"Her şeye kâdir olan Allah'a yemin ederim ki, köle olmayacağız!"
Aliya İZZETBEGOVİÇ
GİRİŞ…
Bugün 1992 yılında bağımsızlığını kazanan Bosna-Hersek’in Cumhurbaşkanlığı Konseyinin ilk başkanı olan Merhum Aliya İzzetbegoviç’in (1925-2003) vefatının 20. yıldönümü. Bugünkü ve yarınki makalelerimiz ile merhumu yâd edeceğiz.
ÖZYAŞAMI …
8 Ağustos 1925 tarihinde Bosna Hersek'in Bosanski Samac şehrinde doğmuş olan Aliya henüz 3 yaşındayken ailesiyle Saraybosna'ya taşınmış, eğitimini burada sürdürmüş, daha gençlik yıllarında ülkedeki Müslüman nüfusa yönelik ayrımcılığa başkaldıran isimler arasında yer almıştır.
II. Dünya Savaşı devam ederken Hırvatistan'daki faşist Ustaşa (Hırvat Devrimci Hareketi) Alman ve İtalyanlar sayesinde ve bu devletlerin kuklası mâhiyetinde 10 Nisan 1941 - 8 Mayıs 1945 arasında varlığını sürdürecek olan Almanya Bağımsız Hırvatistan Devleti’ni kurarlar. Kuruluş aşamasında Hersek’i de [1] ilhak eden bu kukla devleti fiilen Ustaşalar yönetir. Ustaşalar, kısa süren iktidarları döneminde hem Hırvatların hem de Yugoslav toplumunun unutamadığı katliamlara imza atar. Ülkedeki Müslümanlar “Hırvat” ilan edilirken, Yahudi, Sırp ve Romanlar büyük zulümlere maruz kalmış, Müslüman olan Boşnaklar ve rejimle aynı fikirde olmayan Hırvatlar da bu zulümden nasibini almıştır. Diğer yandan, (bu dönemde) ırkçı Sırpların oluşturduğu ve ana hedefi de Sırp olmayan tüm milletleri bölgeden tamamen temizlemek olan Çetnik [2] hareketi de etkin olduğu bölgelerde Müslüman Boşnaklar'ı katletmeye başlamıştır.
Aliya, Yugoslavya Krallığı [3] döneminde, temel hedefi ülkedeki Müslüman Boşnakları dinî ve millî konularda bilinçlendirmek olan Mlada Müslümani (Genç Müslümanlar) [4] isimli oluşumun öne çıkan isimleri arasında yer almıştır. Bu oluşum, Müslümanların ülkedeki diğer etnik ve dinî gruplarla eşit haklar elde etmesini amaçlıyor, aynı zamanda Çetnik ve Ustaşa'ların yıktığı Müslüman evleri ve camilerin yeniden inşası için çalışıyordu.
Savaşın ardından kurulan Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti, [5] faşizme galip gelse de dinî ve millî konularda Müslüman Boşnakların sorunlarına çözüm olmamıştır. Aralarında Aliya'nın da bulunduğu "Mladi Müslümani" teşkilatının bazı üyeleri, "din şuurunun uyandırılması" yönündeki faaliyetleri nedeniyle 1946 yılında tutuklanmış, ardından Aliya üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Hapis cezasının infazı sonrasında ziraat fakültesine kaydolan Aliya, iki yıl sonra da hukuk fakültesini geçmiş ve buradan mezun olmuştur. 1949 yılında Halida Hanım ile evlenen Aliya'nın Leyla, Sabina ve Bakir adlarında üç çocuğu oldu.
Marksist-Leninist görüşlere sahip Josip Broz Tito liderliğindeki Yugoslavya'da da insan hakları için mücadelesini sürdüren Aliya, "Preporod", "Takvim" ve "Glasnik" gibi gazete ve dergilerde kimliğini ifşâ etmeden (çocuklarının baş harflerinden oluşan "LSB" mahlası ile) yazılar yazmıştır.
