Doksanlarda başlayan, Milli Nizam, Milli Selamet, Refah Partisi ve AK Parti yürüyüşü 2024 yerel seçimleri ile durdurulmuş gözüküyor.
2000'li yıllarında 28 Şubat bile durduramamıştı bu hareketin yürüyüşünü.
21.yüzyılın modern İslami hareketi olarak ümit bağlanan bu hareket, neden en başarılı olduğu belediye hizmetleri konusunda geri plana düşerek seçimleri kaybetti, bunun mutlaka bir cevabı olmalıdır.
Çarenin ve çözümün kendileri olduğunu çok iddialı bir şekilde savunan bu hareket tüm dünyayı kurtaracakmış gibi haykırıyordu.
80 yıllık cumhuriyet döneminde yapılmayan hizmetleri yapan, milli geliri artıran, yollar, havalimanları yapan, sanayiyi geliştiren, Ayasofya’yı açan, köylere kadar alt yapı hizmetlerini götüren bir hükümet neden seçimi kaybeder?
Öyleki en güçlü olduğu bir dönemde yani güçlü ve muktedir olduğu bir zamanda ve karşısında ciddi bir muhalefet bile yokken, çok zayıf bir muhalefet ve her kafadan bir ses çıkan bir muhalefet partisi vardı karşısında.
Muhalefet halbuki bir alternatif olarak ortaya bile çıkamıyordu, bilhassa din alanı muhalefet partisinin en zayıf tarafıydı.
Benim kanaatim sistem veya hükümet en iddialı olduğu adalet ve hakkaniyet kavramından sınıfta kaldı.
Siz adaleti iyi yönetemezseniz ve hak kavramının dışına çıkarsanız, en iddialı olduğunuz yerden vurulursunuz?
Sayın Cumhurbaşkanımızın Türk milletine yeni ufuklar açmak için çok çaba ve gayret gösterdiğini düşünüyorum fakat seksen yıllık bir sistemin öyle kolay değişeceğini ve kolay olmadığını tahmin edebiliyorum.
İslam ülkelerinin ve Müslümanların Batıdaki gibi ahlaklı, insanların haklarına saygılı, İslami erdem taşıyan, kendi haklarını ararken başkalarının haklarını ihmal etmeyen bir toplum olmadığını da biliyoruz.
Ülkeler hukuk sisteminin iyi çalışması ile refah bulur ve güven oluşur.
Her olaya ekonomik gözle bakılırsa, hiçbir sonuç alamazsınız, doğruluk, adalet, hukuk, eşitlik, ahlak gibi kavramları insanlara veremezseniz sonuç bu olur.
Türkiye bir İslam ülkesi değil, Müslümanların yaşadığı bir ülke ve Müslümanlar İslam kültürünü, kendi değerlerini, kendi kültürlerini, inançlarını anlamıyor, tanımıyor ve uygulamıyor.
Türk milleti kendini var eden bütün değerleri kaybetti ve onu bulmaya çalışıyor.
Milletimiz kendini bu değerlerle buluşturmadığı müddetçe rahata ermesi mümkün değildir.
Belediye seçimleri ile şimdilik bunun önü kesilmiştir yani Türkiye kendi iç kavgalarına geri dönmüştür.
Uzun bir planın ilk aşaması başarılı olmuştur, bu seçimler öyle sıradan bir seçim olmamıştır.
Türk milletinin sosyolojisine uygun olmayan bir parti nasıl çekim merkezi olabilmiştir.
Amerika’nın artık Türkiye'deki siyaseti Askerlerle dizayn edemeyeceğini yani iş yapamayacağını biliyoruz fakat bunu muhalefet üzerinden yürütmeye çalıştığını da biliyoruz.
Muhalefeti bir masa etrafında toplaması çok başarılıydı ve başardı da.
Türk muhalefet hareketini dizayn ederken en tehlikeli olan Ülkücüleri nasıl bu işin içerisine katılacak ve onları muhalefet cephesinin içine nasıl katılacaktı.
Bu görev Milliyetçi ve muhafazakâr birine havale edilmeliydi ve bu iş İYİ partiye verildi.
Gerçekten İYİ parti çok başarılı oldu, ilk önce MHP içerisinde bir kalkışma oldu başarısız olunca İYİ parti kuruldu.
Milliyetçi ve Ülkücüler İYİ parti ile muhalefet cephesinin içine çekilerek etkisiz ve uysal hale getirilerek CHP'ye monte edilmiş oldu.
Yerel seçimlerde de İYİ partinin, CHP’ye monte ettiği milliyetçiler seçimin sonuçlarını belirlediler.
İYİ parti misyonunu yerine getirmiş oldu.
Yerel seçim sonuçları Türkiye için milat olmuştur artık Türkiye kendi iç kavgaları ile meşgul edilecektir.
Devası sorunların çözüme kavuşması gelecek baharlara kalmıştır.
Türkiye’nin vizyonu sekteye uğramıştır.