GİRİŞ
8 Kasım’ın Azerbaycanlı soydaşlarımız için müstesnâ bir önemi bulunmaktadır. Sebebi ise Azerbaycan’ın adeta yeniden dirilişi anlamına gelen 8 Noyabr (Kasım) 2020 tarihinde gerçekleşen Karabağ Zaferi’ne işaret etmesidir. Bugünkü makalemizde bu konuyu paylaşacağız.
BÖLGESEL SORUNUN TARİHÎ ARKA PLANI…
Dağlık Karabağ / Karabağ [1] Sorunu, Azerbaycan ve Ermenistan arasında, etnik ve teritoryal gerekçelerle temellendirilen, yaklaşık iki yüz yıllık geçmişi olan bir ihtilaftır. Gelinen noktada Ermenistan, Karabağ ile birlikte Azerbaycan topraklarının % 20’lik bir kısmını herhangi bir hukukî dayanağı olmaksızın işgâl etmiştir. Sonrasında bu bölgesel sorun, uluslararası kurumların aracılığında çözüm bekleyen bir soruna dönüşmüştür.
Karabağ Sorunu, 19. Yüzyıl başlarında meydana gelen Azerbaycan-Ermenistan anlaşmazlığının devamı olarak günümüze kadar gelmiştir. Azerbaycan ile Ermenistan arasında süregelen söz konusu iki asırlık problem, özünde 18. yüzyıl başlarında Rusya’nın bölge ile ilgili politikaları doğrultusunda oluşturulmuş yapay bir sorundur. Buna göre 18. yüzyıldan itibaren, Rusya’nın yayılmacı politikaları doğrultusunda bölgenin demografik yapısı alt-üst edilerek, söz konusu bölge problemli hâle getirilmiştir. Taraflar arasındaki etnisite ve millî sınırlar iddiaları çerçevesinde giderek büyüyen problem, Şubat 1988 - Mayıs 1994 döneminde gerçekleşmiş bir savaş olan I. Karabağ Savaşı’nda, Ermenilerin Azerbaycan topraklarının % 20’sini işgâl etmesinin ardından konu bölgesel olmaktan çıkıp uluslararası bir sorun hüviyetine bürünmüştür.
I. KARABAĞ SAVAŞI
I. Karabağ Savaşı, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (SSC)'ne bağlı Karabağ Özerk Bölgesinin Ermenistan SSC’ye bağlanmasını isteyen Ermeniler ile bunu kabul etmeyen Azerbaycanlılar arasında düşük yoğunluklu olarak başlayan ve SSCB’nin dağılmasından sonra yüksek yoğunluklu bir çatışmaya dönüşen Şubat 1988-Mayıs 1994 tarihleri arasında gerçekleşmiş bir savaştır.
1980’li yılların sonuna doğru SSCB’nin dağılmaya yüz tuttuğu süreçte Karabağ’da yaşayan etnik Ermeniler, ayrılıkçı bir hareket başlatırlar. 1991 yılında Ermenistan ve Azerbaycan bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde, bu ayrılıkçı hareket Ermenistan ve Rusya’dan destek görerek güç kazanır. Bu savaşın 1992 yılında yaşanan yüksek yoğunluklu evresinde Karabağ bölgesinde Ermeni silahlı unsurlar tarafından Sumgayıt Pogromu (Şubat 1988) [2], Kirovabad Pogromu (Kasım 1988) gibi pogromlar ile Hocalı Katliamı (25.02.1992), Malıbeyli Katliamı (Şubat 1992), Kuşçular Katliamı (Şubat 1992) ve Maragha Katliamı (Nisan 1992) yapılmıştır.
