Yazılarımda sık sık hakkaniyetli olmaktan, doğruya doğru yanlışa yanlış demenin öneminden bahsederim. Hatta zaman zaman konuyu hayatın akışındaki başka olaylarla benzetip örneklerim.
Futbol üzerinden yaptığım benzetmeler gibi.
Türkiye’nin günümüzdeki en büyük problemi aşırı kutuplaşmadan dolayı tarafların kendilerini temsil eden kişilere sorgusuz sualsiz itaat etmeleri, bu kişi veya kişileri eleştirmemeleri, sorgulamamalarıdır.
Söyledikleri açık şekilde yanlış ya da yalan olsa ses çıkarmamalarıdır.
Eskilerin ünlü bir sloganı vardı.
“Susma sustukça sıra sana gelecek” diye.
Ne kadar da doğru bir sözmüş. Kıymetini bilememişim.
Eğer kendimize aydın diyebilme cesaretini göstereceksek ilk önce doğruyu, yanlışı yazma cesaretine sahip olmalıyız.
Neyse dağıtmayayım.
Önceki gün gazeteci Kübra Par’ın programına AKP Grup Başkanvekili Mehmet Emin Akbaşoğlu katıldı. Programda öyle bir hesap hatası yaptı ki, günlerdir sosyal medyada kendisiyle dalga geçiliyor.
“Avrupa’da yüzde 1’den yüzde 7’ye çıkan enflasyondan dolayı fiyatlar 7 kat artarak 150 Euro’ya dolan torba artık 750 Euro’ya doluyor” dedi.
Kaynak olarak Fransa’daki, Almanya’daki tanıdıklarını gösterdi.
Kübra Par ısrarla belki gaf yapmıştır diye araya girmeye çalışsa da Akbaşoğlu hesaba o kadar inanıyordu ki savunmaya devam etti.
Bilginin komple yanlış olduğuna mı yanayım?
150’nin 7 katının 750 olmadığına mı yanayım yoksa ülkeyi yöneten partinin üst düzey yetkilisinin halkla paylaştığı kaynağın Fransa’daki akrabası olmasına mı?
Almanya’da 750 Euro’ya 5 aylık erzak alabilirsiniz. Belki daha fazla. Böyle bir artış hiçbir zaman olmadı.
Bana sürekli iktidarı eleştirdiğim için tepki gösterenler oluyor. Ben doğru gördüğümü yazarım. Yöneten kimse elbette çoğunlukla onunla alakalı yorum yapılır. Doğaldır.
- Siyasetçi her istediğini istediği gibi söyleyen kişi olamaz. Siyasetçinin sorumluğu olduğu kitleler vardır ve söylediği cümleler toplumu yönlendirdiği için yanlış ifade söyleme özgürlüğü olmaması gerekiyor. Siyasal iletişim halkı kandırmak değildir. Genel olarak AKP milletvekillerinde hoşuma gitmeyen durumlar bunun gibi halkın zekasını küçümseyen açıklamalar oluyor ve bunu çok sık tekrarlıyorlar.
- CHP tarafında bazı siyasetçilerin inatla Türkiyeli, Türkiye toplumu, Türkiye halkı gibi ifadelerini çok yanlış buluyorum. Atatürk’ün partisinde siyaset yapan bu kişilere Atatürk’ün Medeni Bilgiler kitabını okumasını tavsiye ediyorum. Hatırlatma fayda var:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir.”
- İmamoğlu İngilizce konuşmasa daha iyi olacak.
- MHP’li siyasetçilerinin Türkiye’nin geleceği hakkındaki projelerini hiç duyuyor musunuz? Ben duymuyorum. Salt Millet İttifakına hakaret etme söylevi geliştirmişler, başka bir açıklama gelmiyor. Böyle köklü bir partiden daha fazlasını bekliyorum.
- HDP PKK ile arasına mesafe koydu mu koymadı mı diye ne zaman ikileme düşsek kendileri resmi kanallardan bu ikilemden bizi kurtarıyor. Sosyal medyada paylaştıkları bildiride Sayın Öcalan ifadesini kullanmalarıyla yine halkın gözünde terörle arasına mesafe koymayan parti olarak göründüler.
- İyi Partili siyasetçilerin son dönemki performanslarını genel olarak beğeniyorum. Sadece hitabet yeteneği kısıtlı olan bazı milletvekillerini televizyonlara göndermemelerini tavsiye ediyorum.
- Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal’ı çok başarılı ve cesur buluyorum.
Bugünlük bu kadar. Herkese keyifli günler.