Göktaşı, gök cisimciği, meteor diye adlandırılan küçük gezegenlerdir. Astronomi uzay bilimi, Astroloji fal bilimidir. Bu iki bilim, “Ast” kökünde birleşmekten başka ortak yön taşımamasına rağmen cehaletin kol gezdiği coğrafyalarda ısrarla birleştirilir. Üzülerek belirteyim ki bu gerçek, halkı Müslüman olan beldelerde hem de at koşturarak gezinmektedir.
Onun için Astronomi ve uzaya yolculuk, ecnebi diye adlandırdığımız, bütün derdi tasası güya Müslümanları yok etmeye tasarlanmış(!) kurgu cümleleriyle halkına sunularak kendilerine düşman edilen Batılılara düştü. Astroloji ve Ruhun bedenden ayrılışı, uyku ile uyanıklık arası yaşanan hal ve uykudaki rüya ile daha sonra onlardan türetilen zan temelli astral seyahat ise bize!
(Bu yazıdaki ‘biz’ öznesi sadece ülkemizi değil, komple Müslüman coğrafyayı işaret etmektedir.)
Adamlar uzaya uydular, gezegenlere araştırma aygıtları, robotlar, üstün kayıt kabiliyetli son teknolojik kameralar yollayıp onların dünyamıza gönderdiği verileri depolayan merkezler kuruyor. Biz ise “Ne gerek var ki, verin bana milyon dolar ben Mars’ta ne var ne yok size bildireyim!” diyen; Komplo teorileri üreten, “Bize çip takacaklar ve uydudan bizi yönetecekler!” diyen, “Arz Allah’ındır, dümdüz yayılmıştır. Gök Allah’ındır, şemsiye gibi üstümüzde yedi kat tabakadır.” diye Kepler yasaları ile çökmüş, uzaydan çekilen uydu görüntüleri ile çocukların dahi inanması mümkün olmayan ama kutsal bir teoriye dönüştürülmüş ‘düz dünya’ savunucularını kanaat önderi, bilim insanı, strateji uzmanı kabul etmiş bir durumdayız.
Belli bir yörüngeyi takip etmeyen, serseri mayın gibi boşlukta dolaşan sayısız gök cismi var. Bunların çok büyük bir kısmı atmosferimize girince eriyip kayboluyor. Ve geceleri o erimeyi gören genç aşıklar onlara karşı ‘yıldız kaydı haydi dilek tutalım’ diye hayat kesitlerini anlamlandırmaya, geleceğe yönelik hayaller kurmaya çalışır. Eriyip kaybolmayan çok büyük olanları ise okyanuslar başta olmak üzere dünyamıza düşüyor.
Günümüz teknolojisi ile tespit edilmiş, büyüklüğü 140 m çap ile 1 km çap arasında olan Asteroitlerden, 27 bin tane tespit edilmiş gök cismi dolaşıyormuş gezegenimiz etrafında. Astronomların açıklamalarına göre tehlikenin içinde yüzüyoruz bilgileri verilse de, korku ve endişeye henüz yer vermemek gerektiği açıklanmaktadır. Çünkü yüzyıllık bir süreci kapsayan yakın gelecekte, dünyamıza çarparak ve insanlığı yok edecek bir tehlike gözükmüyormuş! Lakin onlar, ilerleyen süreçte bu asteroitlerin büyükleri dünyamıza çarparsa, geçmişte dinazorların yok olmasına neden olan çarpmalarda olduğu gibi, felaketlerin yaşanmaması için gezegenimizi koruma tedbirleri almaya çalışıyorlar.
Kim bunlar?
ABD’deki NASA’da görev yapan ve içerisinde ülkemizden bilim insanlarının da olduğu saygın bir ekip! NASA’nın ve Elon Musk’ın kurduğu SpaceX’in bu alanda yaptığı çalışmalar insanı hayrete düşürecek boyutta. Onlar güneşin enerjisini sıfır kayıpla dünyaya taşıma, dünyayı meteor saldırılarından korumak için kalkan oluşturma plan ve projeleri yürüten merkezler kuruyor. (Planetary Defense Coordination Office)
Biz “Aman şu gavurların uğraştığı işe bak hele! Ahir zamanı yaşıyoruz zaten. Kıyamet kopacak ve her şeyin sonu gelecek! Ne diye uğraşırlar ki bunlar?” diye için için kendimizle mücadele ediyor, hatta kısık seslerle onların Tanrıyı gücendirecek eylemlere bulaştığını iddia bile edebiliyoruz! Umarım şimdilik yükselmeyen o sesler, avaz avaz gürleşen bir bağırtıyla -o gelişmelerin izlenmesi dahi günah- fetvasıyla bir engellemeye dönüşmez…
Yaklaşık 10 ay kadar önce, üzerine kamara monte edilerek uzaya fırlatılan DART (yapay asteroit denilebilir) ile Dimorphos Asteroit’i bu gece Türkiye saati ile 02.00 sularında 11 milyon km uzaklıkta çarpıştırıldı. DART, saatte 24 bin km hızla, çapı yaklaşık olarak 160 m büyüklüğe sahip bu Asteroit ile çarpıştırıldı. Normalde bu Asteroit’in dünyamıza çarpma ihtimali yoktu ama Dydmos isimli daha büyük bir Astreoit’in etrafında bir yörüngede dönen Dimorphos seçilerek onunla bir çarpışma deneyi planlandı. Burada, büyük gök cisimciği Dünya gibi düşünüldü, küçük olan ise ona çarpmaya çalışan bir cisimcik gibi!.. Ve o çarpışma, canlı yayında tüm dünyaya izlettirildi. Amaç çarpışma sonucunda, onun yörüngesinin değişip değişmediğini gözlemlemek idi. Bundan sonraki birkaç haftalık süreçte de onu tespit edecekler! Eğer yörüngesi değişirse, dünyaya yaklaşan ve tehlike arz eden gök cisimlerinin yörüngesini değiştirerek Gezegenimiz, kendisine çarpmaya yönelmiş olan gök cisimlerinden korunmaya çalışılacak!
Muhteşem bir fikir ve insanlığa yapılacak çok çok önemli bir hizmet, Müslümanlar olarak bizim dilimizde ise -salih amel- değil mi?
Acaba yaşanan gelişmeyi bu şekilde görebiliyor muyuz? Göremiyorsak, lütfen olaya bir de bu cihetten bakalım derim. Bakalım ki, sadece tüketici olmaktan kurtulalım ve gönlümüzde küllenen insanlığa hizmet ateşini yakalım. Ya da yapay gök taşı olarak üretilerek uzaya gönderilen DART (Double Asteroid Redirection Test) onlara kalsın, biz duvara bir hedef tahtası yerleştirip, kendi aramızda birbirimize galip gelmeye çalışan, Dart oyunu oynamaya devam edelim!
Adem KURUN 2 yıl önce
Hayati Yaman 2 yıl önce
Adem KURUN 2 yıl önce
Adem KURUN 2 yıl önce