Soğuk Savaş’ın sona ermesinden (1991) hemen sonra Ermenistan’ın ve Rusya’nın da desteğini alan Karabağ bölgesindeki Ermeniler sayı ve silah bakımından üstün kuvvetlerle bölgedeki Müslüman Türk yerleşim merkezlerine saldırarak 1991’de Hankenti’ni, 1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgâl eder. Daha sonra Laçin, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993 yılında da Ağdam'a girer. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Kubadlı ve Zengilan illerinin işgâli izler. Ermeniler bu süreçte Azerbaycan Türklerine karşı ağır katliamlar yapmış, Azerbaycan topraklarının % 20'sini işgâl etmiş, 1 milyona yakın Azerbaycanlı da yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kalmış, sonunda, 1994 yılında imzalanan Bişkek Ateşkes Anlaşması ile Karabağ bölgesindeki silahlı çatışmalara son verilmiştir. Bu savaşın faturası Azerbaycan’a çok ağır mâl olmuş, savaş nedeniyle 30.000 civarında Azerbaycanlı hayatını kaybetmiş, sadece, Ermenilerin 1992 yılında yaptığı Hocalı Katliamı’nda çok canice ve vahşi şekillerde 613 kişi öldürülmüş, 487 kişi de sakat bırakılmış, savaş nedeniyle Azerbaycan 22 milyar dolar civarında maddî zarara uğramıştır.
İHTİLAFIN YA DA I. KARABAĞ SAVAŞI’NIN TARAFLARA BEDELİ
Karabağ Sorunu gerek Azerbaycan gerekse Ermenistan’da bir takım milliyetçi hareketlere ve millî bilincin güçlenmesine katkı sağlamıştır. Bununla birlikte söz konusu sorun, her iki ülkeye de ciddî zarar vermiştir. Yaşanan çatışmalar sonucu kabaca 750.000 Azerbaycanlı, 350.000 Ermeni olmak üzere bir milyon civarı insan mülteci konumuna düşmüştür. Bunun yanı sıra Karabağ Sorunu sebebiyle her iki ülkede de demokratikleşme ve normalleşme hareketleri ciddi bir şekilde sekteye uğramıştır.
Çatışma, Azerbaycan’ı 1990’lı yıllarda politik ve ekonomik olarak oldukça güçsüz bırakmıştır. 1991-1995 yılları arasında Azerbaycan altı kez devlet başkanı değiştirmiştir. Politik istikrarsızlık, birçok konuda önemli olumsuzluklara yol açmış; ülkede darbeler ve suikast girişimleri birbirini izlemiştir. Bununla birlikte çatışmanın Ermenistan’a ödettiği bedelin de az olduğu söylenemez. Hatta bazı yazarlara göre söz konusu anlaşmazlıktan Ermeniler de en az Azerbaycanlılar kadar zarar görmüştür. Hiçbir doğal kaynağı olmayan Karabağ, Ermenistan ekonomisine yük olurken, Ermenistan, tüm bölgesel entegrasyon çabalarının dışında kalmış, adeta kendi kendisini izole etmiştir.
Karabağ Sorunu, uzun yıllar sadece bölgede bulunan iki ihtilaflı ülkenin gelişimini engellemekle kalmamış bunun da ötesinde gerek Karadeniz gerekse Hazar havzasının ekonomik gelişiminin ve bölgesel entegrasyonun en önemli engellerinden biri olarak varlığını sürdürmüştür.
II. KARABAĞ SAVAŞI, DEMİR YUMRUK HAREKÂTI VE VATAN MUHAREBESİ
Ermenistan silahlı güçlerinin 11 Temmuz 2020 tarihinde Azerbaycan'a ait (Gence'nin kuzey batısında ve sınıra mücavir) Tovuz'a saldırması üzerine başlayan düşük yoğunluklu çatışmalar 27 Eylül 2020 tarihinde iki ülke arasında Karabağ merkezli bir savaşa dönüşmüştür.
1992 yılında gerçekleşen I. Karabağ Savaşında kaybedilen Karabağ bölgesindeki vatan topraklarını geri almak üzere 20 Eylül 2020 tarihinde Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından Karabağ bölgesinde Ermenistan ordusu ve Ermenistan uydusu sözde Karabağ yönetimi arasında 2020 Karabağ Muharebesi, II. Karabağ Muharebesi, Demir Yumruk Harekâtı ya da Vatan Muharebesi gibi isimlerle anılan harekât - harp / savaş hâli başlamıştır.
