kalsın gece seslerin üstünde
suların ve yakamozların üstünde
tedbirle girilen karanlık odalarda kalsın
yüzümü ay fonuna çizen irkiliş
kalsın kalbimiz şarkıda
zehrinde bal bulduğumuz o kutlu taam
zor yamaçlarda kalsın Ebû Zer
çölden özge kumdan ziyade bir hikayeden geçtiğinde
öylesi bir tufandı ki Nuh’a da hak verdi sular
gemiler de kalsın o zaman Sînâ da
içimde ötüşen her kuştan bir kurtuluş umarak
kötürüm bir kurguda kalsın umudum
senin ince bileklerin yârim senin o incecik alnın
kalsın ellerimin hafızasında
körden ve dilenciden pespaye olsun su çağıltıları
andımızda kalsın aklın gönle itirazları
şehirler üstümüzde kentler ayak altımızda
deniz ve balıklar gönlümüzde kalsın merhem niyetine
pencere manzarada kalsın marifet demircinin örsünde
bize bir ses bir söz bir âsâ kalsın biraz da itiraz
gel düş işlerime karış sevgili kibrime saldır da
iç işlerimde kalsın öpüşlerinin dirlik veren lezzeti
nezret beni tanrım aç ağzımın misk kokusuna
İbrahim yeksân etsin yine putları..
baltası bende kalsın