Seçim ve Türkler

Seçim ve Türkler
08-12-2024

Almanya'da üçlü koalisyon hükümetinin dağılmasının ardından 23 Şubat'ta seçim yapılması kararı alındı. Berlin'de şimdi erken seçim hazırlıkları yapılıyor.

Ve seçim kampanyaları başladı.

İkinci dünya savaşından sonraki en önemli seçim olması bekleniyor, çünkü ilk defa kamuoyu yoklamalarında ırkçı bir parti ikinci sırada gözüküyor.  

Bütün siyasi partiler Türkiye’nin AB üyesi olmasına karşı çıkıyorlar ve Türkiye ile iyi siyasi ve ekonomik ilişkilerin önemine vurgu yapılıyor ve bundan daha ileri gidilmesin istiyorlar. 

Başbakan Scholz, Türkiye ilişkileri konusunda Türkiye’ye uzun bir aradan sonra silah ve askeri malzeme satışına onay verdi, Eurofighter savaş uçağı satışı için teknik görüşmelerin başlatılmasına da yeşil ışık yaktı.

CDU'nun Başbakan adayı Friedrich Merz Basına yaptığı açıklamalarda "AB'ye üyeliği dışında her seçeneği konuşmaya hazırız" diyen Merz, yakın siyasi ve ekonomik ilişkiler istediğini söylediği Türkiye ile AB arasında bir serbest ticaret alanı oluşturulması önerisini dile getirdi.

Merz, Türkiye'ye ev sahipliği yaptığı mülteciler için daha fazla mali destek verilmesini savunan, yeni bir Mülteci Mutabakatı'nın müzakere edilmesinden yana.

Yeşillerin Başbakan adayı Robert Habeck

Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP hükümetine, Türkiye demokrasisinde yol açtığı gerilemeye yönelik en sert eleştirileri yapan partiler arasında yer alıyor. 

AfD partisinin Türkiye’ye bakışı ise “Otoriter İslamcı bir diktatörlüğün AB üyesi olabileceği fikri saçma" diyerek Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin derhal sona erdirilmesi gerektiğini savunuyor.

AfD'nin son seçimlerdeki parti programında da "Türkiye kültürel olarak Avrupa'ya ait değil" ifadelerine yer verilmiş, "Türkiye'nin artan şekilde İslamlaşması endişeye sebep oluyor ve aynı zamanda bu ülkenin Avrupa ve Batılı değerler topluluğundan uzaklaştığını gösteriyor" görüşü yer almıştı.

FDP'nin adayı Christian Lindner 2016 yılında, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'de yaşanan gelişmeleri eleştiren Lindner, Erdoğan'ın hukuk devleti ve demokraside gerilemeye yol açan adımlarını "1933'te Nasyonal Sosyalistlerin zulüm önlemlerine" benzetmişti. Linder, "Reichstag yangınından sonra 1933'te olduğu gibi yukarıdan bir devlet darbesi yaşıyoruz: Erdoğan sadece kendi şahsına özel otoriter bir rejim inşa ediyor" ifadelerini kullanmıştı.

BSW adayı Sahra Wagenknecht, Erdoğan'ın politikalarını, özellikle de Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yönelik askeri operasyonlarını eleştiren, Türkiye'ye silah satışlarının durdurulması gerektiğini savunan çok sayıda açıklamaları bulunuyor.

Sol Parti adayı Jan van Aken, 2016 yılında PKK'nın terör listesinden çıkartılması yönünde çağrı yapan milletvekillerinden.

Sol Parti, son seçimlerdeki seçim programında Mülteci Mutabakatı'nın sonlandırılması ve "Erdoğan rejimi gibi uluslararası hukuku yok sayan rejimlere silah satışının durdurulması" gerektiğine dikkat çekmişti. Ayrıca Türk hükümetinin AİHM kararlarını uygulaması, demokratik muhalefete baskıyı da sonlandırması gerektiği vurgulanmıştı.

Alman devleti ve siyaseti Türkiye konusunda hemen hemen aynı düşüncede.

Peki Almanya’daki Türk toplumu ve STK’lar seçimlere nasıl bakıyor bu konuda fikir birliği ve iş birliği var mı?

Göçmenleri temsil edecek insanlar siyasi partilerde yeterli sayıda yer alacaklar mı veya onların sesi olacak siyasi oluşumlar ne durumda?

Dava ve BİG partileri iş birliği yapacaklar mı veya STK’lar bütün siyasi oluşumların dışında mı kalacaklar?

Türk ve göçmenler yine sahipsiz mi bırakılacak?

Çifte vatandaşlık yasası yürürlüğe girdi fakat sıkıntı devam ediyor çünkü randevu çok geç veriyorlar.

İslam dinin statüsü belirsiz.

Irkçılık ve dışlanmışlık devam ediyor.

Dil sorunu çözüme kavuşturulamadı.

STK’lar nasıl temsil edilecek bu konuda kendi haklarını aramaktan geri duruyorlar.

Daha birçok sorun ortada duruyor fakat çözüm için kim veya kimler inisiyatif alacak bilinmiyor. 

Diğer bir konuda Türklerin seçime katılımları, maalesef yeterli değil, seçime çok az katılım sağlıyoruz.

Buradan tekrar bir çağrı yapıyorum, Türk derneklerine bölgelerindeki adayları davet ederek siyasi partilerden taleplerini dile getirsinler. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?