İslam dünyasının içinde bulunduğu durumla da yakından ilgilenen Aliya’nın, 1960'larda yazmaya başladığı "İslam Deklarasyonu" isimli eseri 1970 yılında yayınlanmış, Tito'nun 1980 yılında ölmesiyle Yugoslavya'da aşırı milliyetçi söylemler yeniden sahneye çıkmış, o yıllarda ceza kanununa "ifade suçu" da eklenmiş, yazdığı "Doğu ve Batı Arasında İslam" isimli eseri yayınlanmadan hemen önce, 1983 yılında beraberindeki on iki Müslüman aydınla tutuklanmış, "Saraybosna Süreci" olarak adlandırılan dava başlamış, kendisi ve diğer Müslüman aydınlar, ifadeleri ve organize örgüt kurarak düşmanca faaliyette bulunmaları kapsamında itham edilerek yargılanmışlardı. Mladi Müslümani teşkilatının üyesi Aliya, duruşma salonundaki savunmasını şu sözlerle tamamlamıştı:
“Ben bir Müslüman’ım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslâm davasının bir neferi olarak kabul ediyorum ve son günüme kadar da böyle hissedeceğim. Çünkü İslâm, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adı; dünyadaki Müslüman halklar için daha iyi bir gelecek vaadinin ya da umudunun, onlar için onurlu ve özgür bir hayatın, kısacası benim inancıma göre uğrunda yaşanmaya değer olan her şeyin adıdır.”
Duruşma sonunda Aliya başta olmak üzere, üyelerine cezalar yağdırılan Genç Müslümanlar, kuruluşundan partileşme süreçlerine kadar, Yugoslavya’da çizgisi bu sözlerle özetlenebilecek bir duruşun mücadelesini verecekti.
Mahkûmiyet kararı, "İslam Deklarasyonu" isimli kitabındaki ifadelerine dayandırılan ve on dört yıl hapse mahkûm edilen Aliya hapiste geçirdiği dönemde de yazmaya devam etmiş, "Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar:1983-1988" isimli eserini burada kaleme almış, 1988 yılında afla serbest bırakılmıştır.
Aliya, 1990 yılından kurulan ve bugün de Bosna Hersek'teki Boşnakların en büyük partisi konumundaki Demokratik Eylem Partisinin (SDA) ilk genel başkanı seçilmiş. SDA, ilk çok partili seçimde ülkede en çok oyu alırken, Aliya da Yugoslavya'daki altı sosyalist cumhuriyetten biri olan Bosna Hersek'in başkanı olmuştur.
1990'ların başında dağılmaya sürecine giren Yugoslavya’da Yugoslav Halk Ordusu (JNA) 1991'de Slovenya'da çatışmaları provoke ederken, kısa bir zaman sonra Hırvatistan'da da çatışmalar başlamış, çatışmalar, 1991 yılında Bosna Hersek'in Ravno ve Popovo köylerine de sıçramıştır.
Yugoslavya'nın dağılma sürecine girmesiyle Bosna-Hersek'te de bağımsızlık konusu gündeme gelmiş, bağımsızlık referandumu 29 Şubat-1 Mart 1992 tarihlerinde yapılmış, Bosnalı Sırpların büyük çoğunluğunun boykot ettiği bu referanduma katılanların % 99,7'si bağımsız Bosna Hersek'e "evet" demiştir. Referandumun ardından JNA, silahlandırdığı milisler ve Sırp gruplar, Bosna Hersek'in farklı şehirlerinde saldırılara başlamış, Aliya, tüm Bosnalıları bu saldırılara karşı koymaya çağırmış, Boşnaklar Aliya'nın liderliğinde çetin bir mücadele vermiş, Sırp milis gruplar, kadın ve çocuklar da dâhil sivillere yönelik büyük katliamlar yapmış, insanlar evlerinden sürülmüş, kadınlara tecavüz edilmiş, Müslümanların meskûn olduğu yerlerde İslam'a dair ne varsa yok edilmiş, toplama kamplarında insanlara akıl almaz işkenceler yapılmış, ülkenin bağımsızlığını savunanlar, kuzeyde ve doğuda Sırplara karşı savaşırken, güneyde ve batıda ise Hırvatlara karşı çetin bir mücadele vermiş, Sırp güçleri tarafından 3,5 yıl kuşatma altında tutulan başkent Saraybosna'nın yanı sıra Prijedor, Bijelina, Zvornik, Visegrad, Srebrenitsa, Foça gibi birçok şehirde büyük katliam ve soykırımlar yaşanmıştır.
