
Uyandın. Uyandığını zanneden vücudunu yataktan kaldırdın. Kahvaltı en önemli öğündür; kahve, kahvaltı için yeterlidir. Kahveni içtin. Ruhunun gözleri henüz açılmamışken bardağı tutabiliyor, haber okuyabiliyor ve kahvene eşlik eden sigaranı yakabiliyorsun. Güneş var ama hava soğuk. Havanın kıyafet tercihin dışında, gündemine bir etkisi yok. Hayatın rutinine kapılıp hazırlanıp işine gidiyorsun. Herkesin nefret ettiğini düşündüğün o sabahı; hareketli bir müzikle neşelendirmeyi iyi biliyorsun. Çünkü uykundan başka bir problemin yok; oda kahve bittiğinde geçmiş olacak.
Uyandın. Uyandığını zanneden vücudunu yataktan kaldırdın. Kahvaltı en önemli öğündür; işe geç kaldığın için kahveni yanına alıyorsun. Kırmızı ışıktasın, sıra sevdiğin şarkıda; söylüyorsun, keyifli. Yandaki araç şoförünün sinirleri bozuk ama önemli değil. Bir dahaki ışıkta yanında olmayacak. Tıpkı hayatındaki insanların kırmızı ışık kadar yanında olup yeşil ışık yandığında, hızını sana göre değil aldığı hazza göre ayarladığını düşünerek, yoluna devam ediyorsun.
Uyandın. Uyandığını zanneden vücudunu yataktan kaldırdın. Kahvaltı en önemli öğündür; kahveni yanına aldın. Çünkü içecek vaktin yok. Geç yattın ve gerginsin. Bütün kırmızı ışıklar senin için yanıyor bu sabah. Yine hayatın bütün olumsuzluklarını üzerine alınmakta ısrar ettiğin anlardan birindesin. Radyoda haberler; iyi bir haber yok. Karşı yolda bir simitçi görüyorsun; bayılıyor. Bütün simitler de adamla beraber yere seriliyor. Yardım eden insanları görüyorsun ve yoluna devam ediyorsun. İki sigara içiyor, beş şarkı dinliyorsun; artık iştesin.
Uyandın. Uyandığını zanneden vücudunu yataktan kaldırdın. Kahvaltı en önemli öğündür; kahveni evde içecek vakit var. Camın önüne geçiyorsun. Güneş yok, soğuk havanın canını sıkmasına müsaade ediyorsun. Haberlere bakıyorsun; geçip gidiyorlar. Üzerine daha kalın bir şeyler alman gerektiğinin farkındasın, üşeniyorsun. Yine aynı yol, aynı sabah, aynı ışıklar. Aynı simitçi de orada. Karşı yolda yeni avını bekliyor; artık eminsin. Simitçi bayılıyor. İyi insanlar yardım ediyor. Yoluna devam ediyorsun. İşe vardın, aklın simitçide.
Uyandın. Uyandığını zanneden vücudunu yataktan kaldırdın. Kahvaltı en önemli öğündür; kahve çekirdeği kalmamış. Boş termosu alıp çıkıyorsun. Arabanın etrafı sıkışık; çıkmak için fazla manevra yapman gerekiyor. Hala sakinsin. Güzel bir şarkı seni kendine getirir, dinliyorsun. Gerçekten şarkı mı yoksa ona olan inancın mı enerjini yükseltiyor? Bu kadar sorgulamayı bırakmalısın. Belki de bırakmamalısın. Simitçinin mekânından geçiyorsun. Simitçi yok. Tüh! Tam da bayılmalık bir hava var bugün. Belki de simitçinin yolu her gün aynı değildir; senin olduğu gibi. Yolu değiştirsen de aynı yere varan o yol, bugün de bitti ve işte; iştesin.
Uyandın mı? Uyan. Yol seni bekliyor.