Sağlık

Uzmanlardan "Covid-19 ve gribin birlikte olduğu vakalar görülmeye başlandı" uyarısı

Ktü farabi hastanesi enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı dr. öğr. üyesi firdevs aksoy, üst solunum yolu enfeksiyonu şikayeti ile gelen hastalara korona virüs testi yaptıklarını belirterek, “korona virüs testi negatif çıkan hastalarımıza, influenza testi yaptığımızda grip vakalarını yakalayabiliyoruz. Biz, şu anda ktü klinik araştırmalar merkezi olarak son 15 günde çok sayıda grip vakası tespit ettik. Bu merkezde yaptığımız testlerde covid-19 ve grip hastalığının her ikisinin aynı kişide pozitif olduğu hastalarımız da mevcut” dedi.

Uzmanlardan "Covid-19 ve gribin birlikte olduğu vakalar görülmeye başlandı" uyarısı
26-01-2022 08:56
Google News

KTÜ Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Aksoy, üst solunum yolu enfeksiyonu şikayeti ile gelen hastalara korona virüs testi yaptıklarını belirterek, “Korona virüs testi negatif çıkan hastalarımıza, influenza testi yaptığımızda grip vakalarını yakalayabiliyoruz. Biz, şu anda KTÜ Klinik Araştırmalar Merkezi olarak son 15 günde çok sayıda grip vakası tespit ettik. Bu merkezde yaptığımız testlerde Covid-19 ve grip hastalığının her ikisinin aynı kişide pozitif olduğu hastalarımız da mevcut” dedi.


Pandemi döneminde insanların Covid-19 sebebiyle önlemlere özen göstermesi grip vakalarında ciddi düşüşe neden olmuştu. Önlemlerin gevşemesi sonucu artan vakalarla birlikte son dönemde sıkça sorulan “Grip mi oldum yoksa Covid-19 hastası mıyım?” sorusuna Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Aksoy, yanıt verdi. Gribin mevsimsel olarak Sonbahar’da başlayıp İlkbahar’da biten bir hastalık olduğunu belirten Aksoy, “Tıpkı Covid-19 gibi pandemiye neden olabilirler. 20. yüzyılda üç influenza pandemisi yaşanmıştır. 1. Dünya Savaşı’nda İspanyol Gribi pandemisinde, 50 milyona yakın insanın öldüğü bildirilmiştir. Gribin etkeni influenza virüsü. İnfluenza A ve B gribe; İnfluenza C ise soğuk algınlığına yani nezleye sebep oluyor. Korona virüse karşı alınan önlemler sayesinde gribin görülme sıklığı 2 yıl içinde oldukça azaldı. Korona virüs salgını başlamadan önce ciddi grip vakaları varken maske kullanımı, kişilerin el hijyenine dikkat etmesi ve karantinalar ile grip vakalarında azalma saptamıştık. Geçen sene de olması gerekenden az vaka gördük fakat önlemlerin azalması, toplu ortamlarda bulunmanın artmasıyla beraber son günlerde KTÜ Farabi Hastanesi’ne gelen grip vakalarında da ciddi bir şekilde artış saptadık” ifadelerini kullandı.


İnsanların grip ve nezleyi karıştırabildiğini vurgulayan Aksoy, “Nezle, her kış gördüğümüz burun akıntısı, hapşırma, gözlerde sulanma, hafif ateş gibi bulgularla seyreden bulaşıcı bir hastalık. Ancak grip öyle değil. Özellikle Korona virüs durumunda var olan ateş, baş ağrısı, kas eklem ağrıları gripte de mevcut. Gribe, halk arasında ‘paçavra hastalığı’ derler. Kollar, eklemler ve kaslar ağrır. Hasta ayağa kalkamaz, iştahsızlık vardır. Şiddetli baş ağrıları vardır. Üşüme ve titremeyle birlikte ateş 40-41 dereceye kadar çıkabilir. Virüs, akciğerlerde iltihaba sebep oluyor ve oluşan zatürre sebebiyle de ölümlere sebep olabiliyor. Yine grip etkeni, beyni ve kalbi tutabiliyor. Bunun sonucunda da ölümler görülebiliyor. Bağırsakları tutup ishale de neden olabiliyor” diye konuştu. “Covid ve gribin ikisi de birlikte olan hastalarımız var”


