Göç akımının başladığı 2011 yılından 2021 yılı sonuna kadar 200 bine yakın Suriyeli’nin Türk vatandaşı olduğunu söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “2021 yılı sonuna kadar toplam istisnai olarak 84 bin 152’si çocuk olmak üzere 193 bin 293 Suriyeli Türk vatandaşı oldu” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Medya temsilcileri ile göç buluşması" adı altında yazılı ve görsel basının Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Gölbaşı’nda bulunan Vilayetler Evi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bakan Soylu, Türkiye’nin göç politikasına yönelik yaptığı çalışmalara yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Dünyada gelişen güvenlik problemlerinin Türkiye’yi de etkilediğini belirten Bakan Soylu, “2011 yılı Suriye iç savaşından itibaren ne yaptığını bilmeyen bir Türkiye değil, tam tersine ne yaptığını bilen bir Türkiye var. Hemen yanıbaşımızda olan ve her türlü istikrarsızlığının bize sirayet edeceği ve sonucunda da bize sirayet edebileceği gelişmeleri görüyoruz. Dünyada hangi güvenlik problemi varsa hepsi bize temas ediyor. Bunun kaynağı da biz değiliz. Bunun kaynağı bence bunu yaşayan ülkelerde değil” değerlendirmesinde bulundu. “Gelişmiş ülkeler göç problemine hiçbir şey yapmıyorlar”
Batılı ülkelerin göç problemine seyirci kaldığını ifade eden Bakan Soylu, “Suriye’den gelenlerin, gelmeye çalışanların ve bizim kaçak olarak yakaladıklarımızın önemli bir bölümü Şam çevresinden geliyor. Şam’daki ekonomik kriz yüzünden hedef ülke ya Türkiye oluyor ya da Batı oluyor. Gelişmiş ülkeler göç problemine hiçbir şey yapmıyorlar. Sadece izliyorlar. Avrupa bu konuda yönlendirici politik bir güç sahibi olamadılar. Bizim sınırımızda her an hareketlenmeye maruz Afganlı var. Göçü yaşayan ve göçe maruz kalan ülkelerle değerlendirme yapmadan bu durumu çözebilme imkanına sahip değilsiniz. Birleşmiş Milletler ve diğerleri yapıyormuş gibi yapıyorlar” diye konuştu. “Etrafındaki coğrafyayla ilişkini yönetmeye çalışan bir Türkiye var”
Civardaki ülkelerden göç durumu olmaya müsait 8 milyondan fazla kişinin olduğunu aktaran Bakan Soylu, “Göç potansiyeli olan 2 milyon Afgan, İran sınırında var. 3.9 milyon İdlib’de var. 1.2 milyon Cerablus, Azez, Mare, El Bab, Çobanbey bölgesinde var. 550 - 600 bin Afrin’de var. 350 bin de Resulayn ve Tel Abyad’da var. Yani 8 milyonun üzerinde hemen harekete geçebilecek bir göç kütlesi var. Bu çerçeve içerisinde etrafındaki coğrafyayla ilişkini yönetmeye çalışan bir Türkiye var. Sadece son 5 yılda Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızda 2 buçuk milyon Türkiye’ye girmek için baskı yaptı ve engellendi. Bizim yakalayıp geri gönderme mekanizmasıyla geri göndermeye çalıştığımız kaçak göçmen sayısı da 306 bin. 306 bin 138 kişiyi geriye gönderdik. Dünyada bu kadar güçlü bir geri gönderme mekanizması yok” ifadelerini kullandı. “Buradaki kaçak Afganları göndermeye başladık”
Yurda kaçak yollarla giren Afganistan vatandaşlarını yeniden ülkelerine göndermeye başladıklarını dile getiren Bakan Soylu, “Afganistan’a Taliban’ın gelmesinde itibaren Afganistan’a geri göndermeyi durdurmuştuk. Havalimanı şartlarından ötürü. 27 Ocak tarihinden itibaren Afganistan’a yeniden buradaki kaçak Afganları göndermeye başladık. Şu ana kadar 5 sefer yaptık. Gönüllü geri dönüş kapsamında bunu sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu. “Türkiye’de de 700 binin üzerinde Suriyeli çocuk doğdu”
Türkiye’de 3 milyondan fazla geçici koruma statüsü altında Suriyeli’nin olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “2021 yılı sonuna kadar toplam istisnai olarak 84 bin 152’si çocuk olmak üzere 193 bin 293 Suriyeli Türk vatandaşı oldu. Türkiye’de de 700 binin üzerinde Suriyeli çocuk doğdu. 3 milyon 700 bin civarında olmak üzere Türkiye’de geçici koruma statüsünde Suriyeli var. Bunlar bir çok kez sayılıyor. 2011 yılından itibaren bunları hepsinin kaydı alındı. Gelir gelmez sağlık taramaları yapıldı. Kamplara alındı. Gelir gelmez Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Diyanet İşleri Başkanlığı’na kadar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan tüm kurumlarımıza kadar bunlarla ilgili Türkçe olmak üzere tüm uyum çalışmalarımız başladı” dedi. “Güvenlik duvarı inşa ettik”
Sınır bölgelerinde alınan güvenlik önlemleri hakkında da konuşan Bakan Soylu, “Sınır duvarları ile ilgili başarılı bir iş yapıyoruz. Türkiye’nin kara sınırı uzunluğu 2 bin 949 kilometredir. Bunun bin 316 kilometresi sınır duvarı ile kaplı. Bütün kapasitemizi bunda kullanmadık. İran ile çok iyi ilişkiler yürüttük. Güvenlik duvarı inşa ettik. Avrupa Birliği nezdinde anlaşmalarda sınır entegre sisteminin önemli bir kısmı bizim sorumluluğumuzdadır” diye konuştu. “Kendi göbeğimizi kendimizin keseceği bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyoruz”
