Filozof NOHUTÇU’ya, Aslı Gerçek; “Hakikat ile yalan arasındaki farklar nelerdir?” diye sormuş; o da, şiirle onun sorusuna cevap vermiştir.
YELLE DEVRİLİR
Aslı GERÇEK; “Doğru haktır yıkılmaz;
Yalansa dokunsan yelle devrilir.
Hakikat değilse kahrı çekilmez
Ne riya var ise alla devrilir.
Bir anlık rahatlık verse de yalan,
Uykuyu kaçırır yattığı zaman,
Yüzde yüz sonunda olacak pişman
Gözlerden döktüğü selle devrilir.
Velakin sokan çok başını kuma,
Doğrunun pabucu atılmaz dama,
İhtiyacı yoktur sahte reklama
Değince parmaklar elle devrilir.
Hakikat çıkacak diyerek kaçar,
Attı mı ya aya, ya Mars’a uçar,
Altını pul sanıp yerlere saçar
Haramla yığılmış malla devrilir.
“Ben yaptım” olmuştur diye sevinir,
Olmayan şeyleri var der savunur,
Karadır kaşları bir de övünür
Sürmesi dökülmüş kılla devrilir.
Kin nefret iftira yalan karanlık,
Aydınlık süreksiz ömrü bir anlık,
Bu işten çok zarar görür insanlık
Sönünce mumları külle devrilir.
Kaçırma huzuru - bozma düzeni,
Unutma deftere hakça yazanı,
Aklını - kendini - vicdanı tanı
Arsızda kökünden dalla devrilir.
İçinde fırtına çıktı çıkacak,
Elbette yüzde yüz yüze bakacak,
Gizlense sarımsak yine kokacak
Çakmaysa malzeme balla devrilir.
Kandıran kandırır kendini önce,
Bellidir yalan göz göze gelince,
Her şeyin hesabı vardır bilince
İnkara bağlanan telle devrilir.
Hak gelince batıl yok olur elbet,
Güzel ahlak ister içten muhabbet,
Balçıkla sıvanmaz güneş nihayet
Kimi sözle kimi kolla devrilir.
Filozof Nohutçu görüyor gözde,
Ressam Halil, yansır ahlakı yüzde,
Berraktır suları tertemiz özde
Bulanık olanlar dille devrilir.