Korona virüs testinin yanı sıra yapılan influenza testleriyle de vaka saptamaya başladıklarını dile getiren Aksoy, “Üst solunum yolu enfeksiyonu şikayeti ile gelen hastalara korona virüs testi yapıyoruz. Korona virüs testi negatif çıkan hastalarımıza, influenza testi yaptığımızda grip vakalarını yakalayabiliyoruz. Biz, şu anda KTÜ Klinik Araştırmalar Merkezi olarak son 15 günde çok sayıda grip vakası tespit ettik. Bu merkezde yaptığımız testlerde Covid-19 ve grip hastalığının her ikisinin aynı kişide pozitif olduğu hastalarımız da mevcut. 65 yaşın üzerindeki insanlar, kronik hastalığı olanlar; diyabet, siroz, böbrek yetmezliği, KOAH, kanser, AIDS gibi hastalıkları olanlar; kilolular, hamileler, çocuklar ve sağlık çalışanları riskli gruptalar. Ancak sağlıklı bireylerde hastalık bazen ağır seyredebiliyor. Grip en az korona virüs kadar ağır geçebilen bir hastalık dolayısıyla da aynı önlemleri almak; maske, el hijyeni, mesafenin korunması önem arz ediyor” şeklinde konuştu. “Virüsler çok akıllı, sürekli mutasyon geçirip hastalık yapma özelliklerini değiştiriyor”


Mevsimsel griplerden korunmak için risk grubunda olan insanların aşılanmış olması gerektiğini kaydeden Aksoy, “Bu nedenle biz her yıl, Eylül ve Ekim aylarında grip aşısını öneririz. Ama bu aylarda yapılmadıysa Kasım, Aralık hatta Ocak ayında bile salgından önce aşılar yapılabilir. Aşının koruyuculuğu, altı ay kadar sürüyor. Dolayısıyla hastalığın görüldüğü zaman diliminde hastalıktan koruyabiliyor. Elbette ki aşı olan kişiler, tıpkı Covid-19 aşılarında olduğu hastalığa yakalanabilirler. Ancak her iki aşıyı da önerilen şekilde ve zamanda yaptıranların, daha hafif geçirdiklerini unutmamalıyız. Virüsler çok akıllı, sürekli mutasyon geçirip hastalık yapma özelliklerini değiştirdikleri için Dünya Sağlık Örgütü bir sonraki yılda grip salgınına neden olacak tipleri belirleyerek aşı geliştiriyor. Her yıl bu aşılardan olmak gerekiyor. Hepimiz çok sıkıldık, hayatımızdan maskelerin çıkmasını istiyoruz ama grip ve korona virüs aşılarının tamamlanmadığı bu dönemde biraz daha dikkat etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Uyku kalitesi, en güzel bağışıklık düzenleyicidir”


Hem korona virüs hem de grip hastalığından korunmak için aynı önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Aksoy, “Sadece bu hastalıklar için değil, diğer zamanlarda da sık el yıkanması, öksürürken ya da hapşırırken bir kağıt mendille ağzın ve burnun kapatılması ya da dirseğin iç kısmına öksürülüp hemen ellerin yıkanması, taramalarda şikayeti olan kişilerin hemen ayrılması ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Bunlar önümüzdeki yıllar için de gerekli önlemler. Ülkemizle normalleşme adı altında önlemler gevşetildi belki ancak bir vatandaşlık ve insanlık görevi olarak semptomu olanların kendisini, diğer kişilerden ayırması hastalığın yayılmasını engellemede en etkili yöntem. Bağışıklık sistemini dengede tutmaya çalışmalıyız. Uyku kalitesi, en güzel bağışıklık düzenleyicidir. Gerekli noktalarda istirahat edilmesi önemli. Bulgularınızı istirahat ile çok rahat atlatabilecekken ısrar edip başka kişileri riske atmadan, kendimizi yıpratmadan çok daha kısa sürede tedavi olabiliriz. Mevsimine uygun beslenme ve sıvı alımını da ihmal etmemek lazım” dedi. Gribin tedavisi var mı?


Grip hastalığı için antiviral tedavinin olduğunu belirten Aksoy, “Şu an için etkili ancak bunları da yerinde ve uygun kullanmak gerekiyor. Grip olmayayım diye kullanmanın bir anlamı yok. Hasta olunduğunda verecek ilaç kalmıyor elde. Grip olmak istemiyorsak eğer grip aşısı olmak gerekiyor. Grip, tedbir alınmazsa ciddi seyredebilir ve ölümlere bile sebep olabilir. Vücut direnci düşük ve kronik hastalığı olanlar, gerekirse bu dönemde hastaneye yatırılarak tedavi altına alınır. Grip hastalığında antibiyotiğin yeri yoktur. Çünkü antibiyotik, bakteriyel enfeksiyonlarda verilir. Ancak bazen özellikle risk gruplarında üzerine bakteri eklenebilir ve o zaman antibiyotik verilebilir” şeklinde konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