İçinden nehirler geçen her ülke
Adı gibi bilir benim rengimi
Koyu ve simsiyah her gece
Tanır yalnızlığımın efsûnlu karmaşasını
Büyük ve bakir anakaralara çıkarım
Büyük ve cesur gemilerle
Dalgaları kırarım
Cehennemliklerle
Sözünden şiirler sızan her kadın
Beni yadsır yaşamından
Ay beni yorar
Karşı konulamaz cezbesiyle
Sana baş dönmelerimi sunacağım
Vertigolarımı
Sarı saman kâğıtlara kazıdığım
Yırtık imgelerimle
Taş kadar sertim kıyametin kahrından
Bu yüzden sana
Eksik yakarışlarımı sunacağım
Göğsünün buğusuna
Del’olduğum sevgili
Çünkü tanır beni
Hasretle irkilen her hücren
Adımı ezbere bilir
Kayıp kavgalarda ölüp giden her ceset
İfadesiz bakışlarım
Zincire bulanmış bir aşka müptela
Her ne ki
Kanımı çepersiz vuruşlara salar
Odur bu yangıyı
Yazgıdan çıkarıp savuran
Tütüyor efkârın dumanı
Kalkışa hazır demirden dev
Devinerek bitimsiz bir
Paralellikte
Eskiyen gözlerimi
Suların aksinde duruladım
Benim artık akacak
Tek damla kanım yok
Sürüldüm
Ölümün gri resimlerinden
Çekildim
Duvarların kuşatıcı gölgesine
Tanıyor çünkü beni
Hayatla aydınlatılmış her kelime
Kaçacak deliğim yok
Kaçak deliliğimden başka