Dayton Barış Anlaşması ile 1995 yılında sona eren savaşın bilançosu çok ağır olmuş, savaşta 200.000’e yakın insan ölmüş, 1.000.000’dan fazla insan da evini terk etmiştir.
Aliya, imzalanan barış anlaşması ile silahları sustursa da ülkeye karmaşık bir siyasî yapı getiren Dayton Barış Antlaşmasına ilişkin, "Bu adil bir barış değil, ancak savaşın sürmesinden daha iyidir." ifadelerini kullanmıştır.
Bahse konu anlaşma ile Bosna-Hersek “Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti” isimli iki entite (tüzel kişilik) ile Brçko Özerk Bölgesi'ne ayrılmış, Bosna Hersek Federasyonu da 10 kantondan oluşmuştur.
Savaşın ardından yapılan ilk seçimde, Aliya İzetbegoviç bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı ve daha sonra da Devlet Başkanlığı Konseyi'nin ilk başkanı olmuştur.
Aliya, 2000 yılında sağlık sorunları nedeniyle Devlet Başkanlığı Konseyi'ndeki görevinden istifa ederken, partisinin 2001'deki kongresinde de genel başkanlığa aday olmayacağını açıklamıştır.
Bosna Hersek halkına uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan Aliya İzetbegoviç, 19 Ekim 2003 tarihinde başkent Saraybosna'da vefat etmiştir.
Cenazesine farklı ülkelerden 150.000’den fazla insanın katıldığı Boşnak lider, vefatından önce "şehitlerin arasında mütevazı bir mezara defnedilmek istediğini" vasiyet etmesi üzerine Saraybosna'daki Kovaçi Şehitliği'ne defnedilmiştir.
Bilge kişiliğiyle de tanınan Aliya, ardında "Doğu ve Batı Arasında İslam", "İslam Deklarasyonu", "Özgürlüğe Kaçışım", "Tarihe Tanıklığım" ve "Köle Olmayacağız" gibi eserler bırakmıştır.
Ruhu şâd olsun.
© 2023. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
SONNOTLAR
[1] Hersek: Hersek, merkezinde kabaca Mostar şehri olan Adriyatik Denizi'ne bir çıkış koridoruna sahip Dinar Alpleri'ndeki tarihsel ve coğrafi bölge, günümüzde Bosna-Hersek'in güney bölümünü oluşturmaktadır. Hersek'in yüzölçümü 9.948 km²'dir. Hersek ile Bosna arasında belirgin bir sınır yoktur.