Devam eden askerî harekatta (muharebelerde) Suşa, Ağdam, Fuzulî, Kubadlı, Zengilan, Cebrayil, Hocavend, Zengezur, Laçin, Kelbeçer, Ağdere ve Hankenti'nin kurtarılmasıyla 1992 yılından beri işgâl altındaki Karabağ bölgesi önemli ölçüde Ermeni işgâlinden kurtarılmıştır.
VE ZAFER…
Karabağ'ın ikinci en büyük şehri Şuşa'nın 8 Kasım'da Azerbaycan'ın kontrolüne geçmesi ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın da yenilgiyi kabul ederek ateşkes istemesi üzerine 9 Kasım 2020 tarihinde, Rusya Devlet Başkanı Putin'in arabuluculuğu ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Ermenistan başbakanı Paşinyan tarafından Ateşkes Antlaşması imzalanarak Karabağ bölgesindeki tüm silahlı çatışmalara 10 Kasım 2020 tarihinde Moskova saati ile 00.00 itibarıyla son verilmiştir. Suşa’nın kurtarıldığı gün olan 8 Kasım, 2021 yılından tarihinden Azerbaycan’da ve yurt dışı temsilciliklerde “8 Noyabr Zafer Günü” olarak kutlanmaktadır
KARABAĞ’DAKİ SON GELİŞMELER
2020 yılındaki II. Karabağ Savaşı,10 Kasım 2023 tarihinde Rusya’nın arabuluculuğunda imzalanan bir ateşkes anlaşmasıyla sona ermiş olmakla birlikte bölgedeki gerilim sona ermemiş, dönem dönem gerginlikler yaşanmıştı.
Azerbaycan 19 Eylül'de Karabağ'da "terörle mücadele" operasyonu başlattığını duyurarak bölgedeki Ermeni güçlere teslim olmaları ve (2 Eylül 1991 tarihinde ilan edilmiş olan “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti” isimli) ‘yasa dışı (sözde) rejime’ son vermeleri çağrısı yapmış, Azerbaycan Savunma Bakanlığı da Karabağ'daki Ermeni güçlerini Azerbaycan Ordusu mevzilerini ‘sistematik top ateşine tutmakla’ suçlamış, Ermenistan Savunma Bakanlığı ise, Ermenilerin ateş açtığı iddiasının gerçeklerle bağdaşmadığını söylemiştir. Dağlık Karabağ’daki Ermeni güçler, Azerbaycan’ın askerî operasyon başlatmasından 24 saat sonra ateşkesi kabul etmiştir.
BBC Türkçe’ye konuşan Oxford Üniversitesi’nin Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları bölümü öğretim üyesi Dr. Leyla Aliyeva, "Azerbaycan’ın, 2020’deki savaşı bitiren anlaşma kapsamındaki Karabağ’ın silahsızlanması gibi maddelerin hayata geçmemesi üzerine bu operasyonu başlattığını" belirtmiştir. BBC Türkçe’nin görüştüğü, Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki düşünce kuruluşu Bölgesel Çalışmalar Merkezi’nin direktörü Richard Giragosian da, "2020’den sonra savaşın aslında tam olarak bitmediğini, Azerbaycan’ın son operasyonunun da Azerbaycan açısından Karabağ’ı kontrol altına almak amacıyla sürdürdüğü operasyonların bir devamı olduğunu" ifade etmiştir.
Karabağ bölgesinde yaşanan bahse konu önemli gelişmelerin ardından 28 Eylül’de Ermenistan Başbakanı Paşinyan, önümüzdeki günlerde Karabağ'da hiçbir Ermeni'nin kalmayacağını açıklamış, Paşinyan'ın sözcüsü de Karabağ'daki toplam 120 bin etnik Ermeni'den 65 bin 36'sının Ermenistan'a geçtiğini söylemiş, Karabağ’daki Ermeniler tarafından 2 Eylül 1991 tarihinde ilan edilmiş olan sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Samvel Shahramanyan da 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren tüm devlet kurumlarını fesheden bir kararname imzaladığını duyurmuştur.
