Türkiye ekonominin üstesinden gelemediği artık kronik hale geldiği temel makroekonomik sorunları var bu sorunlar öyle bir hale geldi ki bırakın çözüm bulunmasını uygulanan politikalarla iyiden iyice içinden çıkılmaz hale geldi. Bunların en başında gelen sorun hiç kuşkusu enflasyon ve bütçe açığı. Özellikle her seçim sürecinde verilen vaatler, artan harcamalar zaten kritik eşikte olan bütçe açığını daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdi.
Artan kamu harcamalarını kapatmak için vergilerin ve zamların sıklıkla kullanıldığı dönemde birde ücret artışları üstüne gelince akıllara ilk gelen konu. Bu uygulamaların ekonomiye olan etkisi geliyor. Şimdi hem ücret artışlarının hem de vergi artışlarının ekonomideki etkisini inceleyelim
1-Vergi İndirimlerinin Etkisi
Belirli vergilerde yapılacak indirimler kamu kesiminde gelir kaybı yaratacağı için iki şekilde karşılanabilir:
A-Kamu kesimi bu kaybın yaratacağı açığı kamu harcamalarında aynı tutarlarda kısıntıya giderek karşılayabilir.
B-Kamu kesimi bu alanlarda ortaya çıkabilecek gelir kaybını başka alanlarda vergi artışı yaparak ya da kamu borçlanmasını artırarak karşılayabilir.
KDV, ÖTV ve bazı harçlarda yapılan indirimlerle ortaya çıkan kamu gelir kaybının kamu harcamalarında kısıntıyla karşılanması halinde büyüme ve enflasyon açısından fazla bir etki ortaya çıkmaz. Çünkü kamu kesiminin harcamalarının yerini geliri artan özel kesim ve hane halklarının harcama artışları alır ve toplamda pek bir şey değişmez. Değişen tek şey kamu kesiminin harcayacağı alanlar ile ötekilerin harcayacağı alanların farklılığı olur. Bu farklılık nedeniyle küçük çapta olumlu ya da olumsuz değişiklikler görülebilir. Vergi indirimlerinin yaratacağı kayıpları karşılamak için başka alanlarda bu kayıpları karşılayacak vergi artışlarına gidilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda bu yeni vergileri ödeyenler kısmen KDV, ÖTV ve harçları ödeyenlerden farklı kişiler olacağı için büyümede yükselme ve enflasyonda artış görülebilir Kamu kesimi, vergi indirimlerinin yol açacağı kaybı borçlanarak kapatmayı seçerse bu borcun önemli bölümünü özel kesim ve hanehalkından alacak demektir. Özel kesime ve hanehalkına yapılan vergi indirimlerinin yaratacağı gelir artışının borç olarak geri alınacağı ve dolayısıyla nötr etki yaratacağı düşünülebilir. Ne var ki borç genellikle gelirden değil servetten verilir. O nedenle de borç verenlerin harcamalarında önemli bir azalma yaratmaz.
Görünen o ki kamu kesimi karşılaşacağı gelir kaybını kısmen başka alanlardaki vergi artışlarıyla kısmen de kamu borçlanma miktarındaki artışla karşılayacak. Dolayısıyla bu uygulamalar KDV ve ÖTV indirimleri enflasyon üzerinde artırıcı yönde etkiler yaratacak.
2-Asgari Ücret Artışının Etkisi
Asgari ücrete gelen artışın ekonomik açıdan iki sonucu olabilir:
A-Ücretlerde ciddi bir artış ortaya çıkacağı için talepte artış olur ve bu büyümeyi canlandırabilir.
B-Söz konusu ücret artışının tetikleyeceği talep artışı enflasyonda artışa yol açabilir.
Özetle söylemek gerekirse asgari ücretin büyümeye olumlu, enflasyona olumsuz etkisinin boyutunu işten çıkarmaların oranı belirleyecektir.