[2] Çetnik: "Büyük Sırbistan" ideolojisinin savunucuları olan ve köken olarak “çete” kelimesinden türeyen Çetnik hareketi, tüm Sırpları tek çatı altında toplamayı amaçlayan paramiliter bir yapı olarak Balkan Savaşları'nın hemen öncesinde ortaya çıkmıştır. Sırbistan merkezli Çetnik hareketinin Yugoslavya topraklarındaki varlığı, 1903 yılına dayanmaktadır. İlk Çetnik oluşum, bugünkü Makedonya topraklarına geçerek, burada Osmanlı Devleti'ne karşı mücadele başlatmış, 1903-1908 yılları arasında Osmanlı tebaası olan Müslümanlara ve Bulgarlara yönelik kanlı eylemler gerçekleştirmiştir. Çetnik hareketi, özellikle I. ve II. Dünya Savaşı arasında büyüyerek, Sırp topraklarını Boşnak, Hırvat, Arnavut, Makedon ve diğer etnik gruplardan temizlemeyi hedef olarak belirlemiştir. II. Dünya Savaşı'nda işgalci Mihver kuvvetlerine ve onların Hırvat işbirlikçilerine karşı direnen Çetnikler, bu süre zarfında daha çok Yugoslavya'nın eski devlet başkanı Tito'ya bağlı komünist gerilla hareketi Partizanlarla savaşmıştır. en önemli Komünist bir Yugoslavya değil, krallıkla yönetilen bir Yugoslavya isteyen Çetnikler, 1941 yılında Partizanlarla çatışmaya başlamış, II. Dünya Savaşı yıllarında Yugoslavya topraklarında sadece Sırp olmayan halkları değil, kendileriyle aynı tarafta olmayan Sırpları da hunharca katletmiştir. Tito'nun Yugoslavyasında yasaklanan ve savunucularının büyük çoğunluğu yurt dışına göç eden/kaçan Çetnikler, Tito'nun 1980'de hayatını kaybetmesinin ardından yeniden ön plana çıkmaya başlamıştır. Bosna Hersek'te 1992-1995 arasında yaşanan ve büyük katliamların ve soykırımın meydana geldiği savaşta da Çetnik hareketi mensupları farklı isimler ve gruplar altında da olsa ön planda olmuştur. İsimleri farklı olsa da halk arasında "Çetnikler" olarak anılan bu paramiliter gruplar, özellikle Bosna Hersek'in doğu kesiminde şehirlerde ve Hırvatistan'ın doğusundaki bölgelerde birçok katliam gerçekleştirmiştir.
[3] Yugoslavya Krallığı (Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı): I. Dünya Savaşı sonunda dağılan Sırbistan’ın siyasî mirası üzerinde 1 Aralık 1918 tarihinde kurulan Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı tarihte ilk kez Güney Slavların (Yugoslavlar) tek bir devlet çatısı altında bir araya geldiği bir devletti. Ancak kuruluşundan itibaren devletin siyasî yapısı konusunda temelde Hırvatlar ve Sırplar arasında yaşanan çatışma devleti bir meşruiyet krizi içerisine sokmuştur. Hırvatlar kendi federe yönetimlerine sahip olabilecekleri federal bir yapının oluşturulmasını talep ederken Sırplar Büyük Sırbistan idealini gerçekleştirebilmek amacıyla merkeziyetçi bir devlet yapısında ısrarcı olmuşlardır. I. Dünya Savaşı sonrasının şartlarında kurulan Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı (1929’dan itibaren Yugoslavya Krallığı) siyasal yaşamında Sırplar, sözde parlamenter bir rejim altında, Hırvat taleplerini görmezden gelerek devleti kendi denetimleri altına almışlar, bu da devletin meşruiyetini Hırvatların gözünde ortadan kaldırmış, devletin varlığını kırılgan hâle getirmiş ve Hırvat milliyetçiler artan bir şekilde Yugoslavya dışında bağımsız bir Hırvat devletinin kurulması çabası içinde olmuşlardır. Eylül 1939’da II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Avrupa’daki güç dengesinin bozulması üzerine Hırvatlar faşist Ustaşa rejimi yönetiminde bir devlet kurarak Hırvatistan’ın “bağımsızlığını” gerçekleştirmişlerdir. Faşist Hırvat Ustaşa rejimi devleti homojen bir devlet olarak kurgulamış ve Hırvatistan nüfusunun %12-15’ini oluşturan Sırpları yok ederek ve/veya sürerek bu yöndeki ideallerini gerçekleştirmeye çalışmıştır. Buna karşılık Sırplar da 19. yüzyılda formüle edilmiş olan Büyük Sırbistan projesini hayata geçirmek için harekete geçmişlerdir. II. Dünya Savaşı sırasında Sırp Çetnikler Yugoslavya’yı oluşturan diğer ulusların mensuplarını Büyük Sırbistan’a dâhil olduğunu düşündükleri bölgelerden kovarak ve/veya öldürerek kendi siyasi planlarını uygulamaya sokmuşlardır. Buna karşılık Yugoslavya Komünist Partisi denetimindeki Partizan hareketi de federalizme dayalı bir devlet kurmak için mücadele etmiştir. II. Dünya Savaşı koşullarında kendi siyasi planlarını gerçekleştirmek için çalışan Hırvat Ustaşalar, Sırp Çetnikler ve Partizanlar hem birbirleriyle mücadele etmişler hem de zaman zaman taktiksel olarak iş birliği yapmışlardır.
