Kurbanda Et Değildir Dert...

Kurbanda Et Değildir Dert...
24-06-2023

Hz. İbrahim'in imanı, Allah'a koç kurban vermesinden değil, oğlunu kurban vermeyi göze almasından ileri gelir. Dünya gözüyle bakıldığında bir evladı kurban etmek, akla mantığa uygun bir eylem değildir. Bilakis mantık dışı bir feda ediş, bir boyun eğiştir. Kurban ibadetinin bizde uyandırdığı soru şudur:

"Hz İbrahim en değerli varlığını feda etmeyi göze aldı. Ben, Allah için neyi feda edebilirdim?" (Kierkegaard)

Bu soruyu kendimize yöneltip üzerinde düşünebilirsek, kurban ibadetinin hakikatine biraz daha  yaklaşabiliriz. Kurban kelimesinin kökü "yakınlaşmak" olduğuna göre bu ve benzeri sorularla Allah'a yakınlaşmamız mümkün olacaktır. Nitekim Yüce Allah, Hac Suresi 37. ayette şöyle buyurmuştur:

"Onların etleri de kanları da Allah’a ulaşmaz. O’na sadece sizin takvanız

(duyarlılığınız, bilinciniz) ulaşır." Kurban ibadeti bir kasaplık eylemi değil de

İsmail'inden vazgeçebilmekse Hz. İbrahim gibi kesim mahalline giderken yanımıza alıp feda edeceğimiz şeyler üzerine bu günlerde yeniden düşünmeliyiz...

Dünyanın başını ağrıtan kötülükler üzerine yeniden düşünmeliyiz.

Nemrut'un safında yer alıp masum insanı kurban eden zihniyet üzerine yeniden düşünmeliyiz.

Dünyanın bir bölgesinde yetersiz gıda ve ilaç yüzünden bedenen ölenleri, diğer bölgesinde obezite ve israf yüzünden ruhen ölenleri yeniden düşünmeliyiz. Yoksulluk ve sefalet içerisinde olan çaresizleri yeniden düşünmeliyiz.

Şehit yakınlarının acısını yeniden düşünmeliyiz. Öyle ki onların hayatından çiçekleri döküldü. Sadece dikenleri kaldı. Hayata yeniden çiçek tohumları ekmenin yollarını yeniden düşünmeliyiz. Mina'da attığımız taşların şeytana isabet etmesi ancak tohum ekmekle mümkün olabilir. Gölgesini satamadığı ağacı kesen kapitalistler değildir dünyayı imar edecek olanlar. Ektiği tohumların, diktiği fidanların ürününden faydalanmasa da ameline devam eden müminlerdir dünyayı imar edecek olanlar.

Yani aslında kendimizi düşünmeliyiz. Çünkü, C. G. Jung’un dediği gibi, dünyada bir  şeyler yanlış gidiyorsa bende de bir şeyler yanlış gidiyordur. İşte o yanlışı bulup üzerinde yeniden düşünmeliyiz.

Kamil insan olma yolundaki bütün engelleri kaldıracak bir iradeye yükselmek için, dünyalık ne varsa hepsinden özgürleşmek için kurban kesmek amaçtır. Yoksa yalnızca et değildir dert.

Tıpkı İbrahim gibi herkes kendi İsmail'ini getirmeli kurban kesim mahalline. Ne olduğunu bilmiyorum ama İbrahim'in İsmail'i sevdiği kadar değerli bir şey olmalı getirdiğimiz.

Senin İsmail'in ne? Ya da kim? Bunu ancak sen bilebilirsin. Başkası değil.

Statü, eş, iş, şöhret, cinsiyet, para, diploma gibi şeyler seni insan olmaktan, Allah'a yönelmekten alıkoyuyor mu? Seni düşünmekten uzaklaştırıyor mu? Nefsinin yaptıklarını sana iyi gösteriyor mu? Çıkarlarına kulak kesilirken hakikate sağır olduğun oluyor mu? Senin İsmail'in senin özgürlüğünü kısıtlıyor mu? Yoksa kendini özgür mü sanıyorsun? O zaman sana hükmeden düşünceni duymak isterim. Örneğin, iyilik yaptığın kişilerin gün gelip de senin canını sıkması yaptığın iyiliğin boşuna gittiği hissine kapılmana sebep oluyor mu? Oluyorsa, demek ki yaptığımız iyiliklerden özgürleşmemiz gerekiyor.

