Ot işte, deyip geçmek de var! Acaba o da “Bir ben vardır bende, benden içeru.” diye bize mesaj vermek istiyor mu deyip, durup düşünmek de!..
Meyvesiz, yerlerde sürünen, kapıdan kovsan bacadan girer misali arsız, yüzsüz bir bitkidir aslına Ayrık Otu! Mahsülün arasındaki yaban otlarını çapalamak ve söküp atmak verimliliği arttırır. Kuşkusuz ki yapılmalıdır da. Aksi halde bakılmamış ve dağa dönüşmüş bağlar kaplar etrafı. İşte yaban otu olarak sökülüp atılan bir ottur aynı zamanda Ayrık Otu!
Ayıklanıp atılan diğer yaban otları kuruyup çer çöp olurken, arsız olan Ayrık Otu adeta kış uykusuna yatmış ve bir an önce baharın gelmesiyle ininden çıkıp sağa sola pençe sallayan, hırlayıp gürleyen ayı gibidir. Kökleri pençe gibidir. Azıcık bir tutar dal, toz zerresi toprak bulmaya görsün! Zamk gibi yapışır kopmaz ve orada hayat bulur o yine…
Tek yıllıktır, otsudur, ama “Halına bakmayıp Hasan Dağı’na oduna gider.” gibi cakalı ve küstahtır aynı zamanda. Çünkü çok yıllık odunsu bitkilere kafa tutar, mahalle finolarının çoban köpeklerini kavgaya tutuşturduğu gibi!
E hocam o zaman -ot işte- deyip geçin. Atın gitsin ne demeye bize konu başlığı seçtiniz ve verdiği mesajın ne olduğunu anlatmaya çalışıyorsunuz? Dediğinizi duyar gibiyim…
Hukukta temel bir ilke vardır. Savcının iddianamesinden çekilen fotoğrafta yüzde doksan dokuz suçlu gibi dursa da zanlı, yüzde bir ihtimal suçsuzluğuna işaret kalıyorsa o alandan ilerlenir. Hukukun en temel ve en onurlu alanını teşkil eden savunma makamı işte o büyük fotoğraf içerisindeki detayları görebilme ve gün yüzüne çıkarabilme erdemine sahiptir. Ve ta ki, suçluluğu yüzde yüz ispat edilene kadar zanlının “masumiyet karinesi ilkesi” evrensel geçerlilik kazanır.
İşte en büyük yatırımımız olan siz gençler günümüzde sıklıkla göz ardı edilen, o detayları açığa çıkarma onurlu ve haysiyetli duruştan yana tavır almalısınız. Bize göre sizin şanslı ve nitelikli özelliklerinizi sıralarken geçen yazımda; irdeleyen, sorgulayan, araştıran ve seçen yönlerinizi öne çıkarmıştım değil mi?
Peki nasıl bu durumda Ayrık Otunu da mercek altına almayalım biz? Bu defa bize göre sizi zayıf ve dezavantajlı duruma düşüren yönlerinizi Ayrık Otundan ilham alarak hayatınıza ve çağa aksettirmenizi sağlayacağız ki hedeflenen duruş sizde vücut bulsun…
Ayrık Otu köksapları ile her yere yayılış gösterir. Biyoloji dilinde biz ona sürünücü gövdeyle üreme diyoruz! Yani alçak gönüllü ve daima alttan alan, dipten ve derinden yol alarak etrafa kök salan diyebiliriz.
Bugün bu yöntemi en fazla kimler kullanıyor?
İllegal örgütler, terör örgütlerinin eğitim ve adam kazanma kadroları…
Ayrık Otunun saman gibi kalmış gözüken köksapları çok kullanılmayan asfalt yarıklarına, betondaki çatlaklara, taş duvarlar arasındaki düşmüş harç gediklerine temas etmeye görsün! Hiç yerim dar demez başlar çiftetelli oynamaya! Hiç mızmızlanmaz ve bahane üretmez, başlar çimlenmeye! Hiç suyum yok ışığım yok demez hemen içindeki klorofilin varlığını harekete geçirir ve başlar fotosentez yapmaya! Ondan sonra etrafa kök salar ve etrafı yeşillendirir. Rüzgarın savurduğu, havada uçuşan tozları yerde tutar toprak eder. Sabırla toprak biriktirir. Bilir ki toprak anadır! Onu biriktirdikçe yaşama tutunacaktır hem kendisi, hem de gayrisi!.. Nice nebata can, nice canlara rahimdir toprak. Ondan beslenir o ve yeni bitki dostları ile yepyeni bir hayat kurar. Erozyona meydan okur. Tutar salmaz o toprağı, öyle de vefalıdır o Ayrık Otu!
Azim ve karalılık, Ayrık Otunda vücut bulmuştur. Yılmaz, yıkılmaz, dönmez, bıkmaz, usanmaz! Sürekli her şart ve koşulda yaşama, varlığını sürdürme, üretme azim ve karalılığını gösterir. Daha hangi mesajları versin bize Allah aşkına!
Haydi paket programları reddeden gençlik! İşte biz sizlere paket program değil, kendi öz yetilerinizi geliştirme imkanı sunuyoruz. Her koşul ve fırsatta azim ve kararlılığınızı ortaya koyma cesareti aşılıyoruz. Bu doğrultuda, modern çağın Ayrık Otları olmaya var mısınız? Bakın biz size beton, asfalt, taş duvar bile değil; pulluklarla sürülmüş, havalandırılmış ekime hazır helva gibi bir toprak sunuyoruz. Siz kendi tohumlarınızı ekin, birlikte çapa yapalım ve birlikte büyüyüp gelişelim istiyoruz!
Ne dersiniz, birlikte fotosentez yapmaya değmez mi bu davet?
Hayati YAMAN