Eşzamanlı olarak da Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic de "Azerbaycan hükümetini Karabağ bölgesinde kalan etnik Ermenilerin güvenliğini sağlamaya ve eşit muamele görme ve şiddet, gözdağı ve nefretten korunma hakları da dahil olmak üzere insan haklarına saygı göstermeye çağırıyorum. Yaralılar, bakıma muhtaç kişiler, yaşlılar, kadınlar ve çocuklar gibi hassas gruplar özellikle korunmalı. Yetkililer ayrıca, evlerine güvenli ve onurlu bir şekilde dönme hakkı da dahil olmak üzere, ülkeyi terk edenlerin haklarına tam olarak saygı gösterilmesini sağlamalı." açıklamasında bulunmuştur. Aynı gün içerisinde Birleşmiş Milletler'den yapılan açıklamada ise Karabağ'a giden BM heyetinin, Ermeni sivillere yönelik şiddet uygulandığına ilişkin tespite rastlamadığını, bölgede sivil altyapıların hedef alınmadığının görüldüğü, ne yerel halktan ne de başkalarından, ateşkesin ardından sivillere şiddet uygulandığına dair herhangi bir rapora rastlamadığı, BM heyeti tarafından tarımsal altyapının tahrip edildiği ya da hayvanların öldüğünün görülmediği bildirilmiştir.
Bu gelişmeler üzerine Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı da Karabağ'da yaşayan Ermeni sakinlerin Ermenistan'a veya başka bir ülkeye taşınma kararının Azerbaycan ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirtmiş, Azerbaycan devleti de ülkeye entegre şekilde yaşamak isteyen Ermeni sakinler için kayıt süreci başlatmıştır. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi de Karabağ'daki Ermeni sakinlerin, din ve inanç özgürlüğüne sahip olacaklarını ve dillerini kullanabileceklerini, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde Azerbaycan Anayasası, kanunları ve uluslararası yükümlülükleri esas alınarak yürütülecek olan entegrasyon sürecinin detaylarını (Ermeni sakinlerin yaşadığı bölgelerde yönetimin Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın özel temsilcisi aracılığıyla yürütüleceği, Ermeni toplumu üyelerinin özel temsilciliğinin çalışmalarında yer alabileceği, bölgede belediyeler kurulacağı ve seçimlerin yapılacağı, bölgenin asayişinin Azerbaycan İçişleri Bakanlığınca sağlanacağı, Ermeni sakinlerin de kamuya personel olarak alınabileceği, bölgedeki fizikî ve sosyal altyapıların (eğitim, sağlık, enerji, gaz, su, yol, iletişim) belirli sürede ülkenin ortalama gösterge seviyesine getirileceği, vergi ve gümrük imtiyazlarını içeren teşvik paketi uygulanacağı, bölgede Azerbaycan'ın ulusal para birimi ‘Manat’ın kullanılacağı, Ermeni çiftçilere sübvansiyon verileceği, Ermeni sakinlerin kendi kültürlerini koruma ve geliştirme hakkına sahip olacakları, Ermeni sakinlerin din ve inanç özgürlüğüne sahip olacakları ve dillerini kullanabilecekleri, Ermeni anıtlarının devlet tarafından korunacağı) açıklamıştır.
SONUÇ…
Kardeş Azerbaycan Halkının 8 Noyabr Zafer Günü kutlu olsun.
