Tüm Almanya'da Oynanması Gereken bir Müzikal: İstanbul

Tüm Almanya'da Oynanması Gereken bir Müzikal: İstanbul
02-11-2022

Cumartesi günü Osnabrück’e gittik. İstanbul isimli bir müzikale biletimiz vardı.

Oyunun Türkçe ve Almanca dilinde, üstyazılı bir oyun olduğu dışında pek bir bilgim yoktu. Ve açıkçası sıfır beklentiyle salona girdim.

İnsan beklentisiz ve konusunu bilmeden bir filmi, bir tiyatro oyununu izlediğinde gerçekten çok daha fazla zevk alıyor. Bunu Cumartesi günü keşfettim desem abartmış olmam.

Yine abartmadan söylemek isterim. Hayatımda izlediğim en iyi sahne gösterilerinden biriydi.

Takdir edecek o kadar çok şey vardı ki. Bu yerel tiyatronun Almanya’nın her yerinde oyun oynamasını diliyorum. Desteklenmeliler. Özellikle Almanlar izlemeli.

Konusu hepimizin yakından bildiği bir konuyu ters psikoloji ile işlemek üzerine kurulu bir oyun İstanbul.

1961’deki Almanya ile Türkiye arasındaki işçi anlaşması Türkiye’den Almanya’ya işçi göçü olarak değil de tam tersi olarak Almanya’dan Türkiye’ye gerçekleşmiş. Bu süreçte sıfır Türkçe ile Osnabrück’ten İstanbul’a çalışmaya gelen Klaus’un dilini, dinini, kültürünü bilmediği Türkiye’de yaşadıkları anlatılıyor. Almanya'ya bir gün döneriz umuduyla Türkiye'de tam olarak kök salamamasını ya da kendisinin öyle sanmasını,  Türkiye'de doğan çocuklarının Türkiye'de anadillerinden daha iyi Türkçe konuşmalarına rağmen Türk olarak kabul görememesini, Almanya'da da tam olarak Alman görülmemesini işlemişler. 

Çok yaratıcı bir fikir!

Arada o kadar ince espriler var ki, tiyatroda yanımda oyunu izleyen Almanlar oyun boyunca birbirlerine bakıp “Evet, bu tarz lafları Türklere söyledik. Ayıp etmişiz” gibi cümleler kurdular.

Oyun sadece bir müzikal olduğu için neredeyse tüm enstrümanları çalabilen birbirinden yetenekli müzisyenler Sezen Aksu’nun en güzel şarkılarını canlı çalarak müzik ziyafeti çektiler. Şarkıların solistleri ise Alman oyunculardı. Konunun içerisine şarkılar öyle güzel yedirilmişti ki bir ara tüm salon “Küçüğüm daha çok küçüğüm” şarkısında göz yaşlarına hakim olamadı.

Daha fazla detay vermeyeyim.

Yolu Osnabrück’e düşen mutlaka bu oyunu izlesinler.

Tam da bu oyunu izledikten bir gün sonra Mevlüde Genç anamızı kaybetmiş olmanın da hüznü var içimde. TRT tarafından çekilen Bilge Ana belgeselinin Köln’deki Gala’sında tanışmıştım kendisiyle.

Solingen’deki alçak ırkçı saldırıda çocuklarını ve torunlarını kaybeden Mevlüde Ana’nın yaşadıkları beni derinden etkilemişti.

Mevlüde Ana şimdi toprak oldu, çocuklarının yanına gitti…

Allah rahmet eylesin!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?