Mayıs 2022’den beri Türkiye’ye gelememiştim. Aklım, fikrim Türkiye’deydi belki ama burada olmak gibisi olmazdı. Bunun farkındaydım elbet.
Türkiye’ye 1 hafta için geldiğimde tekrar fark ettim ki gerçekten de burada olmadan, buraya gelmeden dışarıdan ne kadar gündemi takip ederseniz edin, ne kadar eş dostla Türkiye hakkında konuşursanız konuşun bu derin sosyal ve ekonomik krizi anlayamıyorsunuz.
İlk geldiğim andan itibaren insanların geçen yıldan daha mutsuz olduğunu hissettim. Hayatın her alanında daha tahammülsüz, daha somurtkan olmuş halkımız maalesef.
Nasıl olmasın? 1 yıl içinde hayat 4 kat daha pahalı artık.
1 yıl önce alınan neredeyse her şey 4 kat daha pahalı hale gelmiş.
100 ile 200 lira geçen yılın 20 ile 50 Lira’sına dönmüş.
Aylar önce bir kurbağa deneyinden bahsetmiştim.
O yazının linki de şurada:
https://www.eura24.com/yazi/ilik-sudaki-kurbaga-1006.html
Halkımız o deneydeki kurbağaya dönmüş.
Bu fiyatlar başka bir ülkede olsaydı hükümetin düşmesi için her yerde ayrı protestolar olurdu.
Hükümetin düşmesi demişken buraya hemen bir parantez açayım.
Geçtiğimiz gün İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu “Parlamenter sistem olsaydı pandemi döneminde hükümet düşmüştü. Dolar euro krizinde hükümet düşmüştü. Allah’tann parlamenter sistem yok ki ülke yönetilebiliyor” demiş.
Halkı geri zekâlı yerine koymak tam da budur.
Hükümet düşebilir arkadaşlar. Bu vatanın elden gitmesi anlamına gelmiyor ki.
Hükümet düşer yenileri göreve gelir.
Düşmesi gerekiyorsa herkes düşer yerine halkın içinden başkaları gelir.
Ne koltuğu kutsallaştırmaymış bu be arkadaş?
Ülkenin sahibi padişah da bile böylesi bir koltuk sevdası yoktu.
Hatta şöyle söyleyeyim bir ülkede hayat bir yılda 4 kat daha pahalı hale geldiyse, depremde kötü konutlar yüzünden resmi rakamlara göre 50binden fazla insan öldüyse, tarikatlar darbe yapmaya yeltendiyse o hükümet zaten düşmeyi hak etmiş demektir de neyse hadi seçime 30 günden az kaldı.
AKP yöneticileri maalesef demokrasiyi halen içselleştirmiş değiller. Onlar sonsuza kadar yönetici parti olmak istiyorlar. Kalan partiler aralarında ana muhalefet olmak için yarışsın istiyorlar. Ancak bunu açık açık dile getiremiyorlar. Çeviriyorlar lafı “işte herkesin derdi Erdoğan’ı devirmek” diyorlar, yok işte “hükümet düşer maazallah” diyorlar.
Saçmalık.
Neyse gelelim Türkiye gözlemlerime…
Bu halk bu kadar mutsuz olmayı hak etmiyor. Bu kadar öfkeli olmayı da hak etmiyor.
İnsanların gözlerindeki değişim istediğini hiç bu kadar net görmemiştim.
Türkiye seçimle büyük bir değişime hazırlanıyor.