© 2023. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
SONNOTLAR
[1] Dağlık Karabağ / Karabağ: Gerek SSCB döneminde gerekse daha önceki dönemlerde her yönüyle Azerbaycan’ın bir parçası olarak kabul edilen Dağlık Karabağ, eski Karabağ vilayetinin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Ancak günümüzde konuyu ele alanlar, bölgeyi kısaca “Karabağ” şeklinde adlandırmaktadırlar. 17. ve 18. yüzyıllarda Karabağ’ın sınırları güneyde Aras, kuzeydoğuda Hakari nehrine, kuzeybatıda Zegamçay’a, kuzey ve kuzeydoğuda Kura nehrine, güneydoğuda ise Gustaşfi’ye kadar uzanmaktaydı. Dönemin coğrafyası ile ilgili bilgi veren tarafsız ve birinci el kaynaklarda, tarihi olarak Arran eyaletinin bir bölgesi olan Karabağ, Ermeni bölgesine, sınır olarak gösterilmektedir. Kura ve Aras sularıyla sulanan Karabağ toprakları, yüksek ürün veren verimli bir bölgedir. Bunun yanı sıra tarihi olarak dünyada en iyi ipeğin üretildiği yerlerden biri de Karabağ’da, Kura nehrinin kenarıdır. 4.392 km2’lik Karabağ, coğrafi olarak Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı kısmında; Kür, Aras nehirleriyle günümüzde Ermenistan sınırları içinde bulunan Gökçe gölü arasındaki dağlık bölge ile bu bölgeye bağlı ovalardan oluşan bir yerdir. 1990’lı yıllarda bölgenin Ermenistan tarafından işgaline kadar, Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi, bütünüyle Azerbaycan toprakları ile kuşatılmış olup başka bir ülke ile herhangi bir sınırı bulunmamaktaydı. Karabağ bölgesi, ekonomik açıdan sınırlı olmakla birlikte, coğrafi konumu itibariyle Ermenistan ve İran’ı kontrol edebilecek jeopolitik bir öneme sahip bir noktada bulunmaktadır. Bu sebeple söz konusu bölge hakkındaki anlaşmazlık, ekonomik olmaktan ziyade tarihi ve politik temelli olarak değerlendirilebilir.
[2] Pogrom; dinsel, etnik veya siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan şiddet hareketleri olup bu şiddet hareketleri genellikle evleri, iş yerlerini veya ibÂdet yerlerini tahrip etmek, insanları dövmek, yaralamak, tecavüz etmek veya öldürmekten oluşur.
KAYNAKLAR
---; “Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ'daki son operasyonunun bölgedeki sonuçları ne oldu?”, 26.10.2023, https://www. bbc.com/turkce/articles/c4nvxmlzkeko, Erişim Tarihi: 08.11.2023.
---; “Dağlık Karabağ'da son durum: Paşinyan, bölgede hiçbir Ermeni'nin kalmayacağını açıkladı”, 28.09.2023, https:// www.ntv.com.tr/galeri/dunya/daglik-karabagda-son-durum-pasinyan-bolgede-hicbir-ermeninin-kalmayacagini-acikladi, KDLw12NTz0iQDoOA-d6IlQ/aVD1Z4wTfU6Zoq9cMvPpVg, Erişim Tarihi: 08.11.2023.
---; “Dağlık Karabağ'da son durum: Ermenistan ve Rusya'dan 'ateş açıldı' iddiası”, 02.10.2023, https://tr.euronews.com/2023/ 10/02/daglik-karabagda-son-durum-ermenistan-ve-rusyadan-ates-acildi-duyurusu, Erişim Tarihi: 08.11.2023.
----; “Dağlık Karabağ’da son durum: Ayrılıkçı hükümet dağıtılıyor, bölgeden kaçış devam ediyor”, 26.10.2023, https://medyascope. tv/2023/09/28/ daglik-karabagda-son-durum-ayrilikci-hukumet-dagitiliyor-bolgeden-kacis-devam-ediyor/, Erişim Tarihi: 08.11.2023.
Çeliksoy, Emine; “İkinci Karabağ Savaşı’nda Şuşa’nın Rolü ve Türkiye- Azerbaycan İşbirlikleri”, Yıl 2021, Cilt: 6 Sayı: 4, 31.12.2021, “chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/ 21461 99”, Erişim Tarihi: 08.11.2023.
Özyılmaz, Emine Vildan; “Geçmişten Günümüze Dağlık Karabağ”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 15 /2 (2013), chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/287257, Erişim Tarihi: 08.11.2023.
Paksoy, İrfan, “Gözün Aydın, Oğlumuz Vatan Yolunda Şehit Oldu!”, 31.01.2022, https://www.millidevletgazetesi.net/ KoseYazisi/gozun-aydin-oglumuz-vatan-yolunda-sehit-oldu-4608, Erişim Tarihi: 08.11.2023.
Sarıkaya, Yalçın; “44 Gün Savaşı: Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi”, https://www.tasav.org/media/k2/attachments/TASAV-Rapor_44GunSavasi-AzerbaycaninKarabagZaferi_AralC4B1k2020.pdf, Erişim Tarihi: 08.11.2023.