Dinin Gölgesinden Paranın Gölgesine! Savaşların Değişen Yüzü

Dinin Gölgesinden Paranın Gölgesine! Savaşların Değişen Yüzü
19-01-2025

Bir zamanlar, savaşların kutsal bir tarafı vardı. Din, insanların savaşma gerekçesi, cennet ise fedakarlıklarının ödülü olarak sunulurdu. Haçlı Seferleri'nden tutunda Osmanlı’nın kutsal fetihlerine kadar pek çok tarihsel olay, din ve cennet vaadi ile gerekçelendirilmiştir ve insanların toprakları için savaşmasının bir ödülü olarak da şehitlik mertebesi sunulmuştur.

Bugün dünyada yaşanan savaşların çehresi tamamen değişti. Şu an yaşanan savaşların neredeyse tamamı sadece para için yapılıyor.

Askerlerin ve savaşçıların çoğu, ülkesi vatan toprağı idealleri ya da kutsal bir amacı değil, maaşlarının yatıp yatmayacağını düşünüyor.

Rusya Ukrayna savaşına ve Ortadoğu’ya bakalım nerdeyse tamamı paralı asker ve ödemelerini alamayınca finansör ülkenin bayraklarını yakıp anında saf değiştirir haldeler.

Parasal kazancın, petrol yataklarının veya doğal kaynakların kontrolü, şimdi savaş sahnesinin başrol oyuncusu.

Geçmişin haçlıları yerini paralı asker ordularına, cennet hayalleri ise banka hesaplarına bıraktı.

Modern dünya, savaşların özüne dair çok daha soğuk bir gerçeği gözler önüne seriyor. Savaşı çıkaranların kârlı çıktığı; ancak bedelini savaş alanında kan dökenlerin ve savaşın vurduğu sivillerin ödedikleri bir sistem bu. Silah endüstrisinin devasa boyutlara ulaştığı bu çağda, barışı sağlamak bir yana, savaşların sürekliliği çok daha değerli hale geliyor. Silah fabrikaları çalıştıkça, tanklar ilerledikçe, şirketlerin bilançolarında rakamlar yükselmeye devam ediyor. Hatta dünyada söz sahipleri ülkeler son kullanma zamanlarına göre silahları ve savaşları bölgesel ve taktiksel olarak da dağıtıyorlar.

Paralı askerlik, bu yeni sistemin bir başka yüzü. Birçok ülkede özel askerî şirketler, devletlerin bile üzerine düşemediği operasyonları yürütürken, bu askerler sadece emir alıyorlar; neden savaştıklarını, kimin için savaştıklarını sorgulamıyorlar. Maaşları yatıyor mu, sigortaları yapılıyor mu, çok daha önemli hale geliyor. Bu, savaşları insanlığın tarihindeki en mekanik ve duygusuz hale getiren bir gerçeklik.

Bugün birçok ülke maaş almayacak robot savaşçılar üretiyor ve stokluyor.

Peki biz ne yapabiliriz? İşte asıl soru bu. Tarihte savaşları durdurmak üzerine verilen mücadeleler, genelde başarısız olmuş gibi görünse de bu sistemin arkasındaki gerçekleri sorgulamak bile dünya için büyük bir adım. Neden barış içinde yaşamıyoruz neden çocuklar anasız babasız kalıyor neden dünyanın bir kısmı şatafat içinde yaşarken bir kısmı aç ve sefil yaşamak zorunda.  İnsan olarak her şeyden önce savaşların ardında hangi çıkarların yattığını, kimlerin bu savaşlardan faydalandığını sormak sorgulamak zorundayız.

Unutmayalım, hiçbir ülke, hiçbir lider ya da hiçbir şirket savaşı kendi başına yapmaz yapamaz.  Her savaşın ardında bir maliyet hesabı, bir kâr zarar dengesi bir analiz vardır.

Bizler bu sistemin sorgulanmasına katkı sunmadıkça, bu hesap defteri kana bulanıp önümüzde durmaya devam edecek ve daha çok çocuk organ mafyasının eline düşecek.

Tamam ahiret hayatına yatırım yapalım, peki savaşların ve şiddetin olmadığı bir dünya yaratarak ekmeğin gelirin dengeli dağıldığı çocukların anasız babasız kalmadığı, açlıktan ölecek el kadar çocukların başlarında yabani hayvanların beklemediği bir dünya yaratabilsek cennetin fragmanını yaşamış olmaz mıyız?

İşe cennetin fragmanı olan bu dünyayı yaratmak, savaşın ardındaki gerçekleri anlamaktan geçer.

Haydi, sorgulayalım.

Sadece savaşı değil, savaşın arkasındaki sistemi de ona alet olan siyaseti ve liderleri de kendimizi de…

Saygı sevgilerimle.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?