Millet İttifak’nın Adayı İmamoğlu…
Misafirliğe gittiğinizi düşünün…
Ev sahibi bin bir çabayla güzel bir sofra kurmuş. Emek harcamış, çeşit çeşit yemekleri masaya yerleştirmiş sizin için…
Beğendiniz mi diye gözlerinizin içine bakıyor adeta…
Ne var ki hiçbir yemeğe tuz atmamış, baharatlar eksik olmuş…
Açıkçası beğenmediniz yemeği…
E ne yapacaksınız?
Nezaket gereği “elinize sağlık çok güzel olmuş” dersiniz değil mi?
Fakat bir şekilde gözlerinizden, mimiklerinizden aslında gerçekte ne hissettiğiniz anlaşılabilir. Ya da bazen vermediğiniz bir cevapla ne demek istediğinizi belirtmiş olursunuz.
İşte Millet İttifakı’nın ikinci bileşeni İyi Partili isimlere ne zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olma ihtimali sorulsa “Hayır, kesinlikle olmaz” demiyorlar. Belki de nezaket gereği diyemiyorlar ama o sofradaki tuzsuz yemeği yemiş misafir edasıyla cevap veriyorlar.
Kulislerden aldığım bilgilere göre de Meral Akşener’in gönlünden geçen aday Ekrem İmamoğlu. Akşener net bir şekilde ifade etmese de zaman zaman yaptığı imalarla adayının İmamoğlu olduğunu hissettirdi.
Açık konuşmak gerekirse ben de Millet İttifakı’nın adayının Ekrem İmamoğlu olması gerektiğini düşünüyorum. Sağ tandanslı seçmenin de sempatiyle baktığı bir siyasetçi İmamoğlu.
İstanbul seçimlerinde giderek artan popülaritesi, seçimi kazanması ve iki yılı aşkın başkanlık sürecindeki olumlu icraatlarıyla halk tarafından sevilen bir figür.
Kılıçdaroğlu’nu ben şahsen seviyorum. Ama ben bile Erdoğan’ın karşısında güçlü bir aday olacağını maalesef düşünmüyorum. Bunun Kemal Bey’in niteliklerinden öte Türkiye sosyolojisiyle direkt ilgisi var.
Muhafazakar Sünni seçmen Alevi Kılıçdaroğlu’na bir türlü sıcak bakmıyor. Bu dillendirilmeyen bir gerçek. Bunun yanında Kemal Bey’in üzerinde “Girdiği her seçimi kaybetti” gibi etiket yapışmış durumda.
Bunun beraberinde getirdiği bir başka şey Türkiye’deki seçmen davranışıyla ilgili. Türkiye’de bir kutup varsa, o kutbun tam karşısında başka bir kutup oluşur her zaman. İki lider arasında ağızlara alınmayacak sözler söylenir, selam verecek yüz kalmaz liderler arasında.
Günümüzde bu durumun en sert ve yanlış şekilde yaşandığı da aşikâr. Bu noktada Erdoğan’ın hasmı Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu’nun hasmı Erdoğan gibi bir algı iki tarafın seçmeninde de hakim artık. Dolayısıyla hiçbir AKP’li eğer AKP’den kopup gri alana gitmemişse Kılıçdaroğlu’nu zaten dinlemeyecektir. Gri alandakilerin bile bu aşamada ne yapacağı meçhul.
Ama Ekrem İmamoğlu müktesebatı gereği aslında AKP seçmeninin sevebileceği bir siyasetçi. Toplumun her kesiminden oy alabiliyor. Zaten anketlere baktığımızda da adı geçen tüm liderlerden daha fazla oy oranına ulaşıyor.
Erdoğan dahil.
Meral Akşener bunu görüyor ve İmamoğlu’nu destekliyor. Ama bir yandan da nezaket gereği “Bu konuda karar ita amiri olan Kemal Kılıçdaroğlu’nundur” diyor.
Mansur Yavaş’ı da unutmamak lazım ama bence Millet İttifakı’nın adayı eninde sonunda Ekrem İmamoğlu olacak.
Bekleyip, göreceğiz.
***
Habertürk’ün akşam programlarının müdavimi bir gazeteci var. İsmi Cem Küçük.
Kendini dünyanın en bilge, en donanımlı, en kaliteli gazetecisi sanıyor. Kendi verdiği bilgilerin hepsinin doğruluğuna emin.
Son iki haftadır inatla “Almanya’da 1500 Euro ile geçinmek imkansız, aç kalırsınız” şeklinde açıklamalar yapıyor. Türkiye’deki alım gücünü Almanya ile kıyaslıyor.
Yahu el insaf. Geçen gün yazımda ifade etmiştim. 1 Kilo Dana Kıyma 97 Lira diye.
Özür dilerim.
Bugün itibariyle 108 lira.
Almanya’da yaşayan sevgili okuyucularım. Elinizi vicdanınıza koyup Almanya’daki alım gücünüzü bir düşünün. Eti, sütü, balığı, temel gıdaları kaça alıyorsunuz? Onlara bir bakın.
Bir de açın internetten Türkiye’deki herhangi bir marketin internet sitesini, güncel fiyatlarla aynı alışverişi o marketten yapın. Aradaki farkı birim olarak görün. Ama sakın TL ile Euro’yu birbirine bölüp çarpmayın, aman diyeyim.
Türkiye’de çalışan nüfusun yüzde 60’ı asgari ücret ve asgari ücretin 200 lira üstünde maaş alıyor. Bu insanların çocukları süt, yumurta, peynir gibi gelişimlerini sağlayacak temel gıdalara yeteri kadar ulaşamıyor.
Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Hacer Foggo Türkiye’deki 5 yaş altı çocukların yüzde yedisi bodur. Kısa boylu, bodur bir nesil yetişecek bu hayat pahalılığına, yoksulluğa dur diyemezsek.
Yani demek istediğim.
Siz siz olun bir kişiyi veya görüşü savunacağım diye halktan bu kadar kopmayın.
Cem Küçük gibi olmayın.
