Konuştursan bizim kuşağı! "Gençler nere gidiyor, nesil gittikçe kötüleşiyor!" tarzında cümleler kurar...Oysa her zaman dile getirdiğim gibi yine söylüyorum. Ülkede gençlik sorunu yok. Yetişkin ve özellikle de ebeveyn sorunu var. Bakın taze bir haber daha düştü bugün ajanslara, haber sitelerine ve sosyal medyaya!"16 yaşında bir kız, (oysa çocuk) nişanlısı (güya) tarafından boğazı kesilerek öldürüldü!" diye... Bir eğitimci olarak bundan sonra katilin yakalandığı veya akıbetinin ne olduğu umrumda bile değildi artık!Ben başka bir şeye kilitlenmiştim! "Bu ülkede ebeveyn sorunu var!" Bunu bütün içtenliğimle söylüyorum. Bu ülkede ebeveyn sorunu var!Sıla Şentürk kızımız en sıcak haber! Giresun'da yaşayan ve lise öğrencisi olan yavrumuz eğitimine aralıksız devam etmeli, hayallerine uzanmalıydı. Hatta yeteneklerine göre spor, sanat, edebiyat vs ile ilgilenmeliydi. Ama olmadı!..Ne akla hizmet, kim niye nişanlamış ve o nişan niye toplumsal hafızada kabul görmüş?Bu kızımızın ebeveynleri de mesul değil mi yaşanan bu vahşetten? Bir çocuğun evliliği veya nişanlanması ne demek? O ki aileler duyarsız, bu konuda devletin her önüne geleni evlendirme izni vermemesi gerekiyor. Reşit yaşta olmayınca zaten nikah kıyılmıyor, gibi itirazları hiçe sayarak söylüyorum. Çünkü imam nikahı diye bir illet, hâlâ devam edip gidiyor! Ebeveynlere yaptırım uygulanmalı. Bakamayacağınız çocuğu niye dünyaya getiriyorsunuz kardeşim? Ayrıca her önüne gelen evli çift de çocuk sahibi olmamalı! Çocuklarını bu tarz olumsuz akıbetlere sürükleyenler yanında, onları maddi manevi sömüren ebeveynler de var maalesef! Devletin böyle sorumsuz ebeveynlere karşı yaptırım seçeneklerini devreye sokması gerekir diye düşünüyorum. Daha geriye doğru gidersek; Enes Kara'nın ve Antalya'da yurt aşçısının öldürdüğü M. Sami Tuğrul'un ebeveyn tepkileri ve sorumluluklarına duyarsızlıkları en az o eylemler kadar yürek dağlamadı mı?Daha öteye gidersek, Tarikat şeyhi Fatih Nurullah denen sözüm ona haysiyet yoksunu kişi yine ebeveynlerinin cehaletinden yararlanarak 12 yaşında kız çocuğuna tacizde bulunmamış mıydı? Örnekleri çoğaltmak o kadar kolay ki ülkemde, kendisi eğitime muhtaç anne babalar, dünyaya getirdikleri çocukları masum ve iyi niyetli bir yaklaşımla bile olsa, sıbyan mektepleri seviyesinden başlayıp eğitimin her kademesinde pedagojik formasyondan uzak kimselerin eline bırakmıyorlar mı? Fetö gerçeğinde yaşanan ve 15 Temmuz sürecinden sonra yaşanan mağdur öğrenciler bu aymazlığın ve sorumsuzluğun tezahürü değil miydi? Vebal altında olduğundan zerre kadar haberdar olmayan büyümüş ama gelişimini tamamlayamamış ebeveynlerin hataları çocuklara fatura ediliyor maalesef... Ama onlar çok iyi bir iş yaptıklarını düşünen hayırlı anne babalar oluyor ne hikmetse! Cehalet en büyük savaş verilmesi gereken, her yöne mücadele cephemizdir. Bu savaşı da sizlerle kazanacağız canlarım. Sedat Peker bile bu gerçeği anlayıp, kırk yaş altına hitap ederken, biz bu mecraya eğilmeyecek değiliz elbet...