Dün akşam sadece Fenerbahçelilerin değil, Fenerbahçe Alanyaspor maçını izlemek için vakit ve nakit ayıran tüm futbolseverlerin zevk aldığı bir maç izledik.
Jorge Jesus’un takımdaki etkisinin her hafta hissedildiği Fenerbahçe inanılmaz agresif bir ön alan baskısıyla deyim yerindeyse Alanyaspor’u perişan etti.
Jesus aylardır “Benden ideal 11 beklemeyin, 3 günde bir maç yapan takımlar rotasyon yapar” diyor. Aslında doğru da söylüyor. Ama Avrupa’daki örneklere bakıldığında Fenerbahçe maçlarda rotasyon yapmıyor, ayrı bir takımla sahaya çıkıyor.
Dünya devleri PSG, M. City gibi ekiplerde 3 veya 4 oyuncu rotasyona girerken Fenerbahçe’de bu sayı 7 veya 8 oyuncuya çıkabiliyor.
Bunu çok eleştiren biriydim. Ama artık susmaya ve Jesus’a bu konuda saygı duymaya karar verdim.
Eleştirimin sebebi böylesi düzenli ve yoğun bir rotasyonun takımın beraber oynama alışkanlığı edinmesini engelleyici bir durum olduğunu düşünmemdi.
Ancak gördük ki Fenerbahçe’de takımın tamamı değişse de oyun sisteminde aksama olmuyor. Uzun yıllardır futbolda Bayern Münih için bahsedilen “makine gibi oynayan takım” güzellemesi Fenerbahçe’ye ilk kez bu kadar uyuyor.
Bakın takım maç kaybedebilir. Futbol bu. Ama oyun disiplininden kopmaması çok önemli.
Dün maç 5-0 iken ön alanda 5 kişi ile pres yapan bir Fenerbahçe’yi hayatımda ilk kez gördüm ben. Bu çok değerli bir şey. 5’inci dakikada da 90’ıncı dakikada da aynı oyunu oynamak büyük takım işidir.
Ayrıca kendi kanalımdaki son yayınımda Jesus’un Luan Peres’in sakatlığı sonrası üçlüden dörtlüye dönebileceğinden bahsetmiştim.
Dün maçta ilginç bir formasyon denemesi izletti bize Jesus.
15 er dakikalık periyodlarla Fenerbahçe üçlüden dörtlüye, dörtlüden üçlüye geçişler yaptı.
Zaman zaman Alioski, Szalai, Gustavo, Ferdi dörtlü defansını gördük, zaman zaman da sol stoper Szalai, merkez stoper Arao, sağ stoper Gustavo ile üçlü savunma gördük.
Bu dakikalarda sol kanat bek Alioski, sağ kanat bek Ferdi oldu.
Bazı izleyiciler hayır öyle olmadı, Arao 6 numara pozisyonu oynadığı için stoperlerden top almaya geldi diyebilirler. Ancak dikkatli baktıklarında sahaya yerleşimin o dakikalarda üçlüye geçtiğini göreceklerdir. Hazır Arao’dan bahsetmişken şunu da belirteyim:
Arao geldiği günden beri bir türlü oyun tarzına ısınamadığım bir oyuncu. Ancak dün Jesus’un onu neden getirdiğini gördük. Bu oyuncunun en önemli özelliği diagonal uzun paslar atarak oyunun yönünü değiştirmesi. Bu zamana kadar bunu görememeiş olmamız aslında rakiplerin çizgi halinde bir savunma hattıyla Fenerbahçe’ye karşı oynamaları.
Savunma hattının arkasına koşu gelse dahi paslar savunmaya takıldığında bu Arao’nun hanesine negatif olarak yazılıyordu. Ancak dün Alanyaspor’un açık oynama isteğiyle o uzun paslar adresini buldu ve Fenerbahçe daha az pasla pozisyona girebildi. Bunda da aslan payı Arao’ya aitti.
Bu arada Jesus’un Arda Güler hakkında söyledikleri de çok anlamlı. Canlı yayında Arda’ya oğluna neler yapması gerektiği hakkında öğüt veren bir baba gibi tavsiyelerde bulundu. Bu saatten sonra Arda da bunu düşünüp fiziğini güçlendirmek için ekstra çalışmalar yapmalı.
Bir parantez de Crespo’ya dolaylı olarak da Vitor Perreira’ya açmak gerekiyor.
Hocam sen Portekiz İkinci Ligi’nden bize Gattuso getirmişsin yahu! Helal olsun sana!
Kim Min Jae ve Crespo! Vitor Hoca’nın keşifleri.
Biri 18 milyon Euro’ya gitti şimdiden Napoli’de şov yapıyor.
Diğeri de çok para kazandıracak Fenerbahçe’ye belli ki…
Dolayısıyla ben senden razıyım Vitor hocam!