Senin İsmail'in hangisi ise kesim mahalline onu getirmeyi unutma sakın. Koç ancak İsmail’in bedeli olduğunda kurbandır. Yoksa yalnızca et değildir dert.

Allah'a gitmeyi engelleyen şeyleri terk etmeyi göze aldığımızda ancak Allah bize onların yerine gökten bir hediye indirir. İsmail'in yerine gökten ne indirir acaba? Bunu tespit etmeye kalkışma sakın. Bunun kararını yalnızca “O” vermelidir. Bırak “O” sana yardım etsin. Bir hediye göndersin. İsmail'i feda etmek de öyle kolay değildir. Akıl, mantık bizi yanıltmak ister, her zaman delil ister, iman ise bedel ister. Yalnızca Arap Yarımadasının değil bütün göklerin bakmaya dayanamayacağı, bütün yerlerin duymaya dayanamayacağı bir sahneyi göze almak akıl işi değil, iman işidir. Düşüncesindeki cesaret yüreğinde de olanların işidir. İmanın başladığı yerde zaten düşünce hükmünü yitirir.

Kesmeyen bıçak, yakmayan ateş yalnızca İbrahim gibiler içindir. Hep en kötüsüne hazır olan insan, çabucak çöker ama inanan, bağlanan, ümidini imanından alan insan, daimi bir gençlik sürer. İbrahim ilerlemiş yaşına rağmen işte bu yüzden oldukça genç ve cesur bir yürektir.

 

Modern dünyada iş ve işlemlerin kolaylaştığı, ilişkilerin ve duyarlılığın zorlaştığı bir hayat yaşıyoruz. Bu zor hayatta sanal ortamda bir tıkla gerçekleştirdiğimiz online vekaletle kurban kesim işlemleri bize İsmail'den vazgeçebilmeyi öğretebilir mi? Allah'a yakınlaşmayı ne kadar sağlayabilir?

İsmail'imizden vazgeçebilmenin nasıl bir şey olduğunu düşünmemizi ne kadar sağlayabilir?

Kurban etlerin paylaşımı sırasında “bana az, sana çok düştü” sorunsalını bu minvalde yeniden düşünebiliriz.

“Falan kişi, imkanı olduğu halde kurban kesmiyor,” gibi değerlendirmelerle kendimizi değil de başkalarını gözetlediğimiz bayram atmosferinde yaptığımız ibadetlere mikroskobik bir gözle dikkatlice baktığımızda kurbanın hakikatinin ne kadar uzağında olduğumuzu üzülerek görürüz. Çünkü kurbanda ne ettir dert ne de eldir.

İnsan hemen her yanlışını yeterince düşünmediği için yapar. Ali Şeriati'in dediği gibi;

"Fakirlik, yemeksiz geçirilen bir gece değildir. Fakirlik, düşünmeden geçirilen bir gecedir."

Ne yazık ki bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz pek çok günahlarımız vardır. Farkına vardığımız anda bu günahlarımızdan arınıp, halimizi düzelterek Allah’a yöneldiğimizde yeniden bahar gelmişçesine bir ferahlık ve enerji yükselir içimizden. İsmet Özel’in tövbeyle ilgili şu değerlendirmesi muhteşemdir: “Tövbe, insanın bir önceki tanımını reddedip kendisini yeniden tanımlamasıdır.” Kendimizi yeniden tanımladığımız bir bayram olması duasıyla...

Şimdiden bayramınız mübarek olsun...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Nur Haktan
Nur Haktan 1 yıl önce
Teşekkür ederim... Selametle kal...
Nimet Köseoğlu
Nimet Köseoğlu 1 yıl önce
Kurban ibadeti bu kadar güzel anlatılır. Tam da yaşadım yazarın anlattığını bu bayramda anne baba ocağı Gaziantebe gittiğimde.Tüm Aile grubuna yazıyı gönderdim.Umarım okumuşlardır.Eline yüreğine sağlık yazarın...
Nur Haktan
Nur Haktan 1 yıl önce
Teşekkür ederim Nimet Hanım. Selametle kalın...
Leyla
Leyla 2 yıl önce
Arkadaşım yüreğine sağlık. Gönlümüzdeki
İsmailleri feda edebilme dileğiyle.