AHBAP...
Masum insanların milli, dini duygu ve inançlarını sinsice sömürerek semiren “Kimse Yok mu? Deniz Feneri” gibi onursuzluk yapmadığı… Çaldığı paraları götürüp savundukları değerlerin aksine kadınla, kumarla, alkolle iç eden Çakma Müslüman bir kuruluş olmadığı…
Halkından aldığı her bağışın faturasını her yıl ilgili tüm resmi kişi, kurum ve kuruluşlara satır satır ibraz ettiği…
Kısa sürede daha çok bağış almak, semirip büyümek, yurt içi ve dışında bu sayede daha çok cüzdan boşaltmak amacıyla siyasi güçlere yalakalık yapmak gibi karaktersizlik örneği sergilemediği… Sadece kendi yağında kavrulduğu…
Birçok konu ve noktada, “İşler daha hızlı ve çabuk yürüsün… Resmiyet kazansın… Ben ihtiyaç sahibi kişilerle bu ihtiyacı karşılayabilecek kişi ve/veya kurumlar arasında sadece aracı olayım.” düşüncesiyle hareket edip imza attığı başarılarla bile övünmediği…
“Sürdürülebilir dayanışma, iş birliği, şiddetsiz iletişim, burs, tıbbi yardım, insani yardım, özel etkinlikler, kampanyalar, eğitim, sanat, bilim ve teknoloji” gibi insana ve topluma dair hemen her alanda aktif olup birçok insanın yüreğine dokunduğu…
Deprem, yangın, sel, heyelan, kuraklık, salgın hastalık gibi alanlarda arama-kurtarma çalışmaları ve teknik malzeme yardımları; gıda, giyim ürünleri ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinin temini ve ulaştırılması; kadın, çocuk, yaşlı ve kimsesizler için güvenli ortamlar sağlanması; çadır, prefabrik barınak, seyyar mutfak gibi ihtiyaç ünitelerinin kurulması; gezici sağlık tırı, ilaç ve tıbbi malzeme temini, ameliyat ve benzeri sağlık yardımları konusunda hatırı sayılır derecede ihtiyaca cevap verdiği…
İhtiyaç sahibi hastalara ve/veya hasta yakınlarına gerekli tıbbi desteği sağlamak amacıyla sponsorluk yöntemi ile destekçi bulup sponsorlarla ihtiyaç sahibini bir araya getirerek birinci elden yardım yapılmasına olanak sağladığı…
Dönemsel veya düzenli olarak yılın çeşitli zamanlarında ihtiyaç sahiplerine sosyal yardım yapmaya devam ettiği…
Eğitimin öznesi olan biricik çocuk ve gençlerimizden ihtiyaç sahibi öğrencilere dönemsel veya düzenli olarak burs sağladığı…
Yaşadığımız dünyayı birlikte paylaştığımız canlıları da unutmayarak hayvan dostlarımızın beslenmesinden hastalıklarının tedavisine kadar, elinden geldiğince ve gücü yettiğince, emeğini esirgemeyip çözümler bulduğu…
Nefes alma, yemek, su gibi, canlının hayatını devam ettirebilmesi için gerekli asgari şartların sağlanması, demek olan “yaşama hakkı”nın yanında; sosyal, kültürel, ekonomik olarak çağdaş olanaklara ulaşabilmek şeklinde tariflenen “yaşam hakkı”ndan her bireyin cinsiyet, dil, din, ırk, siyasi düşünce ayırt etmeksizin eşit şekilde yararlanma hakkını savunduğu…
Güçlünün haklı değil, haklının güçlü olmasının önemine dikkat çektiği ve ihtiyaç sahibi insanların insanlıktan alacaklı olduğu felsefesini bir an olsun unutmadığı…
Üzerine yapıştırılmak istenen birçok siyasi, ideolojik marka veya etiketlerin tümünü söküp atarak hiçbir politik tartışma veya polemiğe girmeden her birey, kurum ve kuruluşa eşit mesafede yaklaştığı, insanı “insan” diye önemsediği…
Sadece altı yıllık bir maziye sahip olmasına rağmen tüm yurt çapına ilmek ilmek yaydığı iyilik hareketiyle tam 68 şehirde gönüllü ağı bulunduğu…
Bütün bu başarılarını “Üsküdar Üniversitesi 6. Yüksek İnsani Değerler Ödülü (2021)” ve “Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıf İnsan Ödülü (2021)” ile taçlandırarak rüştünü çoktan ispat ettiği…
İÇİN
Elbette sevmeyenler, beğenmeyenler, kıskananlar, rahatsız olanlar, engellemeye çalışanlar, siber saldırılarla yıldırmaya çalışanlar, karalayanlar, iftira çamuru sıçratmaya çalışanlar olacaktır.
Bu kişi veya kurumlara diyecek sözümüz var: AHBAP inadına bir hareket değil. Birilerini gıcık etmek için oluşan bir kuruluş da değil. Tepeden inme değil, halkın içinden çıkan ve halk için dürüst bir şekilde çalışan şeffaf bir kuruluş. Üstelik kimseyle çatışmadan, rol çalma kompleksine girmeden…
Kimileri gibi onun mabudu para değil. Para onun için ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak bir araç sadece. Bunu her devrin fırıldağı çakma gazeteciler… Dün “Fethullah Gülen Hocaefendi” diyerek terörist başına güzelleme yaparken… Bugün aynı oluşum olan FETÖ’ye saydıran kripto yaratıklar…
Her dönemde sadece rahatını, makamını, koltuğunu ya da gazete köşesi veya ekranını çıkarına çeviren satılıklar anlayamaz.
İşte bu nedenledir ki, bu güzel topraklarda önce insan diyerek amacı sadece iyilik olan tüm kurum ve kuruluşlar tabii ki yaşayacak, yaşartılacak ve hep var olacaklar.
Bu kriterlere uyan herkese ve her oluşuma gönül kapımız da açık, cebimiz de.
Ve işte tüm bu nedenlerle diyoruz ki: AFAD da bizim AHBAP da!