?>

Ülkücülerin Kaderi

Ramazan ÖZDEMİR

7 gün önce

Hani bir söz vardır ya, “Devir Değişir, Ülkücünün Kaderi Değişmez”.

Ne kadar acı değil mi?

Ülkücünün yalnızlığı, ülkücünün sahipsizliği, ülkücünün kaderi mi?

Anadolu’nun yağız evladı, sahipsiz mi bırakılacak!!!

Avrupa’da Ülkücü hareket içerisinde olanlar, bölünmüşlüğün, ayrımlaşmanın acısını yüreklerinde hissediyorlar.

Neden bu ayrılık, tabandaki ülkücüler bu soruyu soruyorlar, neden bu ayrılık, gayrılık.

Ülkücünün hâli de kaderi de ortak değil mi.

Barışma ve Birleşme için:

Taban ne kadar istekliyse, tavan da o kadar isteksiz, acaba neden?

"Merhum Arvasi "Ülkücü" kavramını üçe ayırır: Ülkücüler, Ülkücü geçinenler ve Ülkücülükten geçinenler. "Geçim ehli" herkesin malumu. Zor zamanda kendini gizler, fırsat bulunca "Ülkücü" olur, sonra geçer gider. Onlardan pek çoktur.

Azlık olanlar ise ömrü boyunca Ülkücü olmak için mücadele edenlerdir.

"Bazı insanlar başkaları için yaşarlar. Onların hayatı mücadeleyle doludur. Haksızlıklarla mücadele eder, gelecek nesillerin tarihi sorumluluğunu yaşar, acıları paylaşarak mutlu olur, bir inanç adamı olmanın, idealistçe yaşamanın, bir Ülkünün peşinde koşmanın kavgalarından kendine ayıracak zaman bulamadan ömrünü tamamlarlar.

Avrupa’da Ülkücüler çok zorlu mücadelelerden geçtiler, ülkücülerle mücadele edemeyenler onların aralarında fitne sokarak birbirinden uzaklaştırdılar ve ayrıştırdılar.

Ülkücü geçinenler, gerçek ülkücüleri yukarıda ifade edildiği gibi, ülkücü geçinenler olarak sınıflandılar ve gerçek ülkücüler dışarıda bıraktılar.

Bugün en büyük sıkıntı kendilerini ülkücü gibi pazarlayanlar, ülkücülükten geçinenler olmaktadır.

Avrupa’daki ülkücü kuruluşların Ahde Vefası, dik duruşu, hakkaniyet, adalet ülkücü duruşu maalesef kaybolmuş ve yola çıktıkları ülkücüleri bir kenara iterek yolda buldukları ile yola devam ediyorlar.

Seksen yaşındaki ülkücü ağabeyi kapıdan içeri sokmayan, bir ömür boyu ülküsü için mücadele verenlere bir iftar sofrasına davet etmeyenler, ülkücüleri idare ediyor.

Kendilerini ülkücü zanneden bu tayfa, gerçek ülkücülere yağmurlu havada su vermeyecek kadar hırsla dolu.

Bugün kendilerini ülkücü olarak pazarlayanlar, geçim ehli yani her devrin adamı olanlar, barışmanın ve birleşmenin karşısında olan insanlardır.

Küçük olsun, benim olsun, yeter ki yine benim olsun.

Onlar için her yol mübahtır…

Bu insanlarda sınır yok, hile, oyun ve tuzak çok.

Herkesi kendileri gibi gören güç ve maddiyat karşısında boyun eğmesini bekliyorlar.

Hani bir söz var ya:

Gerçek ülkücüleri tarif ediyor:

Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.

Avrupa’da Ülkücüler barışmanın dilini ve birleşmenin yolunu bulmak zorundalar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI