Haberde İnsan

Serdar Ünsal, "Deprem fay hattında olan Medsamor, ölüm bacaları Türkiye, Azerbaycan ve İran’ı tehdit ediyor”

Serdar ünsal,” deprem fay hattında olan medsamor, ölüm bacaları türkiye, azerbaycan ve iran’ı tehdit ediyor”

Serdar Ünsal, "Deprem fay hattında olan Medsamor, ölüm bacaları Türkiye, Azerbaycan ve İran’ı tehdit ediyor”
15-02-2022 09:32
Google News

Türkiye Azerbaycan Dostluk Dernekleri Federasyonu Genel başkan yardımcısı Iğdır Azerbaycan evi Derneği Başkanı Serdar Ünsal, Ermenistan’da bulunan Medsamor nükleer santralinin kapatılması için çağrıda bulundu.


Türkiye Azerbaycan Dostluk Dernekleri Federasyonu Genel başkan yardımcısı Iğdır Azerbaycan evi derneği başkanı gazeteci Serdar Ünsal,” Ermenistan’da bulunan Medsamor nükleer santrali bir an önce kapatılmalıdır. Çünkü bölge için saatli bir bombadır. Bunu da Ermenistan’da meydana gelen deprem gösteriyor" dedi.


Ermenistan’ın Türkiye sınırında yer alan Shirak kentinde 5.3 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini belirten Ünsal, “Deprem, sınır illeri olan Kars, Ağrı, Iğdır ve Ardahan’da da hissedildi. Gürcistan Dünya Bilimleri Enstitüsü ve Ulusal Sismik İzleme Merkezi de Gürcistan’da 6,2 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurmuştu. Iğdır’ın depremden etkilenmesi ise akıllara kente 15 kilometre uzaklıktaki Medsamor Nükleer Santralini getirdi. Vatandaşlar depremin Ermenistan da olduğunu öğrenince acaba Medsamor nükleer santralı patladı mı, çatladı mı diye ikinci bir korku yaşadılar. Fay hattı üzerinde bulunan nükleer tesis ömrünü 2005 yılında doldurmasına rağmen hala çalıştırılıyor. Bu da bir depremde bu santralın ölüm saçacağıdır. Çok acilen ölüm bacaları kapatılmalıdır” şeklinde konuştu.


Iğdır ve Ermenistan bölgesinin ikinci derece deprem fay hattında olduğunu ifade eden Serdar Ünsal, Ermenistan’da ki ölüm bacalarının Türkiye Azerbaycan, Gürcistan ve İran’ı tehdit ettiğini ileri sürdü. Iğdır Merkeze 15 km sınır köylere 100-200 metre uzaklıkta bulunan Ermenistan’da bulunan Medsamor nükleer santralini pimi çekilmiş saatli bombaya benzeten Ünsal, “Medsamor Nükleer santrali patlamaya hazır bir saatli bombadır. Bu nükleer santral fay hattında yapılmıştır. Bir depremde bölge yok olacaktır.1988 yılında Ermenistan da meydana gelen depremde nükleer santral zarar görmüştür. Bu depremde nükleer santral çatlayarak etrafa radyasyon yaymıştır. Şiddetli bir depremde insanlar enkaz altından kurtulma derdine mi düşsünler yoksa radyasyondan korunma mı bunun için hemen beton dökülerek kapatılmalıdır. Avrupa Birliği, insanlık ,çevreci örgütler bu konuya eğilmeli santral kapatılmalıdır. Azerbaycan’ı İran’ı, Gürcistan’ı ve Türkiye’yi tehdit ediyor. Uranyum uçakla Rusya’dan getiriliyor. Uçak düştüğünde neler olur düşünemiyorum” dedi.


Ünsal, ”Iğdır’da kanserden ölümler artarken kanserli hasta sayısı artarken Ermenistan devlet başkanının 2040 yılına kadar Medsamor nükleer santralını çalıştıralım, demesi ölümlere ve 2. Çernobile davetiyedir. Avrupa birliği bu konuda gereken girişimi yaparak bölge için tehlike arz eden bu santrali kapatmalıdır. Ermenistan’da bulunan Medsamor nükleer santrali 1988 yılında yaşadığı 6.9 şiddetinde bir depremde hasar gördüğü için derhal kapatılıyor. 1990 yıllarında Iğdır’da kanser vakası 15-20, ilerleyen yıllarda hasar gören Medsamor 1995 yılında tekrar faaliyete sokulmuştur. 1970’li yıllarda Sovyetler Birliği döneminde ilkel teknolojiyle inşa edilen, Iğdır’a 16, Kars merkeze 60 ve Erivan’a 40 km mesafede bulunan Medsamor Nüklüer Santrali, Kafkas Bölgesini tehdit ediyor” şeklinde konuştu.


Olası bir depremde nükleer santralden sızıntı yaşanacağını belirten Serdar Ünsal, "Santralin tehlike değerlendirmesini yapmak için coğrafi konumunu ve santralin işletildiği süredeki tarihini iyi araştırmak gerekiyor. Medsamor santrali açılışının yapıldığı 1977 Çernobil’le aynı teknoloji ile reaktör soğutması sağlayacak yeterli su bulunmadan ve nükleer yakıtını koruyacak bir havzası olmadan devreye sokuldu. Mimari tasarımının da hatalı olduğu da o dönemde rapor edilmiş olsa da, sonrasına bu raporlar ortadan kaybolmuştur. Bu santralin bir diğer özelliği de Ağrı Dağı Fay Hattı’nın üzerinde inşa edilmiş olmasıdır. 1980 yılında 2. ünitesi de devreye sokulan tesis, 1988 yılında Spitak-Gümrü Depremi’nde hasar gördüğünden dolayı 1989 yılında kapatılsa da; SSCB’nin dağılması sonrasında 1993 yılında Ermenistan’da yaşanan enerji krizi sonrası o dönemin hükümetince 1995 yılında yeniden devreye sokulmasına karar verildi. 2005 yılında teknik kullanım ömrünü tamamlayan santral, yine hükümet kararıyla önce 2016 yılına, daha sonra da 2026 yılına kadar kullanılması kararı alınarak bölgede tehlike saçmaya devam etmektedir. 1986 yılında Çernobil’de meydana gelen kazanın ardında etkilerinin 1400 kilometre uzaktaki Doğu Karadeniz illerini nasıl etkilediğini, bölgede kanserin artış hızını, doğum anomalilerindeki artışı hesap ettiğimizde; Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Kafkaslar ’da birçok şehrin ilk etapta boşaltılmak zorunda kalacağını, daha sonra ise bu bölgelerde tüm tarım alanlarının, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının kontamine olarak kullanılmaz duruma geleceğini öngörmek mümkün oluyor. ”dedi.


Ünsal, "Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bölgeye 14 adet Radyasyon Erken Uyarı Sistemi Ağı kurmuş bulunuyor. Ancak tabi ki bir felakette erken uyarı olsa dahi, insanların ne yapacağını bilmesi ve insanların toplanabileceği sığınakların olması da büyük önem arz ediyor. Gürcistan ve Ermenistan soğuk savaş döneminde hazırladığı nükleer santralleri revize ederken; Türkiye’de ilk etapta etkilenecek bölgelerde nükleer sığınak sayısının ne olduğu, bu sığınakların kullanılabilir durumda olup olmadığı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamakta. Bunun dışında eğitim kurumlarında, köylerde, iş yerlerinde, mahallerde de bir nükleer kaza durumunda nasıl davranılacağı ile ilgili eğitim çalışmaları yapılıp yapılmadığı ile de bir bilgi yok. Öncelikli olarak etkilenecek bölgelerde her mahallede nükleere dayanıklı sığınak yapılması, sonrasında da yöre halkına bu sığınaklara nasıl ulaşması gerektiğinden başlayarak; bir kazada nasıl hareket edeceklerinin eğitimlerinin verilmesi mutlak önem arz ediyor. İstanbul’da deprem olacak mı olmayacak mı diye her gün tartışılırken, Van ilinde son günlerde aralıklarla deprem meydana gelmesi bizleri kaygılandırıyor. Büyük Van depremi Iğdır da hissedilmiştir. Yanı başımızda yer alan Medsamor Saatli Bombasının unutulmaması ve acil önlemler alınması gerekmektedir. Çevre örgütleri Avrupa birliği Ermenistan’a baskı yaprak 2026 yılı beklemeden Medsamor nükleer santralini kapattırmalıdır” şeklinde konuştu.


Medsamor Tehlikesi Türkiye’yi Vurabilir


Ünsal, ”Deprem sonrasında, Sovyetler döneminden kalan ve Iğdır’a 15 kilometre uzaklıkta olan Metsamor Nükleer Santrali akıllara tekrar geldi. Depremden bu yana santralden henüz olumsuz bir bilgi aktarılmadı. Fakat Çernobil Nükleer Santrali ile aynı dönemde aynı teknoloji ile yapılan santralin yaratacağı sızıntı ihtimali, Türkiye’nin doğusunu ölümcül bir etkiye boğmasıyla tehdit ediyor. Çeşitli kaynaklara göre Medsamor Nükleer Santrali, dünyadaki mevcut santraller içerisinde en güvensiz reaktörler arasında yer alıyor. Üstelik nükleer tesisin deprem fay hattı üzerinde yer alması bugün yaşanan depremle de kendini bir daha hatırlattı” dedi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