Türkiye’nin göçle tek başına mücadele ettiğini kaydeden Bakan Soylu, “Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli göç, kaçak göç ve düzensiz göçtür. Düzensiz göçü engellemeye ve geri göndermeyi ortaya koyduğumuz anlaşmalarla sağlamaya çalışıyoruz. Kendi göbeğimizi kendimizin keseceği bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyoruz. Suçlu olanı geri gönderiyoruz, bunun hangi ırka mensup olması önemli değil. Kendi ülkesinde idam cezası varsa bundan imtina ediyoruz. Başta birkaç hatamız oldu. Eksik ve hatamızı gördük, orada da biz değil maalesef karşı ülkelerin beyanını itimat ettik” ifadelerini kullandı. “Bu yıl hırsızlık azaldı ama bilişim sistemleri üzerinden dolandırıcılık arttı”
Suça karışan Suriyeli kişi yüzdesini de açıklayan Bakan Soylu, “2019’da Türk vatandaşının suça karışma oranı yüzde 1.9, Suriye vatandaşlarının yüzde 1. Yine 2020’de de oranlar Türk vatandaşlarında 1.9, Suriye vatandaşlarının yüzde 1 ve 2021’de oranlar 2.1 Türk vatandaşıyken, 1.3 Suriyelidir. Bu yıl hırsızlık azaldı ama bilişim sistemleri üzerinden dolandırıcılık arttı. Normal cinayet ve kadın cinayetleri de öyle. 2021 yılında kadın cinayetleri, 360 adet işlenmiş” şeklinde konuştu. “Sivil Toplum Örgütleri konusunda istihbarattan rapor geliyor, içerisindeki adamların önemli bölümü casus”
Sınırlarda ve sınır ötesinde yer alan bazı Sivil Toplum Örgütlerinin ülkedeki göçmenlere yardım etme adı altında çalışmalar yürütmek talebinde bulunduğunu, bunların araştırıldığı zaman içlerinde ajanlar olduğu görüldüğünü ve anında reaksiyon alındığını vurgulayan Soylu, şunları dedi:
“Sivil Toplum Örgütleri konusunda istihbarattan rapor geliyor, içerisindeki adamların önemli bölümü casus. Avrupa Birliği Büyükelçisi bir heyet ile beraber geldi. Raporu koydum önüne ‘senin ülkende bu olsa ne olur’ dedim. ‘Ben hepsini kapatıyorum’ dedi. ‘Vizelerini ortadan kaldırıyorum, çalışma haklarını ellerinden alıyorum’ dedi. Dedik ki bizim sizin yardımınızı reddetme gibi bir durumumuz söz konusu değil. Yardım edin eğer insanlık yapmak istiyorsanız. Ama eğer siz bunu bir ajanlık faaliyeti olarak değerlendiriyorsanız, bizim bu ülkede buna müsaade etmemiz mümkün değildir. Onun için sivil toplum örgütleri konusunda da yani onların yardım ettiği, hem orada hem burada. Adam şimdi PYD ile PKK ile temas halinde. Bize gönderdiği sivil toplum örgütüyle bizden destek almak istediği biz ona müsaade edemeyiz. Sadece sınırı ve sınır ötesini söylemiyorum. İçeride de bir takım sivil toplum örgütleri var. Bunlarla da bir takım şeyler sarkıtmaya çalışıyorlar. Biz yakaladığımız sürece değerlendiriyor ve bunun gereğini yerine getiriyoruz. Türkiye genelinde bir müddettir, 81 ilde kaçak göçmen operasyonları yapmaya başladık. Her ay Göç İdaresi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ile bu operasyonları yapmaya çalışıyoruz.” “Arkadaşlarımız başarılı bir şekilde başka bir cep telefonu üzerinde olmasına rağmen havalimanına giderken faili yakaladılar”
16 yaşındaki Sıla Şentürk’ü öldüren Hüseyin Can G.’nin üzerinde başkasına ait cep telefonu olduğunu ve havalimanına giderken yakalandığını bildiren Soylu, “Arkadaşlarımız başarılı bir şekilde başka bir cep telefonu üzerinde olmasına rağmen havalimanına giderken faili yakaladılar. Kolay bir iş değil bu. Başka birisinin cep telefonu üzerinden hemen tespit ettiler ve onu yakaladılar. Her katliam gibi bu da bizim açımızdan üzüntü verici bir olay. Ne olursa olsun bu tip bir olay olduğu zaman kendi arkadaşlarımıza, karakoldaki arkadaşlarımıza ’barışma yetkisi’ vermiyoruz. Aynı zamanda bütün aile içi şiddet, kadına şiddet bu tip meselelerde de bir tek tembihatımız var, ’Sakın kolluk olmadan bir araya gelmeyin’” açıklamasında bulundu. “Bizim Afganistan’da yoksulluk çeken vatandaşlara sahip çıkmamız lazım”
Afganistan’a yönelik yardımlardan da bahseden Bakan Soylu, “Bizim Afganistan’da yoksulluk çeken vatandaşlara sahip çıkmamız lazım. Zorlu bir kış, kötü bir sorunlar yumağıyla karşı karşıya Afgan halkı. Buradan da ciddi bir insani yardım başlattık. Ardından birinci yardım treni gitti. Yaklaşık 800 tonluk. İkinci tren gitti. Şimdi üçüncü trende hazır. Üç dört güne kadar o da gönderilecek. Dördüncü tren de hazır. Bu trenler sürekli olarak Afganistan’a gidiyor” şeklinde konuştu.