[4] Mladi Müslümani: Bosna’da İslâmî uyanışın en önemli lokomotifi olan Genç Müslümanlar teşkilatı aynı zamanda ülkenin siyasî kaderinin değişmesinde de önemli bir rol üstlenmiş; eylemi ve entelektüel birikimi beraber götüren yapısıyla, Bosna’ya birçok şair ve fikir adamının yanı sıra, Aliya İzzetbegoviç gibi son yüzyılın en önemli Müslüman liderlerinden birini de kazandırmıştı.
[5] Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti: Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti Balkanlar'da II. Dünya Savaşı'ndan sonra Tito önderliğinde kurulan, Tito’nun 1980 yılında ölümü üzerine dağılma sürecine giren ve 1992 yılında da dağılana kadar varlığını sürdüren sosyalist federal cumhuriyet. Bu devletin bulunduğu coğrafyada bugün Bosna-Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Kuzey Makedonya, Karadağ, Slovenya ve Kosova bulunmaktadır.
KAYNAKLAR
---; “Aliya İzzetbegoviç kimdir? İşte Aliya İzzetbegoviç’in hayatı”, https://www. http://cnnturk.com/ .../aliya izzetbegovic-kimdir-iste..., Erişim Tarihi: 10.10.2022.
---; Bosna da bir Osmanlı bilgesi: Aliya İzzetbegoviç, 28.10.2006, https://www.milligazete.com.tr/haber/1012386/bosna-da-bir-osmanli-bilgesi-aliya-izzetbegovic, Erişim Tarihi: 15.10.2023.
Demir, Hakan; “II. Dünya Savaşı’nda Yugoslavya (1939-1945): “Hırvat Ustaşalar, Sırp Çetnikler ve Komünist Partizanlar”, Karadeniz Araştırmaları, XIV/55 - Güz 2017, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/ 2239944, Erişim Tarihi: 15.10.2023.
Devrim, Melishan; “Ustaşa faşizmi dersleri: Soykırım anıtı barış getirir mi?”, 27.09.2020, https://www.gazeteduvar. com.tr/kultur-sanat/2020/03/01/ustasa-fasizmi-dersleri-soykirim-aniti-baris-getirir-mi, Erişim Tarihi: 15.10.2023.
Gül, Kayhan, “‘Büyük Sırbistan’ İdeolojisinin Savunucuları: Çetnikler”, 01.04.2016, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ buyuk-sirbistan-ideolojisinin-savunuculari-cetnikler/547515, Erişim Tarihi: 15.10.2023.
Hayırlı, Alişan; Balkan Gezisi, https://www.celikhanhaber.com/makale/balkan-gezisi-3157.html, Erişim Tarihi: 15.10.2023.
Olcay, “Ülkü; “Aliya İzzetbegoviç’in Hayatı ve Eserlerine Dair”, 03.04.2021, http://www.dibace.net/fikir-yorum/aliya-izzetbegovicin-hayati-ve-eserlerine-dair/, Erişim Tarihi: 15.10.2023.
Reşid, İbrahim, “Mladi Müslümani”, 08.08.2023, https://www.gzt.com/mecra/mladi-muslumani-3425237, Erişim Tarihi: 15.10.2023.