Bu hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan Şangay İş Birliği Örgütü Zirvesi’ne katıldı.
Bilindiği üzere dünyanın sorunlu demokrasilerinin olduğu birçok ülke bu örgütün içerisinde yer alıyor. Ancak konumuz bu değil.
Ticari anlaşmalar her zaman her devlete lazım.
Uluslararası ilişkilerde her ülkeyle görüşmek gerekir. Diplomasi bunu gerektirir. Düşmanınla bile masaya oturman gerekir.
Bu yazıyı yazma sebebim “neden bu zirveye gidildi” düşüncesi değil. Tabi batıdan dışlanmadan doğuyla da görüşmek önemli. Ama işte batıdan dışlanmadan… Batının gelişmiş iktisat değerleriyle çelişmeden… Dolar’ı 18’e çıkarmadan…
Neyse…
Yazıyı yazma sebebim iki gündür Türkiye’de iktidarın ve iktidar destekçisi yazarların bir fotoğraf karesi üzerinden Erdoğan’a methiyeler dizip, mutluluk naraları atmaları.
Fotoğraf bu. Erdoğan konuşuyor, diğer liderler onu dinliyor. Gayet normal, gayet doğal bir fotoğraf.
Yani 2022 yılında Cumhurbaşkanımızın yabancı liderlerle konuştuğunda yabancı liderlerin onu dinliyor diye sevinmemeliyiz diye düşünüyorum. Onun işi bu.
Türkiye’yi dışarıda temsil etmek. Diyaloga girmek…
Peynir doğrayan bir şarküteriyi “Vay be nasıl peynir kesti” diye alkışlıyorsak o başka tabi…
Abartıyorum ki anlaşılsın diye.
Bu fotoğrafın iki dakika öncesinde misal Aliyev konuşurken de diğer liderler onu dinliyordur muhtemelen.
Basit şeylerle övünmek ülkemizi küçük düşürüyor ve işin ilginç tarafı benzer bir pohpohlanma Pakistan’da da yaşanıyor.
Pakistan devleti de resmi twitter hesabında tüm gözlerin kendi liderlerinde olduğunu yazmışlar. Bu şekilde ekonomisi bitik Pakistan’da halka “Bakın ne büyük bir liderimiz var” mesajı veriliyor.
Dolayısıyla Abdulkadir Selvi’nin dediği gibi her Türk vatandaşının övüneceği bir durum yok ortada.
Milyarlarca dolarlık bir ticari anlaşma yapılsaydı ekonomik bir başarı sayılabilmesi açısından gurur duyabilirdim.
Fakat yarısından fazlası diktatör olan bir liderler toplantısında sohbet edebiliyor diye neden sevineyim yahu?
Komik geliyor bana.
Bu arada Türkiye bunları tartışırken bugün Bild gazetesinin Köln baskısı aynı fotoğrafa yer verip “Despot Liderler ziyafette Diktatör Putin ile görüştü” diye haber yapıldı.
Fotoğrafta mana aramak çok boş bir çabadır.
Hatırlarsanız rahmetli Ecevit’in Oval Ofis’te Clinton ile olan fotoğrafından dolayı kendisiyle yıllarca alay edilmişti.
Birkaç yıl sonra da George Bush oturduğu koltuktan kalktığı esnada deklanşöre yakalanmıştı. Bu fotoğraf için de “Amerika bizim önümüzde eğildi” demek yanlış olur. Doğruya doğru.
Fotoğraf anı ölümsüzleştirir. Bir saniye öncesi veya sonrası belirsizdir. Bundan mana çıkarmak cahilliktir.
Bu cahilliğin bilinmesine rağmen yine de hatırlatma fayda var. Clinton fotoğrafındaki Ecevit Kıbrıs Çıkarması’nı yapan, Amerika karşısında ülke menfaatlerini savunduğu için ambargo yiyen bir adamdı.
E diğer taraftan son 20 yılda adalarımız Yunanlılar tarafından işgal edildi…
Yani diyorum ya. Fotoğraflar yanıltıcıdır…