Avrupa’da Birleşme Zamanı

Avrupa’da Birleşme Zamanı
16-03-2025

Davasının daha ileriye gitmesi ve daha başarılı olması için nefsini öteleyerek, davasını öne çıkaranlar Hakkın rızasına talip olan kişilerdir.

Tabi ki bu da fedakârlık ile olur.

Fedakârlık ise bir amaç uğruna gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey veya amaç için kendi istek ve ihtiyaçlarından, çıkarlarından vazgeçmek demektir.

Avrupa’da birçok “Ülkücü” kökenli teşkilatlar bulunuyor, bunların arasında ideolojik olarak çok az bir ayrışma mevcut.

Ülkücülük tarifine baktığımızda her Ülkücünün bu tarifi itiraz etmesi veya kabul etmemesi mümkün değil.

Ülkü, insanın ya kendi milleti veya bütün insanlık için, ulaşılmasını şiddetle arzu ettiği son hedeftir. Arzu ve hayal edilen bu son hedefe varmak gayesiyle, yorulup yılmadan, bıkıp usanmadan fazilet ve cesaretle, fedakârca çalışanlara da ülkücü denir.

Kendilerini milletlerine adayan büyük liderler, cihangir başbuğlar ve kahraman askerlerle, milliyetçi ilim, fikir ve sanat adamları da tam manasıyla birer ülkücüdürler.

Dünya ve Avrupa’daki gelişmeler Ülkücü camianın bu gelişmeler çerçevesinde yeniden bir durum değerlendirmesini gerektirmektedir.

Özellikle ülkemizde de oluşan şartlar göz önünde bulundurulduğunda bu değerlendirmenin önemi ortaya çıkmaktadır.

Geçmişte Ülkücüler arasında Avrupa’da yaşanan olaylar bugün hiçbir Ülkücünün tasvip etmeyeceği olaylardır.

Bu olaylar geride kalmıştır ve dünün gözüyle bugünün olaylarına bakmak kimseye fayda sağlamaz.

Avrupa Türk Federasyonu inisiyatif alarak bu birleşmemin yolunu açmalıdır.

Kendilerine tarihi bir sorumluluk düşmektedir.

Ana gövdeden ayrılan teşkilatlar ise bu çağrıya olumlu cevap vererek nefislerini geriye atarlarsa onlarda hayırla yâd edilirler.

Ülkücülük şuuruyla hareket etmiş olurlar.

Almanya’daki Ülkücü kuruluşlar insanlarımızın beklentileri doğrultusunda hareket ederek, birleşirlerse bu birleşmenin sonuçları ilerideki yıllarda meyvelerini verecektir.

Kimlik, kültür, din, dil, siyaset gibi birçok sorun ilerleyen zamanlarda çok daha farklı alanda tartışılacak ve değerlendirmeye tabi tutulacaktır.

Eğer küçük hesaplar içerisinde olunursa, bunun hiçbir kimseye veya hiç bir kuruluşa faydası olmaz, zararı ise Türk insanına olur.

Dün can düşmanı olanlar bir araya gelebiliyorlarsa, birleşebiliyorlarsa Ülkücüler neden bir araya gelmesinler, velhasıl ortak değerleri o kadar çok ki, neden ayrı dursunlar.

Şunu kabul etmek gerekir Ana gövdeden ayrılan kuruluşlar başarılı olamamışlardır.

İnsanlarımız arasındaki bu ayrılığa artık bir son vermek gerekiyor.

Yıllardır ayrı düşmemin hasretine son verilmelidir.

Bu ayrılığın içinde olanlar bugün yaşıyorlar, yarın bu insanlar bu dünyadan ayrılırlarsa bu birleşme mümkün olmayabilir, öyleyse gelin sizde bu tarihi sorumluluğun şartlarını yerine getirin.

Tarihe hayırla geçecek birleşmenin içinde olun, yarın Allah’ın huzuruna pak bir şekilde çıkın.

Son kırk senede yaşananları bir gözden geçirildiğinde, yani bakıldığında Ülkücü kuruluşlar olarak bu ayrılığın hiç bir kuruluşa faydası olmadığı görülmektedir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?