?>

SÖZ VE EYLEM ÖRTÜŞMESİ

Hayati YAMAN

3 yıl önce

SÖZ VE EYLEM ÖRTÜŞMESİ  

Sevgili Gençler!

Nefesim yettiği ölçüde sesimin ve sözümün ulaştığı sizlere bu mecradan erişmeyi, eura24 adresinde buluşmayı hedeflediğimi “Merhaba” başlıklı ilk sunumumda ortaya koymuştum. 

Dikkat etmişseniz eğer orada Oğuzhan KUL kardeşim için “Teklif dosttan gelmişse, arkasını önünü didiklemeden bize de -evet- demek düşer!” şeklinde bir cümle sarf etmiştim! Şimdi bu cümle üzerinden bizim kuşak ve sizin kuşak arasında minik bir analiz yapayım istedim.

Öncelikle siz, bize göre çok ama çok şanslısınız. Evet evet hiç karamsarlığa lüzum yok öylesiniz! Çünkü biz sizler kadar bilgiye kolay erişim sağlayamıyorduk! Kendimizi yetiştirip geliştirmek o kadar kolay değildi. Sözlü kültür, her zaman yazılı külliyatın önünde geliyordu. Bilgi kirliğine maruz kaldığımızı, bugün sizin neslinizin avantajlarını kullandıkça anlayabilmiştik! Gözümüzde büyütüp, idol kabul ettiğimiz nice kahramanların kartondan kaplan olduğuna tanık olmuş olmaklığımız ise bizleri öfke küpü yapmaktaydı. Ama siz delil istiyorsunuz, sorguluyorsunuz, bilgiye erişim kolay olduğu için test ediyorsunuz! Bunlar ne büyük nimet ve nasıl sizin şanslı olduğunuzu kabul etmeyelim değil mi?

Sadece biz ayrık otu gibi söke söke geliyorduk! Siz ise cam fanus veya seralarda yetişen bitki gibi soğuğa sıcağa, fırtınaya, boraya karşı savunmasız ve korunaksız idiniz. Biz her alanda, gerektiğinde beton çatlaklarında bile, yeşerme azmini gösterirken; Siz üzerinizdeki örtü kaldırıldığı anda buruşup pörsüyor, sizin kılcallarınızda ilerleyen o çabucak erişim sağladığınız bilgi, sentetik hormon görevine indirgenmiş oluyordu! İşte bu analizi yaptıktan sonra bizim buradaki amacımızın daha iyi anlaşılacağı kanaatindeyim. Sizin de her alanda yetişmenize katkı sağlamak! Modern çağın beton çatlaklarında dahi yeşerecek yepyeni ayrık otlarınıfilizlendirmek olacaktır.

(Buradan bir sonraki sunumumun başlığı da tohumlanmış oldu bakın! “Ayrık Otu” bu vesileyle onu da büyük bir heyecanla ve merakla bekleyin olmaz mı?)

Biz çok politik ve paket görüşlerin müdavimi ve tutkunu olarak yetiştirilirken, siz apolitik gibi görünen ama aslında politik görüşleri de irdeleyen, eleyen, seçen daha doğru bir yerde konumlanmaktaydınız! Size sunulan Paket programları reddediyor ve olduğu gibi küreleyip almayı hiç hazzetmiyordunuz! İşte beni meczeden özelliğiniz de bu idi. Bayılıyordum bu yönünüze. Belki de  o yüzden aynı frekanstan yayın yapabiliyor ve birbirimizle kuşak çatışması yaşamadan yol alabiliyorduk!

Siz Dünyayı küresel bir köye çeviren çağa doğmuştunuz. Biz ise yaşadığımız köy, kasaba ve şehirlerden büyük şehirlere gidince oraların Fatih’i zannederdik kendimizi ve “Ey İstanbul, ya sen beni alırısın, ya da ben seni!” mottosu süslerdi yüksek tepelerden haykırarak meydan okuduğumuz nefes açma egzersizlerimizi! Oysa pek çoğumuz üniversite okumak için mahallesinden ayrılmış, dışarı çıkabilmişti! Keşke elinizde avucunuzda olan o küçücük köy olmuş Dünyayı,fiziksel anlamda da kuşatıp kavratabilme, gezip görebilme, görüp kültür ve medeniyet üretebilme imkanını da sizlere sunabilmiş olabilseydik! Ekonomik yeterliliğimiz hayallerinizin arkasından geliyor olmasaydı! Lakin o da sizin kabahatiniz değildi!

İşte sevgili gençler bilgiye erişimin kolay olduğu bu çağda internetin bizlere getirmiş olduğu bir olumsuzluk var ki o da, sahte kahramanlar! Bizim sonradan kartondan kaplan diyebildiğimiz tipler, sizin için kartonu dahi bulunmayan sanal kahramanlara dönüşmüş, buharlaşmış olabiliyor maalesef bir anda! Ben de sizlere kötü örnek olmaması için irdeleme, araştırma, soruşturma özelliklerinizin önüne bariyer kurmak ve iradenize set çekmek istemediğim için bugünkü başlığımı “Söz ve Eylem Örtüşmesi” diye seçtim ki, müthiş bir kriterdir. Kişinin söylediklerinden çok, eylemlerine bakmamız gerektiğini unutmayalım. Bu başlık, kimin asit kimin baz olduğunu ortaya çıkaracak elimizdeki turnusol kağıdıdır. Kişi elli ben asitim diye dolaşsa da, siz o mihenk taşına vurduğunuzda onun bir baz olarak dımdızlak meydanda kaldığını görmüş olacaksınız. İşte o testi yaptıktan sonra sizler de “Arkasını önünü araştırıp soruşturma gereği duymayacağınız, her haline kefil olabileceğiniz dostlar!” biriktirmeye başlayacaksınız demektir.

Harb, merhaba ile aynı kökten gelir mi bilmem ama kültürümüzde yer edinmiş olan “Büyük aşklar veya dostluklar büyük kavgalar neticesinde başlar!” diye bir anonim sözümüz var. Mücadelemiz büyük, aşkımız ve dostluğumuz da büyük olsun inşallah. 

 

Hayati YAMAN

YAZARIN DİĞER YAZILARI