir hayatın ilk adımını atabiliriz.

Sonuç

Hayatın içinde her zaman mücadeleler, hayal kırıklıkları ve zorluklar olacaktır. Ancak onları nasıl karşıladığımız, bizim mutluluğumuzu belirleyen en önemli etkendir. Belki de en büyük mutluluk, bir şeyleri ekleyerek değil, gereksiz yüklerden kurtularak gelecektir. Kendimize şu soruyu sormak iyi bir başlangıç olabilir.

Bugün, hayatımı daha hafif ve anlamlı kılmak için hangi gereksiz alışkanlığımdan vazgeçebilirim? Çünkü bazen mutluluk, sadece fazlalıklardan kurtulmakla gelebilecektir.

Son söz;

Başımız dik Anlımız ak yaşayalım yeter şu üç günlük dünyada hayatı kendimize zehir etmenin ne anlamı var….

Sevgi ile kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI