Asılsız Ermeni İddiaları-2 (Van'daki Katliam ve Mccarthy'nin Tespitleri

Asılsız Ermeni İddiaları-2 (Van'daki Katliam ve Mccarthy'nin Tespitleri
08-04-2025

ABD’li Orta Doğu tarihçisi Justin McCarthy

“20 Nisan 1915 tarihinde Van’da başlattıkları isyanın ardından

Mayıs ayı ortasında Rus kuvvetleri ile birlikte Van’ı ele geçiren

Ermenilerin bölgedeki tüm Müslümanları öldürdüğünü”

belirtmektedir.

GİRİŞ…

Asılsız Ermeni iddialar kapsamında hazırlanan bu makale dizisinin ilk bölümü olan bir önceki makalede Rusya’da 1917 yılında Çarlık monarşisinin sona ermesiyle sonuçlanan Şubat Devrimi, bundan sekiz ay sonra meydana gelen ve Rusya’daki merkezî idarenin Bolşeviklerin eline geçmesiyle sonuçlanan Bolşevik Devrimi ve Rusya’da meydana gelen bu gelişmeler üzerine Rus Kafkas Cephesinin çökmesinden bahsetmiştik. Bugünkü makalemizde de 1915 baharında Van’da meydana gelen Ermeni İsyanı esnasında Van ve kâzâlarında Ermeni milislerin yaptıkları Müslüman katliamı ile bu konuya,  arşivlere ve politikacıların konuya ilişkin yaklaşımları hakkında ABD’li Orta Doğu tarihçisi Prof.Dr. Justin McCarthy’nin tespit ve değerlendirmelerinden bahsedilmektedir.

Van’daki Bir Taşnak Çetesi

VAN’DAKİ MÜSLÜMAN KATLİAMI

Dağıstan ve Türkistan’a gitmek üzere İstanbul’da teşkil olunan seferî kuvvetlerden 5. Seferî Kuvvet, Sarıkamış Yenilgisi sonrasında 3. Orduyu takviye etmek üzere Erzurum’a gönderilmişti. Mart 1915 ayında da Van kırsalında Ermeni Ayaklanması başlamıştı. Takiben Ermeni köylüler Van kentine sızmış, Müslüman köylerine saldırmış ve yerel aşiretler de bu saldırılara karşılık vermişti. 20 Nisan’da da Van’daki Ermeniler, Duyûn-u Umûmiye (Genel Borçlar İdaresi Kurumu) ve postahâne binaları ile Müslüman ahâlinin evlerini yakarak isyan ettiler.

Ermeni çeteler ve milis kuvvetleri diğer yerlerde ve kazâlarda da jandarmalarla çarpışmaya başlar. Ermeni ahâlinin çoğunlukta olduğu yerlerden çekilmek isteyen memurlar ve aileleri buna fırsat bulamadan Ermeni çeteler ve silahlı milisler tarafından vahşice katledilir.

I. Dünya Savaşı yıllarında Van’ın Zeve ve civar köylerinde 

Ermeni çeteler tarafından kayda değer sayıda Müslüman katledilmiştir.

Zeve ve civar köylerde Ermeni çeteler tarafından katledilen

2.500 Müslüman anısında oluşturulan Zeve Şehitliği'ndeki bulgular,

Ermeni çetelerinin yaptığı mezalimin boyutunu ortaya koymaktadır.

(Üstte ve altta)

20 Nisan’dan Mayıs ayı ortasına dek Van’da devam eden Ermeni İsyanında, Ermeni çete ve silahlı milislerin yaptığı vahşet, katliam boyutuna varmıştı. Osmanlı Başkumandanlık makamı tarafından katliamın durdurulması ve asayişin temini için Van’a birlikler sevk edilmiş, bu çerçevede Van Jandarma Tümeni ile Tebriz’e gitmesi emredilen ve 15 Nisan’da Rus Kafkas Ordusu birlikleri ile yaptığı Dilman Muharebesi’nden başarısızlıkla çıkmış olan Osmanlı 1. Seferî Kuvvetinin Van’daki isyana müdahale için takviye kuvvet olarak Van’a doğru yürümesini emredilmiştir.

