Amsterdam Tartışmaları ile 60 program gerçekleştiren Hollanda Türkevi Topluluğu, “Gözlem; Hollanda’da Türkevi-Türkevi’nde Hollanda” adlı yeni bir programla faaliyetlerine bir yenisini daha ekledi.
Gözlem programı, pandemiyle birlikte küresel düzeyde değişen şartlara uyum sağlayarak çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. İlk programın konusu, Hollanda’da 17 Mart 2021’de yapılan seçimlerden 299 gün sonra kurulan 4’üncü Rutte Hükümeti Programı oldu. Programa uzman konuk olarak katılan Türkevi Topluluğu Başkanı Veyis Güngör’ün, hükümetin oluşum süreci, koalisyon ortaklarının tavrı ve hükümet protokolünü ele aldığı “Hollanda’da 4’üncü Rutte hükümetinin programında neler var?” başlıklı sunumu tartışmanın temelini oluşturdu.
Güngör, sunumuna 3. Rutte Hükümetinin 2020 yılının Aralık ayında neden istifa ettiği sorusuna verdiği cevapla başladı. Buna göre, Vergi Dairelerinin çocuk bakım ödenekleriyle ilgili takip ettiği politikaların etnik ayrımcılık ve ırkçılık temeline dayandığının bir Meclis Araştırma Komisyonu tarafından tespit edilip “Benzeri Görülmemiş Adaletsizlik” adlı raporla kamuoyuna sunulmasıyla istifa etmek zorunda kaldığına dikkat çekti.
15, 16 ve 17 mart tarihlerinde yapılan Temsilciler Meclisi seçimlerinden, iktidar partisi VVD yine birinci parti olarak çıkarken, D66 partisi ise büyük bir başarı sağlayarak, ikinci büyük parti oldu. 150 kişilik Temsilciler Meclisi için 37 parti mücadele verdi ve 17 parti milletvekili çıkarabildi. Seçimlere katılım oranı ise yüzde seksenikilerde seyretti. Seçimlerin kaybedeni sol partiler oldu. Popülist ve aşırı sağ partilerde ise oy patlaması yaşandı. PVV, FvD, JA21 gibi aşırı sağ partilerin toplam milletvekili sayısı 29’a ulaştı. Bu sayı, 2002 yılında, Pim Fortuyn’ün (LPF) listesi ve LN partilerinin aldıkları milletvekili sayısına tekabül ediyor.
299 gün hükümet kurma çalışmaları yapılırken, özellikle VVD lideri Rutte ile D66 lideri Kaag’ın stratejik mücadeleleri hükümetin kurulma sürecini uzattı. Farklı koalisyon alternatifleri üzerinde durulmasına rağmen, yine de 3’üncü Rutte hükümetini oluşturan partiler, yeni koalisyonu kurdular. Yeni kabinede VVD lideri Başbakan kalırken, D66 lideri Maliye Bakanı, CDA lideri de Dışişleri bakanı oldular. Yeni hükümette birisi Türkiye kökenli, diğeri de Türk kökenli olmak üzere iki kabine üyesi atandı.
Veyis Güngör, sunumunda 10 Ocak pazartesi tarihinde göreve başlayan 4’üncü Rutte hükümetinde gören alan Başbakan ve Maliye Bakanının seçim sürecinde verdikleri vaatlere dikkat çekti. Güngör, Hollanda kamuoyunun Başbakan Rutte’den, ‘Açık yönetim kültürü’, ‘muhalefete fırsat vermek’, ‘kaybedilen güveni tekrar kazanmak’ vaatlerini yerine getirmesini beklerken, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Sigrid Kaag’dan ‘yeni liderlik örneği’ ile ‘değişim ve yenilenme’ konunda icraatlar beklediğini söyledi.
Güngör, Başbakan ve Maliye Bakanından özel beklentilerin yanı sıra, yeni hükümetin, pandemiyle mücadele, vergi dairelerinin mağdur ettiği ailelerin itibarlarının maddi ve manevi iadesi, iklim değişikliği politikalarında uluslararası sözleşmelerin uygulanması, konut sorunu, eğitimde fırsat eşitliği ve öğrenci burslarının yeniden düzenlenmesi, gençlik ve yaşlı bakım sektöründeki sorunlar, yüksel enflasyon ve ona paralel olarak artan fiyatlar ve yoksullukla mücadele, göç ve mülteciler konusunda atacağı adımlar kamuoyunun beklentileri arasında olduğunu söyledi.
Gözlem’in ilk programında, neredeyse bir yıllık bir süreç sonucu ortaya çıkan hükümet ve programı hakkında Hollanda Türk toplumunun sessiz kaldığına dikkat çekildi. Katılımcılar, gerek hükümetin kurulma sürecinde gerekse Meclis’te bizleri ilgilendiren birçok hayati konu gündeme gelmesine rağmen Türk sivil toplum kuruluşlarının sessizliğinin anlaşılmaz olduğunu belirtirken, gündem takip etmekten ziyade şikayetle meşgul olunduğuna vurgu yaptılar.
Ahmet Suat Arı
Program Yöneticisi