1. Seferî Kuvvetin Van’a dönmede geç kalması sonucu 16/17 Mayıs gecesi Van bölgesi General Turuhin komutasındaki Rus kuvvetlerinin eline geçer. Rus kuvvetleri Van’ı işgâl ettiklerinde kentte Ermeni çete, silahlı milis ve askerî birliklerinin neredeyse bir aydır sürdürdükleri katliamı durduracak herhangi bir güç de kalmamıştı.

 

MCCARTHY’NİN TESPİTLERİ…

Merkezi Londra’da bulunan ve kısa adı BITAF olan Britanya-Türk İlişkileri Enstitüsünün düzlendiği toplantıda konuşan Osmanlı, Balkanlar ve Ortadoğu uzmanı ABD’li tarih profesörü Justin Mc Carthy, I. Dünya Savaşı tehlikesi karşısında Osmanlı Ordusu seferberlik durumuna geçerken Ermenilerin kendi ülkelerine hizmet etmeleri yerine Rusların tarafını tuttuklarını ifade etmiştir.

 

- Ermeniler, Ruslara Rehberlik ve Casusluk Yaptı

Ermenilerin Rusya yanlısı siyaset izlediğini belirten McCarthy bu konuda "Rusların, 1828 yılında (Kaçar Devleti ile Rusya arasında imzalanan ve Aras nehrinin kuzeyindeki Azerbaycan coğrafyasının Rusya’da güneydeki Azerbaycan coğrafyasının da Kaçar Devleti’nde kaldığı Türkmençay Antlaşması ile) günümüzde Ermenistan Cumhuriyeti’nin başkenti olan Erivan  ilini aldığını, Türkleri oradan çıkardığını ve Türk topraklarını vergi bile almadan Ermenilere verdiğini, Rusların, Türklerin orada kalmaları hâlinde daima topraklarını fethedenlere karşı düşmanlık besleyeceklerini öngördüklerini, bu   yüzden Türkleri oradan çıkarıp yerine Ruslara dost bir halkı yanı Ermenileri yerleştirdiklerini, Rusların 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında (kuzeydoğu) Anadolu’yu istilâ ettiklerini ve bir kez daha Ermenilerin birçoğunun Rusların tarafını tutup onlara rehberlik ve casusluk yaptıklarını, Ermenilerin işgâl edilmiş topraklarda “polis gücü” görevini üstlendiklerini ve Türk halka eziyet ettiklerini, 1878 (Osmanlı-Rus / Berlin) Barış Antlaşması sonucunda Kuzeydoğu Anadolu’nun büyük bir kısmının Osmanlılara geri verildiğini, bu antlaşma üzerine, savaş sırasında Ruslara yardım etmiş olan Ermenilerin de  kendilerinden intikam alınacağından korkarak Rusya tarafından Osmanlı Devleti’ne iade edilen yerlerden kaçtıklarını, oysa  Türklerin hiç de intikam almak yoluna gitmediklerini" dile getirmiştir.

 

- 800 Yıllık Barışın Sonunu Getirdiler

Ayaklanan Osmanlı Ermenileri Rusya’nın yanında yer alarak kendilerini güçlü hissettiklerini vurgulayan McCarthy, "Rusya’nın, isyancıların ayaklanmayı örgütlemelerini ve Osmanlı İmparatorluğu’na gizlice insan ve silah sokmalarını sağlayan bir üs durumunda olduğunu, Rusların yeniden gelecek olurlarsa neler olacağını bildiklerini, Ermenilerin Rusların (kendilerinin) safında olduğunu da görebildiklerini, böylece (bölgede birlikte yaşadıkları Müslüman Türkler ile) 800 yıllık barış içinde birlikte yaşamın da sonunun geldiğini" belirtmiştir.

- Ermeniler Van’da Yaşayan Müslümanları Öldürdü

Mc Carthy “20 Nisan 1915 tarihinde Van’da başlattıkları isyanın ardından Mayıs ayı ortasında Rus kuvvetleri ile birlikte Van’ı ele geçiren Ermenilerin bölgedeki tüm Müslümanları öldürdüğünü, Ermenilerin, işgâl edip kendilerinin olduğunu iddia ettikleri (Erzurum, Van, Mamüretülaziz/Elazığ, Diyarbekir, Sivas ve Bitlis adlı)  altı vilâyette gerçekte Ermenilerin iki katı nispetinde Müslüman yaşadığını, Osmanlı Ermenistan’ı olarak adlandırılan bu altı vilayetin nüfusunun sadece % 17‘si Ermenilerden oluştuğunu bu bölgede nüfusun % 78‘inin Müslüman olduğunu, bu durumun Ermeni isyancılar açısından önemli sonuçlar doğuracağını, çünkü isyancıların  istediği Ermenistan’ın yaratılabilmesi için yegâne yolun orada yaşayan Müslümanların bölgeden çıkarılması olduğunu" ifade etmiştir.

MCCARTHY’NİN BELİRTTİĞİ DİĞER HUSUSLAR…

McCarthy, Ermenilerin arşivlerini araştırmacılara açmadıkları ve politikacıların da tarih konularıyla konuşurken dikkatli olmaları konularında şu hususları dile getirmiştir:

 

- Ermeniler arşivlerine kimsenin bakmasına izin vermiyor 

McCarthy, Ermenilerin arşivlerine kimsenin bakmasına izin vermediklerini dile getirerek, şunları dile getirmişti:

"Ermeniler arşivlerine kimsenin bakmasına izin vermiyor ve saklıyorlar. Türkler, Osmanlı arşivlerini ve askerî arşivlerini açtı. Türkler, herkese arşivlerini gösteriyor hatta Ermeniler bile gelip bu arşivlerden faydalanıyor. Bana öyle geliyor ki birisi bir şeyleri saklıyor ve elindekileri görmeni istemiyorsa bunun bir sebebi olmalı. Orada bulunandan rahatsız oldukları anlamına geliyor. Biri gelip 'Ermeni Soykırımı' diye bir şeyin olmadığını görebilir hatta belki 'Türkleri öldürün' şeklinde emirler görülebilir.

Arşivlerini açarlarsa çok memnun olurum çünkü açık olması gerekiyor. Bu insanların tartışmaya açık olmadığı kesin. Ne benimle ne başka bilim adamlarıyla ne de Türk bilim adamlarıyla bir tartışmaya girerler. Birisi tartışmaya girmeye korkuyorsa, konuşmaya korkuyorsa bunun bir sebebi olmalı. Söyleyebileceğim tek şey; ben haksızsam yapmaları gerekeni yapsınlar, bilim adamlarının yapmaları gerektiği gibi aynı fikirde olmasalar bile tartışsınlar."

 

- Politikacılar tarih konularında konuşurken dikkatli olmalı 

Ermeni lobisinin yıllardır ABD başkanlarına "soykırım" kelimesini söyletmeye çalışmasına ve politikacıların tarih konularında konuşurken dikkatli olmalarına da değinen McCarthy, "Amerikan başkanının ne yapacağını bilmediğini, kendi değerlendirmesine göre bir çok Amerikalının da başkanlarını anlamadıklarını,  Başkanbların 'Evet, soykırım var' diye bir karar da alabileceklerini, “Hayır. Soykırım yoktur.“ şeklinde  de bir karar alabileceklerini, başkanların bu konuda ne tür bir karar alırlarsa alsınlar, aldıkları kararın  tarihi anlamakla bir ilgisinin olmayacağını, politikacıların tarih konularında konuşurken dikkatli olması gerektiğini, tarih hakkında tarihçilerin konuşmasının daha uygun olacağını,  meseleyi konunun uzmanlarının konuşması gerektiğini, Başkan Trump’ın Türk tarihini bilmediğini, aynı zamanda Bush, Clinton ve Obama’dan hiçbirinin Türk tarihini bilmediklerini, bu yüzden başkanların kendi işleriyle ilgilenmeleri ve kendisinin işini bırakmaları gerektiğini“ ifade etmiştir.

 

McCarthy, 1915 olaylarına politik görüşle bakan akademisyenlerin de olduğunu, konuyu  sadece tarih açısından inceleyen akademisyenlerin de olmakla birlikte bazı tarihçilerin de konu hakkında kendi politikaları için çalıştığını, bunun da akademik açıdan problemli olduğunu belirtmiştir.

 

Not: Devam edecek

 

© 2025. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?